Paramore'un Gözlerini Yeni Bir Başlangıca Açtığı Albüm: "Brand New Eyes"

Paramore'un Gözlerini Yeni Bir Başlangıca Açtığı Albüm: "Brand New Eyes"
  • 0
    0
    0
    0
  • 2004 yılında Franklin, Tennessee'de kurulan Paramore, enerjik sahne performansları ve Hayley Williams'ın güçlü vokalleriyle pek çoğumuzun pop punk ve pop rock denince aklımıza gelen ilk gruplardan biri olmasını sağlamıştır. İlk albümleri All We Know Is Falling ile dikkatleri üzerine çeken Paramore, özellikle de içerisinde Misery Business, That's What You Get ve crushcrushcrush şarkılarının bulunduğu Riot! albümü ile büyük bir ticari başarı elde ederek geniş bir hayran kitlesi kazandı.

    Ama her başarı beraberinde bazı zorluklar getirir ve getirdi de. Albümleri Riot! için yaptıkları aralıksız turnelerin ardından Paramore, 2008'in başlarında ciddi "iç sorunlar" yaşadıklarını açıkladı. Yeni materyaller üzerinde çalışırken, vokalist Hayley Williams, hem yeni albüm için beklentilerin karşılanacağına dair inancını kaybetti hem de yazdığı sözlerle ilgili endişeler yaşadı. Williams bu dönemi, "Bu bir iyi hissetme şarkısı değil, çünkü şu anda yaşadığım bir şey hakkında yazıyorum ve bu hala acı verici," diye açıkladı. "Ve bu yüzden şarkıları beğenmediğimi düşündüm, oysa aslında onlarla her zamankinden daha gurur duyuyordum. Benim için daha ağır duygular... Hala bu şeylerin bazılarını yaşıyorum ve bu şarkılar benim için gerçekten iyileştirici." 2009 yılında yayımlanan Brand New Eyes, tam olarak da bu sebeple grubun müzikal olgunlaşma sürecini ve içsel çatışmalarını yansıtan bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Albüm, alternatif rock, pop punk ve emo türlerinin özelliklerini barındırırken, lirik olarak da kişisel ve duygusal derinliklere iniyor​. Tema olarak ise grup üyeleri arasındaki gerginliklerin ve ayrılıkların izlerini taşırken, aynı zamanda umut ve yeniden doğuş temalarını da işliyor. Albüm için seçilen "brand new eyes" ismi de grubun sorunlarını aşmasını ve birbirlerine yeni bir bakış açısıyla bakmalarını temsil etmekte.

     

    Peki kapak tasarımı neyi temsil etmekte? Kapak, grubun yaşadığı içsel çatışmaları, yeniden doğuşu ve değişen bakış açılarını simgeliyor. Kelebek, değişim ve dönüşümün evrensel bir sembolüdür. Kapağın ortasındaki kelebek, iki parçaya ayrılmış gibi görünüyor ve bu, grubun yaşadığı bölünmeyi ve ardından gelen birleşmeyi yansıtıyor. Bu görsel, grubun içsel çatışmalarını ve bu süreçte geçirdikleri evrimi güçlü bir şekilde ifade ediyor. Kelebek, aynı zamanda kırılganlığı ve güzelliği de temsil eder. Paramore'un bu albümle yaptığı şey, kendi kırılganlıklarını ve mücadelelerini müziğe dökerek bu zorlukların içindeki güzelliği ortaya çıkarmak oldu. Brand New Eyes, grubun sadece müzikal olarak değil, kişisel olarak da olgunlaştığını ve birbirlerine yeni gözlerle bakarak sorunlarını aştıklarını anlatan bir eser. Bu kapak tasarımı, albümün genel temasını ve grubun duygusal yolculuğunu mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Kapağın görsel estetiği, dinleyiciyi içsel bir yolculuğa çıkaran şarkıların derinliğiyle uyumlu, böylece Brand New Eyes sadece müziğiyle değil, görselliğiyle de dinleyiciyi içine çekmeyi başarıyor.

     

    Paramore'un müzikal evriminde önemli bir adım olarak kabul edilen ve hem eleştirmenler hem de dinleyiciler tarafından beğeniyle karşılanan bu yeni başlangıca gelin biraz daha yakından bakalım.

