ESKİLER ALIYORUM

Eskiler alıyorum.
Alıp yıldız yapıyorum.
Musikî ruhun gıdasıdır,
Musikîye bayılıyorum.

Şiir yazıyorum.
Şiir yazıp eskiler alıyorum.
Eski verip musıkîler alıyorum...

Bir de rakı şişesinde bir balık olsam!

*

Orhan Veli Kanık'ın Eskiler Alıyorum adlı şiiri öznenin arzu, dil ve benlikle olan ilişkisinin keşfine yol açar ve Lacancı bir yorumlamaya davetiye çıkartır. Davete icabet etmeyenin canı çıksın (répondez s'il vous plaît).

Öznenin eski şeylere sahip olma ve onları yeniden canlandırma becerisine dair desteksiz; ama cesur iddiası, Jacques Lacan'ın öznenin kendi ruhuna dahil etmeye çalıştığı arzu nesnelerine göndermede bulunan nesnæ (objet petit a) kavramı aracılığıyla anlaşılabilir. Çünkü zarfa değil mazrufa bakılır. İşbu eski şeyleri alma ve dönüştürme süreci, bir süreç olarak, nesnæ kavramının dahil edilmesiyle birlikte öznenin arzusunu tatmin etme girişimi olarak görülebilir.

Orhan Veli Kanık'ın "Eskiler Alıyorum" şiirinin akış şeması ya da Şiirleşmiş Edebi Savaş Stratejisi'nin devrimci rotası

Orhan Veli Kanık'ın Şiirleşmiş Edebi Savaş Stratejisi'nin ışığında devrimci rota şöyle bir çizgi izler:

1. Aşama: (a) Eskiler alma → (b) Yıldız yapma
2. Aşama: (c) Şiir yazma → (a) Eski(-ler) -alma (verme) → (ç) Musıkî alma

Bu iki aşamada savaşın takas yönü ağır basar.

3. Aşama: (d) Musikîye bayılma
4. Aşama: (e) Rakı şişesinde balık olma

Savaşın (a)'dan başlayıp (b)'ye gitmesinin nedeni ikilidir:

i) Objektif Neden: Canlı. Yaşı doğrulanmış Avrupa'nın en eski ağacı. Radyokarbon kalibre edilmiş ağaç halkası prosedürü. Çünkü bir sıkıcı sıkıcıysa sıkıcıdır sıkıcı (le secret d'être ennuyeux, c'est de tout dire).

ii) Subjektif Neden: Üç ters, bir atla.

Şiirleşmiş Edebi Savaş Stratejisi'ne göre, devrimci rotanın önder ve temel güçleri ve ihtiyatları şöyledir:

Önder Güç: Orhan Veli Kanık

Temel Güçler: Okuyucular (Garip öncesi ve sonrasını okuyan, beğenen ve paylaşan okuyucular hariç kalan tüm okuyucular)

Vasıtalı İhtiyatlar:
- Melih Cevdet Anday
- Oktay Rifat Horozcu

Vasıtasız İhtiyatlar:
- Muzaffer Tayyip Uslu
- Rüştü Onur

(c)'nin olayında, bir eylem olarak şiir yazma, öznenin dili kullanarak deneyimlerini ve arzularını işlemesi ve anlamlandırması için bir araç olarak görülebilir. Şiir yazmak, öznenin kendi üzerine düşünmesinin ve sembolleştirmeyle beraber dil kullanımı süreci aracılığıyla tutarlı bir benlik duygusu yaratmasının bir yolu olarak da anlaşılabilir.

(d)'nin olayında, aynı zamanda, ruhu iyileştirme yeteneğine sahip olarak tanımlanan müziğin terapötik gücüne değinilir. İşbu durum, Jacques Lacan'ın öznenin inşasında dilin ve sembolik düzenin merkezi rolüne yaptığı vurgunun aracılığıyla anlaşılabilir. Bir dil ve sembolik iletişim biçimi olarak müzik, sembolik düzenle ilişkisi sayesinde öznede dönüşüm ve iyileşme yaratma gücüne sahiptir.

(e)'nin olayında beklenmedik bir arzu şiire dahil edilir; absürtlük ve yerinden edilme düzeyi katılır. Kendinden başka bir şey olma arzusu, Jacques Lacan'ın bilinçdışına gönderme yapan öteki kavramıyla anlaşılabilir. Öznenin, şişe içindeki balığa dönüşme arzusu, genellikle tuhaf ve anlaşılmaz bir nitelik kazanan bilinçdışı dürtülerinin ve arzularının bir tezahürüdür.

Ayrıca "Bir de rakı şişesinde bir balık olsam!" satırı aslında Ahmet Haşim'e bir göndermedir; ama...

*