Bazen kendimi kocaman bir labirent içinde yolunu kaybetmiş mitolojik bir tragedya kahramanı gibi hissediyorum.




Ya da karanlık bir tünelde ışığı bulmak için ısrarla yürüyen bir romantik gibi.


Ne labirentin çıkışında bir kurtuluşum var ne de tünelimin sonunda bir ışık.


Her şey aniden olsun bitsin istiyorum bazen Orhan Veli’nin mısralarındaki gibi…


Ruhum sanki gereksiz yükler yüzünden yükselmeyi beceremeyen bir sıcak hava balonu gibi hissettiriyor.


Ne kadar çabalasam da dibe batmaktan kurtaramıyorum kendimi.


Hangi yüklerimden kurtulmalıyım onu da bilmiyorum.


Ruhuma kanatlar takıp dünyamın gökyüzüne salmak istiyorum özgürce uçsun diye… Ama sonra hatırlıyorum yasak koyan zorbaları. Ve bütün umutlarım,heveslerim, içim de iyiye dair ne varsa kuruyup dökülüyor.


Ve benim dünyamı temizleyecek temizlik ekiplerim yok. Hayat bana tek kişilik bir rol vermiş ama senaryo kalabalık bir ekip için yazılmış.



Ve benim Tanrılarım kurban istiyor.


Beni...