     

    1. Careful

    Albümün açılış şarkısı olan Careful, enerjik ve hızlı tempolu yapısıyla bize albümün genel müzikal yapısı hakkında bir ipucu veriyor. Şarkı oluşturulurken Josh Farro, şarkının gitarlarını kaydedip üzerine sahte davullar ekleyerek şarkıya dinamiklik katmıştır. İlk başta Hayley Williams, şarkının işe yaramayacağını düşünse de şarkının son hali grubun en dinamik ve güçlü performanslarından biri haline geldi. Careful, Paramore'un pop-punk enerjisini ve Hayley Williams'ın duygusal vokallerini başarıyla harmanlayarak albümün temasını bize en çok yansıtan şarkılardan birisi. 

    Hayley Williams, şarkının sözlerini yazarken yaşamı dolu dolu yaşamak için risk almanın gerekliliği üzerine odaklanmıştır. Williams, şarkının yaratım sürecini anlatırken, "Bu, Josh'tan Brand New Eyes için aldığım ilk müzik demolarından biriydi. Gitarları kaydetti ve üzerine sahte davullar koydu, ben de işe yaramayacağını düşündüm. Hatta nakaratın sonundaki şarkının melodisini bile yazdı, bilirsiniz, yaklaşık bir milyar kez "more" dediğim kısım. Orijinal şarkı sözü elbette "Whoa" idi. ("Whoa"ları çok seviyoruz.) Nakarat yaklaşık beş dakika içinde bir araya geldi, ancak ne hakkında olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aklıma gelen bir takım kelimelerden ibaretti. Bir ay sonra, nihayet tüm sözleri yazdığımda şarkı, dolu dolu yaşamanın ne kadar çok risk gerektirdiği hakkında oldu." diyerek şarkının doğuş hikayesini bizlere aktarmıştır. 

    "You can't tell me to feel
    The truth never set me free
    So, I did it myself

    You can't be too careful anymore
    When all that is waiting for you
    Won't come any closer
    You've got to reach out a little more
    More
    More
    More, more"

    Şarkının dikkat çeken bir dizesi, "the truth never set me free, so I'll do it myself" (gerçek beni asla özgür bırakmadı, bu yüzden kendim yapacağım) ifadesidir. Josh Farro, albüm yayınlandıktan 1 yıl sonra hem kendisinin hem de kardeşi Zac Farro'nun ayrılma nedenlerini açıkladığı bir mektubunda, bu sözlerin anti-Hristiyan bir bakış açısı taşıdığını ve grubun zaman zaman ne kadar Hıristiyan karşıtı göründüğünü anlattı. Bu ifade, genç yaşta farklı bir yolda ilerlemenin ve kendi kaderini belirlemenin zorluklarını yansıtır. Williams, bu sözlerle, gençlerin karşılaştığı belirsizlikleri ve kendi yollarını bulma mücadelelerini dile getirmiştir​.

     

     

     

    2. Ignorance

    Hızlı tempolu gitar riffleri ve enerjik davullarıyla dikkat çeken Ignorance, albümün punk rock ruhunu yansıtan şarkılardan biri olarak albümdeki en popüler şarkılardan birisi. Farro'nun gitar riffleri ve Taylor York'un etkileyici performansı, şarkının güçlü ve dinamik yapısını oluşturmakta. Williams, Ignorance'ın yazım sürecini anlatırken, bu şarkının grubun büyüme sürecindeki zorlukları ve kişisel çatışmaları yansıttığını ve York'un sözlere verdiği tepkinin ve ardından yapılan uzun konuşmanın grubun bazı zor ve ağır meseleleri çözmesine yardımcı olduğunu ifade ediyor. Williams, şarkının sözlerinin bir kişinin perspektifinden yazıldığını ve "ignorance is your new best-friend" (cehalet senin yeni en iyi arkadaşın) dizesinin, kendini yalnız, öfkeli veya güvensiz hissettiği zamanları ifade ettiğini söylüyor. Şarkının yaratım süreci, grubun içsel iletişimini güçlendirmiş ve müziğin birleştirici gücünü ortaya koymuştur​.

    "If I'm a bad person, you don't like me
    Well, I guess I'll make my own way
    It's a circle, a mean cycle
    I can't excite you anymore

    Where's your gavel? Your jury?
    What's my offense this time?
    You're not a judge but if you're gonna judge me
    Well, sentence me to another life

    Don't wanna hear your sad songs
    I don't wanna feel your pain
    When you swear it's all my fault
    'Cause you know we're not the same
    No, we're not the same, oh, we're not the same"

    Ignorance, aynı zamanda Paramore'un müzikal olgunluğunu ve evrimini de gösterir. Williams, şarkının sözlerini evine giderken arabasında yazdığını ve bunun bir tür "kelime kusması" gibi olduğunu belirtiyor. Bu samimi ve doğrudan yaklaşım, şarkının içtenliğini ve duygusal derinliğini artırır. Grup üyeleri arasındaki bu tür açık iletişim, Ignorance'ın sadece bir şarkı olmaktan öteye geçerek, Paramore'un birlikteliğini ve dayanıklılığını simgeler hale gelmiştir​.

