Bizi güçlü kadın yapan şey, boyun eğmediklerimizdi. Bedenimizin avcılarına; salyaları akan, aç ve hayâsız soytarılara karşı varlığımızdan, benliğimizden aldığımız güçler ile dimdik durmaktı. Onların sahte rüzgarları geçip giderdi üzerimizden ve o rüzgarların içine, donmuş kalplerinden cam kırıkları bırakırlardı ve hiçbiri bizi alt edemezdi. Kalbimizde filizlenen güneş renginde duygular vardı ve o duygularla dokunduğumuz her şey çoğalırdı; bir bebeğe can verirdik, bir şaire mısralar yazdırırdık ve Dünya’ya ihtiyacı olan sevgiyi biz verirdik. Kadın olmak demek, hayatı her mevsimde iliklerimize kadar yaşamak; önümüze koyulan engellere, boğazımızı sıkan baskılara ve bizi yarım bırakan zalim ruhlara, fırtınalara göğüs germek zorunda bırakılmaya rağmen asla boyun eğmemek ve her defasında daha da güçlü bir şekilde ayağa kalkmak demekti. O zalimlerin asla sahip olamayacağı şey, erdemlilik ve tüm bu özelliklerimizdir. 

Onlar tüm bu gücümüzü elimizden almaya çalışacaklar fakat siz asla zalimlere boyun eğmeyin. Gözyaşlarınızı mutluluktan akmadıkça kutsamayın; kendinizi sevin, güzel ruhunuzu fark edin, kusurlarınızı sevin, yaralarınızı kendiniz sarın ve ruhunuzu, kalbinizi hiç kimseye muhtaç etmeyin. Varlığınızla gurur duyun.
 
Kadın cinayetlerinin azaldığı; suçluların cezalarını çektiği, kötülüklerin hayatımızdan çıktığı, kadıların hak ettiği değeri ve saygıyı gördüğü; kadınların, çocukların ve hayvanların huzurlu, mutlu ve sağlıklı yaşayacağı güzel bir yarın, güzel bir gelecek ve güzel bir Dünya diliyorum…
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.