Yıllardır süregelen iddialarla var olan ve toplumsal olarak kimi grupların rahatsız, kimi grupların ise gündem de kalmak için ortaya attığı yersiz ve dayanaksız bir yalan; Atatürk'ün,ün cenaze namazı kılınmadı. Cenaze, 19 Kasım sabahı erken saatlerde Ankara’ya nakledilmek üzere saraydan alınacaktı. Hazırlıklar devam ederken rahmetlinin hemşiresi Makbule Hanım katafalkın bulunduğu yere geldi, “Cenaze namazı kılınmadan Mustafa’mı hiçbir yere göndermem!” diye avaz avaz bağırdı ve gidip tabutun yanıbaşına oturdu. Atatürk'ün naaşı halka gösterilirken yaşanan izdiham da 7 kadın 4 erkek olmak üzere 11 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bayar ve İnönü sonunda namazın az kişiyle Dolmabahçe salonu içerisinde mübayede salonunda kılınmasına karar verilmiş ve sonrasında 1942 yılında Diyanet işleri başkanı olacak olan Şerefettin Yaltkaya imametinde cenaze namazı Türkçe olarak kılınmış ve cenaze Ankara,ya gitmek üzere Yavuz Zirhlisina bindirilmek üzere yola çıkmıştır. Diğer bir konu ise yıllardır süregelen sözde gizli vasiyetname safsatası. Arkadaşlar Atatürk'ün tek bir vasiyeti vardır ve bu da Dr. Ali Güler aynı zamanda Anıtkabir komutanı olan tarihçi tarafından yayınlanmış ayrıca ailesi ile ilgili tespit edilen 291 akrabası ile ilgili şeceresi Atatürk'ün saklanan şeceresi adlı kitapta yer almaktadır.
Yorum Bırakın