Çağımız bir çok önemli hastalık gördü.Bunlara sinsi dendi,tehlikeli dendi,baş belası dendi,lanet edildi,bela okundu ve kurtulmaya çalışıldı.Ama işte burda bu ama çok önemli.
Neden mi?
Çünkü bu öyle bir hastalıkki yakalanmayan yok kurtulan hiç yok.Tüm o bahsedilen sinsi,tehlikeli,baş belası hastalıklar kadar kötü belki daha kötüsü.O hastalıklarla tek bir farklı noktası var toplumun her kesimi değil sadece belirli bir kesimi buna lanetler okuyup şikayet ediyor.
FIRSATÇILIK
Özellikle yaşadığımız toplumda hemen hemen herkes bununla karşı karşıya.Artık öyle bir hal aldıki öyle ilerledi ki bu durum yavaş yavaş normalleşmeye bile başladı.Fiyatların astronomik artışlarına sessiz kalıp normal bulan çok sayıda insan var.Hal böyle olunca başa çıkması halk için daha güç bir hale geliyor çünkü ortada bir birlik yok.
30 Ekim 2020 İzmir depremi döneminde yaşanan fırsatçılık halen hepimizin aklında,hepimizin aklına kazınmış olmasının nedeni yakın geçmişte olmuş olması değil yüz kızartıcı ve insanlığın bittiğinin dönüm noktası oluşu.Kiralara yapılan 1000'er 1000'er zamlar,nakliyecilerin evden eve kısa mesafe fiyatlarını arttırması bize bu hastalığın en az diğer hastalıklar kadar sinsi ve tehlikeli oluşunu bir kere daha gösterdi.
Döviz kurlarının dalgalanması sadece halktaki bazı kesimleri harekete geçirmedi.Damat bakanın meşhur konuşmasında söylediği,bomba patlasında dolar 10-12 olsun satarım düşüncesi bomba patlamadan doların 18 oluşu ile ne kadar ileri görüşlü olduğunu bizlere gösterdi.Bu kur fırsatını sadece halkın değerlendirdiğini düşünemeyiz galiba.En büyük fırsat avcılarının nerelerde dolaştığını hepimiz biliyoruz.
Yorum Bırakın