Van Gogh Tablolarının Hikâyeleri

  • 13 0 0 0
Van Gogh Tablolarının Hikâyeleri
  • 13
    0
    0
    0
  • Her sanatçı eserlerini kendisinde derin duygular uyandıran nesnelerden veya olaylardan etkilenerek meydana getirir. Bu etkiler biz fark etsek veya etmesek de eserlerin köşelerinde bir yerlerde gizlenir, kendisine yer bulur. Dünyaca ünlü ressam Van Gogh daha hayatı boyunca sanatını birçok tabloya yansıtmıştır. Birçoğumuzun hayranlık duyduğu tablolarında etkisinde kaldığı çeşitli nesne veya olayların izlerini saklamıştır. Yani aslında her tablonun arkasına bir hikâye gizlemiştir. Bizler de sanatseverlerin büyük bir ilgiyle baktığı Van Gogh tablolarının hikâyeleri hakkında sizleri bilgilendirmek istedik. Her insanın hikâyesi olduğu gibi tabloların da ilgi çeken hikâyelerini sizler için paylaşıyoruz.

     

    Yıldızlı Gece Tablosu 
    Van Gogh’un en meşhur tablolarından biri Yıldızlı Gece tablosu. Akıl hastanesindeyken resmettiği bu tablo oldukça derin anlamlar taşıyor. En başta tablodaki manzaranın kaldığı hastanenin manzarası olduğu söyleniyor. Fakat gerçek hastane manzarasında olmayan ancak eserde olan kilise gibi detaylar ünlü ressamın memleket özlemi içerisinde olduğunu gösteriyor. 

    Tablonun sol köşesinde yer alan servi ağacının gökyüzüne bu denli yakın olması ise ölümü, yası çağrıştırıyor. Karamsar bir yapısı olması ve hastanede geçirdiği uzun sürenin etkileri tabloya bu şekilde yansımış. Ayrıca tablonun gece vaktini anlatmasına rağmen renklerin aydınlığı ile gündüzü çağrıştırması ise benimsediği empresyonizm akımını en çarpıcı şekliyle hissettiriyor.

     

    Kulağı Sargılı Otoportre
    Van Gogh tablolarının hikâyeleri genellikle duygu durumlarının yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Kulağı sargılı otoportre de ruh hali ve duygularını en gerçekçi şekilde resmettiği tablolarından biridir. Kendisi gibi bir sanatçı olan Gauigin ile tartıştığı bir günde Van Gogh öfkesinden kendi kulağını kesmiştir. Bu gergin olayın ardından iki hafta sonra ise durumunu yansıtan kulağı sargılı otoportresini yapmıştır. Aynı zamanda bu eseri akıl hastanesinde kalmasına gerek olmadığını doktorlara ispat etmek için yaptığına dair söylemler de bulunmaktadır.

     

    Kırmızı Üzüm Bağları Tablosu 
    Van Gogh yaşamı boyunca sayısız tablo resmetmesine rağmen hayattayken yalnızca bir tablosu satılmıştır. Kırmızı Üzüm Bağları isimli tablosu Van Gogh’un hayattayken sattığı ilk ve son tablosu olmuştur. Ünlü ressam Fransa’nın bir kasabası olan Arles’te yürüyüşe çıktığı sırada halkın kırmızı şarap rengindeki üzüm bağı tarlasını seçmelerine tanık oldu. Hayranlık duyduğu bu manzarayı ölümsüzleştirmek isteyen ressam bir ay içerisinde Kırmızı Üzüm Bağları tablosuyla istediğini başardı.

     

    Vazodaki Ay Çiçekleri Tablosu
    Birini etkilemek için en güzel jestlerden biri onun için tablo yapmak olabilir. Vazodaki ay çiçeklerinin harika görüntülerini tuvale döken Van Gogh da arkadaşı Gauigin’i etkilemek için Vazodaki Ay Çiçekleri tablosunu yapmıştır. Fakat her ne kadar aralarındaki tartışma sonucu ilişkileri son bulsa da resmettiği ay çiçekleri sayesinde ayçiçekleri artık Van Gogh’un sembolü haline gelmiştir. Ünlü ressam yaptığı bu tablo sayesinde arkadaşını etkileyemese de ayçiçekleri ile anılmaya başlamıştır.

     

    Patates Yiyenler Tablosu 
    Yaşadığı dönemin hayat koşullarını eserlerinde başarılı bir şekilde işlemiştir Van Gogh. Patates Yiyenler tablosu da her ne kadar iç karatıcı ve kasvetli tablolarından biri olsa da karşı tarafa hissettirdikleri itibariyle dönem hakkında derin bir bilgi sunmaktadır. Özellikle o dönemde fabrika işçilerinin yoksulluğu resimdeki her detaydan anlaşılabiliyor. Yüzlerindeki yorgunluk, evde aydınlatmayı sağlayan tek bir gaz lambası ve kıtlık nedeniyle yiyecek tek şeyin patates olması… Fabrika işçilerinin yaşamlarını gizli detaylarla hissettirmeye çalışan ressam bu eseriyle dönemin koşullarını gerçekçi bir şekilde sunmuştur.

     

    Sigara İçen Kafatası Tablosu
    Van Gogh’un kendi durumunu ve içerisinde bulunduğu ruhsal durumu en gerçekçi ve ürkütücü şekliyle yansıttığı tablolarından biridir Sigara İçen Kafatası Tablosu. Bu tablosunda dünyadaki her şeyin gelip geçici olduğu, dünyanın fani olduğu teması ürkütücü bir hava hissettirilerek resme dökülmüş. Özellikle Van Gogh’un eseri yaptığı sıralarda baş ve mide ağrısından yakınması, dişlerinin çürüklerle dolu olması bu yaşadıklarından dolayı her şeyin faniliğini fark ettiğini göstermektedir. Hissettiklerini ve düşündüklerini de Sigara İçen Kafatası tablosu ile diğer insanlarla paylaşmıştır.

    Tabloları ile insanlarda derin duygular hissettiren ve birtakım sorularla baş başa bırakan Van Gogh’un ölümsüz eserlerinin arkasındaki hikâyeleri sizlerle paylaştık. Van Gogh tablolarının hikâyeleri öğrenildikten sonra bahsettiğimiz tablolara daha geniş bir bakış açısı ve ilgiliyle bakmanızı sağlayacaktır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.