"Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim tanrı seslendi:
-Öyleyse çocuğum, bakşa bir dünya yap."
Ailenin sevilmeyen, özgüvensiz, silik çocuğu Kirke, kendini bulma yolunda yarattığı bu dünyada ne olduğunun, kim olduğunun arayışını veren ölümsüz bir tanrıça olarak çıkıyor karşımıza. Bazen hayata ve kendine karşı hataları yüzünden onu ne kadar suçlamak istesek de bu bir kendini bulma hikayesi, hatalar bu yolculuğun en gerekli temel taşları diye düşünüyorum. Kitabın konusuna değinecek olursak Kirke, Güneş tanrısı Helios'un kızı. Herkesten farklı olduğu için dışlanan, ailesi tarafından sevilmeyen Kirke'nin hikayesini okuyoruz. İlk başta tüm tanrıların aksine Kirke güçleri olmayan, çelimsiz, yalnız bir tanrıça olarak sunuluyor bize. Ancak daha güçlerinin farkında değilken bile aşkın verdiği cesaretle bir ölümlüyü tanrıya çevirmek ve ölümsüz birini canavara dönüştürmek gibi birçok tanrının yapamayacağı şeyleri başarıyor. Hepsini de var olmak, varlığını kanıtlamak için yapıyor. Yaptıklarından dolayı Aiaie Adasına sürgün ediliyor. İşte tam olarak bu adada yaşadıkları Kirke'nin kendini bulmasını sağlıyor. Kirke burada hiç özgüveni olmayan birinden güçlü bir kadına dönüşüyor. Bu gelişimi şahitlik etmek benim için çok keyifliydi. Bunlar dışında anlatmak istediğim çok şey var; Kirke'nin yalnızlığına dahil olan, çok sevdiğim Daidalos, hiç sevmediğim Odysseus, bu kişileri hayatına alması, yaptığı büyüler, adasına gelip gidenler, sevdikleri için yaptıkları ve uğruna her şeyini feda edebileceği biricik oğlu Telegonus...Son olarak kitapta beni çok etkileyen yerlerden biri, Kirke'nin ölümlü yakınları hakkında düşündükleriydi. Ölümlüler çok da uzun olmayan yaşamlarının sonunda yaşam sonrası bir diyarda bir araya gelip sonsuza kadar orada birlikte kalabilecekler. Ama Kirke hiç ölmeyecek ve çok sevdiği ölümlü insanları bir daha göremeyecek. Ölümsüzlük hep çok istenilesi bir şey olarak gelmişti, Kirke'nin bu fikrini duyana kadar.
Sizinle Kirke'nin beni çok etkileyen bir sözünü paylaşmak isterim:
"Cürretkar hareketlerle utanmazlık aynı şey değildir."
Yorum Bırakın