Zihnimin bulanıklığı gözlerime yansıyor ve olanları görmem zorlaşıyor her gelen önce şiddetli bir şekilde konuşuyor sonrasında yumruklarını savurmaya başlıyor göz altlarıma çenem ile ağzım arasındaki boşluğa karnıma elmacık kemiklerime kimilerini hiç hissetmesem bile bazıları canımı çok yakıyor bundan zevk aldığımı söylemesem yalan söylemiş olurum yumruk ile kemiklerim arasına sıkışmış derim patlıyor ve birkaç damlada olsa kanlar akıyor o öğüt verdikleri boşlukta ise başım dönüyor kendimden geçiyorum yeni ve farklı şeyler düşünüyorum gerçi güneşin altında anlatılmamış hiçbir hikaye yoktur ama en azından benim için yeni değilmi önemli olan benim sonuçta bu odada bir tek ben varım vede beni yumruklayan kişiler odaya başka biri geliyor bu yeni gelen kişinin mizacı diğer gelenlerden daha sert ve verdiği öğüt ise daha uzun başım yine dönmüş bilincimi kaybetmek üzereyken saçlarımdan sıkıca tutuyor soğuk ve keskin bir bıçağı gırtlağıma yapıştırıyor dediği şeyleri ufak bir uğultu ile duyuyorum
-Bırak ve kurtul
boğazımı kesiyor ve pembe çiçek desenli beyaz halının üzerine düşüyorum kanım beyaz halıyı koyu kırmızıya boyuyor içimde kalan son arzu ile her yere yayılması için çaba harcıyorum onlara son bir uğraş son bir çile çektirmek için kan vücudumdan tamamen tahliye ediliyor ve onlarla hiçbir bağım kalmıyor zihnim boşalıyor vücudum rahatlıyor parçalara bölünüyor ve kendimi yokluğa bırakıyorum
-Rüyalar gecenin uyuşukluğu karşısında arzuların ve korkuların yansımasıdır
Bırakıp kurtulmak varken içlerindeki dürtü ile ölenlere armağan olsun