Bugün biraz kayıplardan bahsetmek istiyorum. Bir gün onunlayken sonsuza dek kaybetmiş olmanın acısından, bu gibi durumlarda ruhumu nasıl iyileştirmeye çalıştığımdan ...
Öncelikle genelde çok ağlasam bile bunu birine göstermemek için hep saklanırım evet bu zor oluyor ama kaçmak her zaman ilk planım . Acımı tek başıma kimseye göstermeden yaşamaya gayret gösterdiğim bu hayatta genelde rolüm çevremde benimle aynı acıyı yaşayan birisi varsa onun yaralarını sarmak oluyor bir nevi palyaço ya da duvar görevi görüyorum . Her şeyi dinleyip anı yumuşatıp biraz da sevgi ile kurtarmaya çalışıyorum . Çok fazla mantık yürütmem gerektiğini düşünüp beynimi iki katı yorup bir de fiziksel zorluklar ekliyorum sırtıma ve hepsini kucaklayıp ilerliyorum. Hayatımda kimsenin önceliği olmadığım gibi kendimi önceliklerime koymayıp sanki bu bencillik yıllardır bana yapılmıyor gibi ben de kendimi görmezden geliyorum. Sanırım bu dünyada acımamın olmadığı tek kişi yine benim..... Düşüncelerim, bedenim hiçbir şeyime saygım yok bu doğru bir davranış olmasa bile küçüklükten gelen bir alışkanlık... Bu yaşıma kadar hep bir şeyleri kendim deneyimleyerek öğrenmek zorunda olduğum için çoğu zaman hatalar yaptım ama sonuçta kendimi o kuyulardan çıkartmayı da öğrendim, önüme bakıp yürümeyi de . Çoğu zaman çok sert eleştirilere maruz kaldım, yıkıldım, düştüm ve inanınki elimden tutan bir kişi bile yoktu. Kendi kendime büyüdüğüm için bazı yönlerim hep çok zayıf kaldı farkındayım ama zayıf yönlerime rağmen çok da güçlendim. Bana kattığı kötü şeyler de oldu elbet mesela aşamadığım nefret , intikam ve hırslara sahibim ve inanın denilenin aksine bu duygular sizi güçlü kılmaktan ziyade içten içe yiyor. Hayatımda çoğu zaman istediğim şeylere çok çabalasam bile sahip olamadım, çevremde hayallerimi hiç çabalamadan elde eden insanlar gördüm ve hırslarıma yenik düşüp çoğu zaman isyan ettim. Şimdi önümde bir yol var ve ne kadar yaşarım bilemeden ilerliyorum... Kimseyi kırmadan, kendi içimde yaşadığım ve öfke problemlerimden kurtulduğum bir hayat dilerim... Ve son olarak bir kaç şey eklemek isterim hepimiz birer bireyiz elbette kayıplarımız olacak ama göğsümüzden sanki bir kafes açılmış da dünyanın en güzel kelebekleri göğe doğru uçuyor gibi hissetmeliyiz ve onları özgür bırakmalıyız. Ben göğsümün kafesini göğe doğru açtım ... Kayıplarımı, hırslarımı, nefretimi ve beni aşağı çeken her şeyi ve herkesi bulutlara uğurluyorum umarım herkesin yaralarını sarıp kendini daha iyi hissettiği zamanlar çok çabuk gelir. Bunu okuyan kişi unutma göğe bıraktıkların senin içinden çıkıp gittiler halen sana aitler ve içinde bir yerlerde halen izleri var hep mutlu ol ....