Requiem yani ağıt. Filmi izlemiş olmam hayatımın bir oyunuydu belki de , güzel bir oyun, bağlandığım kişiliklerin bir oyunu yüksek olasılıkla. Filmi yüzüstü izleyen herkes bağımlılık yorumunu yapar ki öyle de ama sadece öyle olması bu filmi bir efsane yapmaz sadece harika olmasını sağlar. Hayatını uyuşturucu bulmaya adamış Harry ve umutlarıyla birlikte her şeyini kaybeden Marion. Irkçılığın hat safada olduğu bir dönem yine... Annesinin aferinlerini almak isteyen Tyrone yani. Peki ya Sara'nın kırmızı elbisesi sadece o mu ki ? Bir başarı saplantısı her konuda hakim.
Eklediğim fotoğraf oldukça klasik:
Marion: Harry, can you come today? boğazıma dizilen sözcükler... Marion'a göre hâla bir umut , ya gelirse ? Herkeste yok mudur ki zaten? Ne kadar sonuçsuz olsada... Hikaye burda bitik bir hikayedir artık. Marion ve Harry de artık bitmiştir. Bugün yani today.
Filmin genel yapısı, o geçişleri, efektleri... efsanevi soundtrack ile sunulan o nefis lezzet. İzleyin ama bir kez yasama sevincinizi yiyip bitiren bir yapıt olması gereken o dur.
Bağımsız olarak Jared Leto filmin etkisinden çıkamayıp çekimlerden sonra saçını kazıtıp bir manastır gitmesi her şeyi açıklıyor ufakta olsa.
Her gerçek rahatsız edicidir .
işte o müzik çok dinlenmemeli!! ya da dinleyin .
Yorum Bırakın