İnsanlık gerçekten çok garip. İnsanlara bahşedilen özellikler çok tuhaf. Kimi insanın her şeyi olmasına rağmen ama her şeyi olmasına rağmen: sağlığı, parası, annesi, babası, arkadaşları, kız arkadaşı, eli, kolu, defteri, kitabı her şeyi olmasına rağmen bomboş yaşıyor ve ölüyor. Sanki öylesine yaşamış bir düşünce gibi. Sadece varlığında düşündürüyor , başka düşünceler geldiğinde ise hiç var olmamış gibi yok oluyor . Lâkin bazı düşünceler var ki kimi zaman dostunuz, kimi zaman rehberiniz oluyor . Değil gitmek artık yaşamınızda bir insan gibi yer ediniyor ve kendine odaklıyor. Üzüyor, öfkelendiriyor, kırıyor ama sonunda en güzel en anlamlı fikir olup çıkıyor. Tıpkı bir parçası eksik ama düşüncesiyle, zekasıyla kendini tamamlayan bir insan gibi. Birçok zorluktan geçiyor üzülüyor, kızıyor kimi zaman yaşama küsüyor ama asla umudunu yitirmiyor ve yeniden kendini kanıtlayıp insanlara ses getirebiliyor. Hani bir insana kağıt verirsin ya kimi katlayıp uçak yapar kimi ise eline bir kalem alır veo kağıda hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatını değiştirecek bir duygu aktarır belki yazarak belki resmederek. Yani kimileri elindekiyle bütün olumsuzluklara rağmen çabalar, sol ayağıyla dünyasını özetler ve duygularını  yaşatırken, kimileri de itip açgözlülük yapar ve daima fazlasını ister. İnsanoğlu işte bir vadi altın verirsin ama bir vadi daha olsa KEŞKE der. Keşkelerle dolu bir hayat en anlamsız hayattır... Aslında hepsi insanın kendine kurduğu engeller değil midir? Zihne vurulan hatta ruha vurulan kilitler... Belki de özgüvene vurulan bir kilit hepsini kilitliyordur, kim bilir? Bir insan aklını kilitlemişse o insanı hedefine çok yakın bir durumdayken, her şey çok kolayken bile vazgeçirebilirsiniz. Ama bir insanın aklı özgürse her şeyi özgür olur. Zihni, ruhu, özgüveni hatta vicdanı bile özgür olur. Ve o insanı aç, susuz bıraksanız da kendini  bulur, yol göstermeseniz de kendine yol çizer, yaralar oluştursanız da o insan kendisini tedavi edecek bir yol bulur ve iyileşir. Dünyaya kendini duyurmak isteyen ama konuşamayan, yazamayan bir insanı dört duvar arasına koysanız da o insana gördüğü toz tanesi bile ilham olur ve dünyayı değiştirir. Kısacası bazı şeyler engel tanımaz. Olay insanın ruhunda başlar ve  ruhunda son bulur . işte öyle insanlar asla ama asla durdurulamaz. Birçok kilit vardır, evet. Ama kırılabilirler. Asıl önemli olan zihniyetimizdeki, özgüvenimizdeki, ruhumuzdaki, benliğimizdeki kilidi kırmaktır. Benliğimizdeki...