Beyoğlu Rapsodisi

Beyoğlu Rapsodisi
  • 1
    0
    0
    0
  • Çalışmaya başladığım kırtasiyeye gelen müşteriler son çıkan ''Kayıp Tanrılar Ülkesi'' diye bir kitabı soruyordu sürekli. Gelen müşteriler de muhteşem elit insanlar yani gözlerinden belli okuyan araştıran orta yaşlı-yaşlı insanlar. Gittim okudum kitabın arkasını tür polisiye/gerilim. Hiç de okuyabileceğimi düşünmüyorum Sherlock falan çok sıkıyor beni çünkü.  Neyse gel zaman git zaman bir gün ablam eve geldi kitap almış Ahmet Ümit-Beyoğlu Rapsodisi. Önce o okudu, bana deli gibi öneriyor ''bak oku çok iyi'' diyor. 

    Üniversiteye gideceğim bir-iki haftam var pat okumaya başladım Beyoğlu Rapsodisi'ni. Dehşet sarıyor ama kitap. Üçlü bir arkadaş grubu var yılların arkadaşlığı tabii bu ulan nasıl onlardan hissediyorum kendimi. Hatta kendi hayatıma falan uyarlıyorum ''Kenan şu arkadaşım olsa ben Selim miyim acaba yoksa Kenan ben miyim?'' diye. Ha bide Beyoğlu hastasıyımdır ama Ahmet Ümit öyle bir betimliyor ve karakterler de o kadar Beyoğlu insanı ki kitap benim için yazılmış gibi. Hiç unutmuyorum okudum okudum bir gün sonuna yaklaşıyorum kitabın. Yepyeni bir şehirdeyim yurt odasında tek başımayım ve şok içindeyim kitabın sonunda. Ablamı mı arayayım arkadaşlarımı bunu okuyun diye mi darlayayım? Kalbim atıyor küt küt öyle bir son yazmış ki. Birkaç hafta geçti Ahmet Ümit geldi okuduğum şehre imzaya. Koştum gittim durur muyum bide imzalattım Beyoğlu Rapsodisi'ni. 

    Yani canla başla önerdiğim kitaplarda ilk üç sanırım bu. Biraz bile gerilim seven biriyseniz kitap zaten müthiş ama hiç sıkmıyor o kadar akıcı ilerliyor ki. Yani umarım unutur da bir tur daha okurum. Kısacası okuyun okutturun efendim asla pişman olacağınızı düşünmüyorum. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.