Özgürlüğün cazibesine kapılma hikayesi...
Usta Daidalus ve oğlu Icarus bir kalede mahkum olarak kalır. Kaçmak için bir çözüm arayan Daidalus'un aklına kanat yapmak gelir çünkü başka türlü o kaleden kaçamayacaklardır. Ve balmumundan iki çift kanat yapar. Daidalus uçmadan önce oğluna, çok alçaktan uçarsa denize düşeceğini, çok yüksekten uçarsa güneş ışınları yüzünden kanatlarını kaybedeceğini ve dikkatli bir şekilde uçmasını söyler. Sonra uçmaya başlar Icarus. Ege Denizi'nin tam üzerinde hafif meltem kanatlarını dalgalandırırken, güneş ışınları yüzünü okşar. Suyun serin ferahlığını hisseder önce sonra ise güneşin yakıcı tutkusunu. Özgürlüğün tadını alan Icarus yükselir. Daha yükseğe, daha yükseğe. Tüm her şeyi unutur. Öleceğini bile bile kapılır özgürlüğün cazibesine. Ve kanatları dayanamaz bu sıcağa erimeye başlar. Icarus Ege Denizi'nin derinliklerine düşerek ölür oracıkta. Düştüğü denize Icaria adı verilir.
❝ Sana verdiğim bu kanatlarla düş peşime, senin önünden gideceğim bende.
Sen yeter ki beni izle, güvende olacaksın benim önderliğimde.
Geçerken en üstteki havadan yaklaşıverirsek güneşe, balmumu hiç dayanmaz o ateşe.
Ya da alçaktan uçarken çarparsak kanatlarımızı engin denize,
Ipıslak olur o çevik tüylerimiz sular püskürünce.
En iyisi sen orta yoldan uç, rüzgarlara da dikkat et.
Meltemler seni nereye götürse, ver kanatlarını esintilerine.❞
Yorum Bırakın