Yahya Kemal ve Büyük aşkı Celile….
Celile, Nazım Hikmet’in annesi ve Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamıdır. Yakup Kadri aracılığı ile Yahya Kemal’le tanışırlar. Kemal, görür görmez Celile’den hoşlanır ve hemen buluşma teklif eder. Celile ise yarın Ada’ya gideceğini vapur yolculuğunu beraber yapabileceklerini söyler. İşte her şey bu vapur yolculuğunda başlar. Artık Celile’de Kemal’den hoşlanıyordur. Kötü giden bir evliliği bu vesile ile hemen siler atar Celile. Evlilik hazırlığı yaparlar Celile İstanbul’u terk edip Ada’ya taşınır fakat Yahya Kemal çok sevse bile Celile kadar cesur değildir ve çıkan dedikodulardan dolayı korkup evlenmekten vazgeçer. Bu vazgeçiş Yahya Kemal’e yıllar boyu büyük bir ızdıraba mal olacaktır. Zira vefat ettiğinde dosyaların arasından kurumuş bir çiçek çıkar. Bir de not:
"Aşkından vazgeçemediğim kadının, O veda gecesi nadide göğsünden aldığım çiçektir…1919.” Bu, Celile ile birbirlerini son kez
gördükleri yıl olacaktır.
Sessiz Gemi
Celile’nin vapurla adadan ayrılıp İstanbul’daki evine dönerkenyaşadığı hisleri anlatır;
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden
Telâkki
Yollarda kalan gözlerimin nûrunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum,
Hulyâmı tutan bir büyü var onda diyordum,
Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı.
Sen miydin o âfet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.
Hazan Bahçeleri
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorum Bırakın