Gönülden Ayrılamayanların Hikâyesi: Ada

Gönülden Ayrılamayanların Hikâyesi: Ada
  • 3
    0
    0
    0
  • "Başka başka adalardayız köprü kuramıyoruz birbirimize."

    Yıllar önce ayrılmış bir erkek ve bir kadın. Kadın çevirmenlik yapıyor, kızı ile hayata tutunmaya çalışıyor. Adam ise ressam. Ada hayatını seven, kendisini oraya ait hisseden biri. Kalabalıktan, büyük şehrin samimiyetsizliğinden bıkmış kendince Burgazada'daki evinde yaşıyor. Bir gün Eser, kadın, çocuğunun üniversite işlerini konuşmak için vapura binip adaya geliyor. Plan tam olarak kızının geleceğini konuşmak içindi. 

    Ne kadar ayrı olasalarda, içlerinde sönmeyen bir tutku, sevda vardı. Evliliklerinde anlamamışlardı ama o içlerindeki sevgiyi de öldüremiyorlardı. Başka insanlar ile birlikte olmuşlardı ama hiçbiri o tarif edilemez hissi vermiyordu. Ama her ağızlarını açtıklarında birbirlerin kıracak sözler de çıkıyordu. Eser; kendisini kullanılmış hissediyor, eşinin onu sevmediğine inanıyordu. Tartışmalar, tartışmalar... Ama Eser adaya geldiğinde, bir araya geldiklerinde tekrardan ikisinin arasındaki o buz duvardan lavlar kendini gösterecek gibiydi. İkisi de korkuyordu, özellikle Eser. Çünkü tecrübe etmişlerdi artık her şeyi. Eser, adadaki evi gezdikçe anıları canlanıyordu. İyi ve kötü anılar. İyi anıların içinde saklanmış onu kıran anlar. Ada yaşantısını seviyordu adam. İnsansız resimlerini seviyordu. İnsansızlığı da seviyordu. Eser öyle değildi. Onun kafasındaki sesleri susturmak için insanlara ihtiyacı vardı, ada yaşantısı ona göre değildi. Aralarında bir çelişki, bir tutarsızlık... Bu yüzden ayrıldılar, fiziken. Ama duygular kopamadı.

    "Oraya, ona gittim. Kızı konuşmak için. Ve hiçbir sey konuşmadım."

    Eser kızı hakkında konuşamadı, eve geri döndü. Duygular; daha önce yanan, kurulamayan köprüleri kurma çabasına kapılmıştı.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.