HAVALI ŞEYLER! GRAMMYLİ TROMPET SANATÇISI CHRIS BOTTI 17 MAYIS’TA AÇIK HAVADA

HAVALI ŞEYLER!  GRAMMYLİ TROMPET SANATÇISI CHRIS BOTTI 17 MAYIS’TA AÇIK HAVADA
  • 0
    0
    0
    0
  • Grammy ödüllü trompet sanatçısı Chris Botti'nin trompetinden dökülen notalar, dinleyicileri adeta büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Müzik dünyasında kendine has bir yer edinen Botti, jazz ve pop müziğinin sınırlarını zorlayarak, her melodide farklı bir hikâye anlatıyor. 
     
    Dünyanın en çok satan çağdaş caz trompetçisi ünvanına sahip Chris Botti, kariyeri boyunca Sting, Paul Simon, Barbra Streisand, Lady Gaga gibi ünlü isimlerle sahne aldı. Çok sayıda altın ve platin plak kazanan sanatçı, dünyaca ünlü orkestralarla prestijli sahnelerde konserler verdi. Türk müzikseverlerin yakından takip ettiği Chris Botti, 41 konserlik dünya turnesinin İstanbul ayağında JRO Yatırım ana sponsorluğunda, Kod Müzik ve BWO Entertainment iş birliğiyle Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda hayranlarıyla buluşacak. Bu onun ülkemizde vereceği ilk açık hava performansı olacak. Botti’nin trompetine, keyifli orkestrası, beş özel konuğunun performansı üstüne yıldızlı bir İstanbul akşamında, boğazın esintisi eklendiğinde farklı hislerde dolanacağımız dopdolu bir konser deneyimi yaşayacakmışız gibi duruyor. 
     
    Bu trompet yıldızının hikayesine biraz bakalım…
     


    HAVALI OLMAK İÇİN!
     
    Chris Botti müziğe olan ilgisini çok küçük yaşlarda başlamış. Nasıl başlamasın? Annesi klasik konser piyanisti, büyükannesi de profesyonel org çalıyormuş. Küçük Botti, annesinin oturma odasının ortasında duran piyanosuyla yaptığı provalardaki disiplinine ve enstrümanıyla olan bağlılığına hayranlık duyuyormuş. Yine de daha küçüktü, bir süper kahraman olmak istemese de aklında havalı şeyler yapmak varmış. Pilot olmak gibi…
     
    Ama müzik onun genlerinde vardı. Biz de ne derler “Armut dibine düşer.”
     
    Beş yaşında piyanoya başlayan Botti, üçüncü sınıfta piyanoyu bırakıp trompet çalmaya karar vermiş. O karar dönemini şöyle anlatıyor, “Bir gün televizyonda Doc Severinsen'i izlerken onun trompet çalarken ne kadar “havalı” olduğunu farkettim. Hemen bir trompet aldım, çok da kötü değildim. Havalı olmak için bir Michael Jordan olamayacağıma göre trompette şansımı denedim.” …ve gülüyor.
     
    Botti, müziğe olan bu yeni tutkusuyla, yetenekli öğretmenlerin elinde biçimlenmiş. Annesinin onu, Oregon Senfoni Orkestrası'ndan Fred Sautter’ın derslerine götürdüğü günler için: “Annem ‘Galiba bu trompet çalabilir’ dediğinde Oregon Senfoni Orkestrası baş trompetçisinden ders almam için her hafta Portland’a gitmek için 70 km’lik yaptığımız yolculuklar bugünden bakınca unutulmazdı” diyor. O zamanlar günde 10 saat prova yaptığını sözlerine ekliyor.
     
    14 yaşına geldiğinde Oregon’daki caz kulüplerinde çalmaya başlayan Botti, "Kulübün en genç insanıydım ve tüm bu ağır caz müzisyenlerinden çok şey öğreniyordum. Sadece caz çalmayı değil, diğer müzisyenlerle birlikte sahneyi paylaşabilmek için ne yapılacağını da orada öğrendim" diyerek o günleri hatırlıyor. Bu deneyimler, onun müzikal yeteneğinin gelişiminde büyük bir rol oynamış ve genç yaşta sofistike müzik yapma yeteneği kazanmasını sağlamış.
     
    Bu yıllar boyunca, caz müziğinin büyük isimlerinden öğrendikleriyle kendi stilini geliştiren Botti, 17 yaşındayken Mt Hood Caz Festivali'nde 10.000 kişi önünde sahne alarak önemli bir başarıya imza atmış.
     
    FRANK SINETRA İLE İKİ HAFTA
     
    Eğitimine Indiana Üniversitesi'nde devam eden genç Botti, burada Bill Adam’dan trompet eğitimi alırken, caz tarihinin efsaneleri Miles Davis, Clifford Brown ve Chet Baker gibi isimlerden ise derin ilhamlar almış.
     
    Üniversiteden ayrıldığında ilk işinin Frank Sinatra ile katıldığı iki haftalık bir iş olduğunu söylüyor. O zamana dair anılarındaki resmi şöyle betimliyor: “Hala hatırlıyorum, Universal Amfi Tiyatrosu'nda sahneye yürüdüğü, yürürken seyirciyle konuştuğunu. Tüm ortamı çok samimi bir sohbete dönüştürme gücüne sahipti. Ve sonra dönüp orkestrayla etkileşimde bulunuyordu. Böylece seyirci sadece ünlü birini görmekle kalmıyordu, birçok farklı düzeyde karşılıklı etkileşime giriyorlardı.”
     
