KARALAYIN

KARALAYIN
  • 0
    0
    0
    0
  • Son zamanlarda doğuştan bildiğimi sandığım ve öğrenmek ile ilgili hiç kafa yormadığım çok şey olduğunu farkediyorum.

    Mesela bir kitap "nasıl okunur?"

    Sayfalar çevrilir. 1-2-3 ..... son sayfaya kadar.

    Ama bir kitap her zaman böyle okunmaz, okunmamalı. Bazen bana iki yıl önceki Tuğba'yı hatırlatmalı. Altını çizdiğim satırlar bana değişip değişmediğimi sorgulatmalı.

    Geçtiğimiz aylarda kitaplığımı düzenlerken çok eski bir kitabımı elime aldım. Kokusundan ve sararan yapraklarından çok eski bir dostum olduğu gayet netti. Oysa ki sayfaların sararan uçlarının aksine ortası pırıl pırıl sayfalara sahipti. Okumuştum ama okuduğuma dair tek bir kanıtım yoktu.

    Ne fena.

    Okul zamanı ders kitaplarının önemli yerlerini çizmek için aldığım kalemlerden aldım. Kitaplarımı okurken önce çizmeye başladım. Sonra çizmek yeterli gelmedi. Karalamaya geçtim.

    Aylardır kitaplarımı karalıyorum. Üstlerini çiziyorum. Yanına notlar yazıyorum. Çok etkilenirsem köşesine tarih ekliyorum. Sadece günler sonra bile okurken gülümsüyorum, hüzünleniyorum, heyecanlanıyorum.

    Hikayesini okuduğum bir yazarın hikayesine ortak oluyorum. 

    Ne heyecan verici bir serüven.

    Hala kitaplarla ve gelecekte ki seninle bağ kurmanın bu yolunu denemediysen 

    Denesene. :)


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.