Herkese Merhaba;
Size her şeyin üstesinden gelme ve hayallerinizi gerçekleştirme gücünün sizden başka bir yerde olmadığını ve yapmanız gerekenin aslında çok da zor olmadığını söylesem?
Söylemeden önce şimdi sizleri zamanda kısa bir geziye çıkarmak istiyorum, pek yakından tanıdığımız birinin yanına gidiyoruz, Platon’a.
Bir gün Platon dünyanın en bilge kişisinin yanına gitmek için yola koyulur, Bilge'nin yanına ulaşır ve sohbet etmeye başlarlar. Platon’un aklında çok merak ettiği bir soru vardır, bilgeye döner ve sorar;
- Sen dünyanın en bilge kişisisin, sen dünyaya dair her şeyi bilirsin. bana öyle bir anahtar ver ki bütün kapıları açmamı sağlasın.
Bilge Platon’a bu sırrın çok değerli olduğunu ve sorumluluklarla geleceğini söyler.
Platon, Bilge'ye dünyanın bütün hazinelerine ulaşmasını sağlayacak o anahtara ulaşmak için her şeye razı olduğunu söyler ve Bilge son defa Platon’a;
- Bunu bilmek sana çok büyük bir sorumluluk yükleyecek. Bu sırrı bildiğinde artık saklayamazsın, bunu yapman gerekecek. Eğer sırrı öğrendikten sonra uygulamazsan o zaman sır seni yavaş yavaş sona götürecek. Bunun için hazır mısın?
Platon hazır olduğunu söyledikten sonra Bilge Platon’a yaklaşır ve sırrı söyler. Platon şaşkınlık içerisinde bilgeye bakar ve sorar;
- Bu mudur, bu kadar basit bir şey midir dünyanın en büyük sırrı ve bana bütün kapıları açacak olan sır?
Bilge;
- İşte budur dünyanın en büyük sırrı ve sana bütün hazineleri vaat eden sır.
O sırada hala şaşkınlıkla Bilge'ye sorular soran Platon'a karşı Bilge yüksek sesle sırrı tekrarlar;
- YAP! Sadece yap. Soru yok, yorum yok, endişe yok, sadece yap. Sana dünyanın kapılarını açacak olan budur işte!
Tam burada yolculuğumuzun sonuna geldik, belki de başka bir yolculuğun başlangıcına.
Platon’un bu kısa yolculuğu, öğrendiğim andan beri beni harekete geçiren, ilham veren bir hikaye. Şu an ilk blog yazımı bu hikaye ve dünyanın en büyük sırrı sayesinde klavye başında yazıya dökebiliyorum. Sadece yaparak.
Bu hikayenin bana ilham verdiği gibi sizlere de ilham vermesini dileyerek bitirmek istiyorum yazımı. Bazen sadece küçük bir aksiyon ile başlayabilecek şeyleri zihnimizde zorlaştırıyor ve kendimizi sadece yapmaktan alıkoyuyor olabilir miyiz? Bu hikayeden sonra tüm bunlara kendi içimde cevaplar aramak bana çok iyi geldi. Umarım sizler de güzel enerjilerle ayrılırsınız bu yazıdan.
Benim yazmaya başlamak istemem gibi sizlerin de hayatında yapmak istediğiniz ama bir türlü başlayamadığınız, hayalini kurduğunuz ama pek de cesaret edemediğiniz bazı şeyler varsa lütfen Platon’u ve bu hikayenin öğretisini hatırlayın ve harekete geçin. Yani, sadece yapın!
Kendinize çok iyi bakın, şimdilik hoşça kalın :)
Ne kadar da güzel anlattınız öyle, teşekkür ederim bu bilgi için:')