Geçtiğimiz yıllarda adından çok söz ettiren Türkiye'nin Bolu kentinde terkedilmiş kale benzeri konakların fotoğraflarının ortaya çıkmasıyla, herkes bu ürkütücü manzaraya şahit olmuştu, 200 milyon dolarlık sahte şato kompleksleri ekonomik belirsizliklerin ardından alıcıların ve yatırımcıların projeden çekilmesine yol açmıştı. Sürdürülebilir kalkınma, enerji verimliliği, çevre koruma, yenilebilir enerji gibi unsurların bir kenara bırakıldığı kesilen on binlerce ağaç ile birlikte tamamen bir çöl ortamı oluşturması ile doğa katliamının insan eliyle yapıldığına müthiş bir örnek proje olarak karşımıza çıkmıştır. Diğer taraftan tüm yıpranmışlığı ile ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi yapıların başına gelenler, restorasyon maliyetlerinin çoğu alıcı için çok yüksek olması veya mekanların elverişsiz olması veya başka pek çok şeyin etkisi ile bu mekanların terk edildiğini görüyoruz. Bu yapılar geçmiş bir dönemin kayıtlarını bize işleyip, zaman içerisinde donmuş hissettiriyor.Terkedilmiş yerlerde yaşayan yaşamların hayalet yankıları, kalıntılarının temsil ettiği her şey bir duygusal ağırlık olarak bu yapılarda etkisini hissettiriyor.
Yorum Bırakın