    DÖNÜM NOKTASI STING
     
    Botti'nin müzik kariyerinde dönüm noktalarından biri de, Sting ile olan uzun süreli işbirliği ve dostluğu… Sting, Botti'nin solo kariyerine adım atmasında büyük rol oynamış. Ona, sahne sanatlarında derinlik ve duygusal ifade zenginliği kazandırma konusunda ilham vermiş. Botti, bu birlikteliğin sonucunu şu cümleyle anlatıyor: "Sting ile çalışmak, müzikal ifademde büyük bir yükselişe sebep oldu ve caz dünyasından popüler müziğe geçişimi kolaylaştırdı."
     
    Miles Davis'e olan hayranlığı ise Botti'nin müzikal anlayışını şekillendiren başka bir önemli etken. Davis'in "Kind of Blue" albümü, Botti için sadece bir caz klasiği değil, aynı zamanda kendi müzikal yaklaşımını geliştirmesi için bir ilham kaynağı olmuş. Botti, Davis'in müziğini "tam anlamıyla büyüleyici" olarak tanımlıyor ve onun çalışmalarını kendi performanslarına yansıtmaya çalışıyor. Sahne performanslarında, Miles Davis ve diğer caz efsanelerinin parçalarına yaptığı yorumlar, izleyiciler tarafından büyük beğeni topluyor. Özellikle Davis'in "Blue in Green" parçasını seslendirirken, Botti'nin trompetinden dökülen notalar, dinleyicileri adeta bir duygu yolculuğuna çıkarıyor.

     

    BOTTI DENİZDE
     
    Bugüne gelindiğinde Chris Botti artık dünyanın en popüler enstrümantalistlerinden biri. Sting, Paul Simon, Barbra Streisand, Lady Gaga, Tony Bennett, Frank Sinatra, Aretha Franklin, Bette Midler, Joni Mitchell, Steven Tyler, Andrea Bocelli, Herbie Hancock ve Yo-Yo Ma gibi isimlerle işbirliği yaptı. Birçok albümü ile caz listelerinin zirvesine yerleşti, çok sayıda altın ve platin plak kazandı. Senfoni orkestraları ile performans sergiledi ve Carnegie Hall'dan Hollywood Bowl'a, Sydney Opera Evi'ne kadar prestijli sahnelerde konserler verdi. Yılın üçte ikisini yollarda ve konserlerde geçirdiğini söylemek abartı olmaz. Tabi buna bu yakınlarda bir deniz eklendi: “Chris Botti at Sea”! Botti ünlü isimlerden oluşan bir ekiple yolcu gemisinde de müzik yapmaya devam ediyor. Böylece sadece konser salonları ve caz kulüplerinde değil müziğini limanlara ve koylara da taşıyor. 2025’te “Chris Botti at Sea II” yine denizlerde olacak ve yolcu biletleri şimdiden satışa açılmış durumda.
     
    YOL ARKADAŞI
     
    Onun müzikal yolculuğunda hangi trompetleri çaldığı ise her zaman merak konusu olmuş. Bu merakı, "İlk olarak Bundy kornet çaldım, yeteneklerim geliştikçe Getzen, ardından Bach trompetlere geçiş yaptım" diyerek açıklığa kavuşturuyor.
     
    Müzik kariyerinde birçok dönüm noktası yaşayan Botti, arkadaşı Jim Hale'den aldığı 1939 yapımı Martin Committee Handcraft trompetiyle müzikal ifadesini daha da derinleştirmiş. Hale, bir imza gününde bu özel trompeti Botti’ye getiriyor; Botti bir nota çaldıktan sonra "Bu trompet benimle ölene kadar kalacak" diyor ve o trompet sanatçının yol arkadaşına dönüşüyor.
     
    Bugün geldiği noktada ilk yıllarda olduğu gibi günde on saat trompet çalışmıyor olsa da dört, beş saat pratik yapmaya devam ediyor.
     
    Sporunu ihmal etmeyen, yoga yapan ve gıdasına özen gösteren 62 yaşındaki müzisyenin yeni tutkusu ise arabalar. Artık bir Porsche ve bir McLaren’i var. Araç tutkusunu, “Kullanırken radyo açmıyorum, arabayla yemeğe gitmiyorum. O tür bir şey değil. Sadece biraz gaza basıyorum, müzikal çılgın bir senfoni gibi” diyerek anlatıyor. Fakat bu yeni tutkusu asla enstrümanın önüne geçmiyor. Öyle ki yeni merakından sıklıkla uzaklaşıp neredeyse yılın 365 günü dünyanın farklı bir yerinde konser vermeye devam ediyor.
     
    Botti'nin hikayesi, trompetinin kadifemsi sesiyle harmanlanmış bir yaşam öyküsü. Müziği, onun kişisel yolculuğunun bir yansıması olarak dünyanın her yerinde dinleyicilere ulaşıyor. Her bir nota ve melodi, onun yaşamından, hislerinden ve tecrübelerinden bir parça taşıyor. İstanbul'daki konserinde, Botti'nin yorumlarıyla caz standartlarından pop melodilerine uzanan geniş repertuarı, onun müzikal çeşitliliğini ve ustalığını bir kez daha gözler önüne serecek. İstanbul'un büyülü atmosferi, Chris Botti'nin trompetiyle buluştuğunda, dinleyiciler için unutulmaz bir müzik ziyafetine dönüşecek gibi gözüküyor.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.