     

    3. Playing God

    Benim de kişisel favorilerimden biri olan Playing God, Paramore'un enerjik tarzını yansıtırken, aynı zamanda Jimmy Eat World benzeri bir melodiye sahip. Şarkı, Zac ve Josh Farro'nun evinde iki akustik gitar ve Jeremy Davis'in bas gitarıyla oturdukları bir toplantıda doğdu. Josh ve Taylor York'un gitar melodileri, şarkının temelini oluşturdu ve Hayley Williams, eski bir Sidekick telefonunda sakladığı sözleri bu şarkıya uyarladı. Şarkının ilk hali hızlı ve saldırgan bir tondayken, nihai versiyonu daha yumuşak ve eğlenceli bir hale geldi​. 

    Playing God, Paramore'un Brand New Eyes albümündeki önemli parçalardan biridir ve grubun içsel dinamikleri ile Hayley Williams'ın kişisel mücadelelerini yansıtır. Şarkının nakaratındaki "If you point the finger, I might have to bend it back and break it off" (Parmağını uzatırsan, onu geri büküp kırmam gerekebilir) dizesi, suçlayıcı insanları ve bu insanların önce kendilerine bakmaları gerektiğini ifade eder. Williams, bu şarkının temelinde büyük bir öfke barındırdığını ve kendisine yeterince iyi hissettirmeyen herkese, hatta grup arkadaşlarına bile yönelik bir eleştiri olduğunu belirtiyor​.

    "If God's the game that you're playing
    Well we must get more acquainted
    Because it has to be so lonely
    To be the only one who's holy

    It's just my humble opinion
    But it's one that I believe in
    You don't deserve a point of view
    If the only thing you see is you

    You don't have to believe me
    But the way I, way I see it
    Next time you point a finger
    I might have to bend it back
    Or break it, break it off
    Next time you point a finger
    I'll point you to the mirror"

    Playing God, aynı zamanda Paramore'un yaratıcı süreçlerinin bir yansımasıdır. Şarkının bridge'i stüdyoda yazıldı ve Williams, piyano başında bu bölümü oluşturdu. Bu bridge, Josh Farro ile yaptığı karşılıklı vokallerle albümdeki en sevilen bridge'lerden biri haline geldi. Şarkının sözleri ve melodisi arasındaki zıtlık, şarkının öfkesini hafif bir melodiyle sunarak dikkat çekici bir kontrast yaratıyor. Williams, bu şarkının uzun zamandır yazmak istedikleri bir parça olduğunu ve grubun içsel çatışmalarını ifade etme konusunda önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır.

     

    4. Brick by Boring Brick 

    Albümün 4. parçası olan Brick by Boring Brick, albümdeki diğer şarkılardan farklı olarak punk rock'ın yanına alternatif rock elementlerini de ekleyerek şarkıda anlatılan masalsı havayı güçlendiriyor. Şarkının bridge kısmında kullanılan akustik gitar ve piyano, şarkının genel dinamiğini değiştirir ve dinleyiciyi şarkının mesajına daha fazla odaklanmaya teşvik eder. Williams'ın, Josh Farro ile yaptığı karşılıklı vokaller, şarkının duygusal derinliğini artırır ve dinleyiciye güçlü bir etki bırakır.

    Şarkı, gerçeklikten kaçmak için resimlere, peri masallarına ve gerçek olmayan hikayelere sığınan bir kızın hikayesini anlatır. Bu kız, başkalarına mükemmel görünmek için her şeyi bir gösteri olarak sunar, ancak bu sahte yaşam tarzı sürdürülemez hale gelir. Şarkıda kullanılan "brick" (tuğla) metaforu, sağlamlığın ve gerçekliğin sembolü olarak yer alır. Williams, şarkının peri masalı havasını yansıtmak ve sonunda bu noktayı vurgulamak için bir ev metaforu kullanmayı seçmiştir. Gerçek bir sığınak oluşturmanın, sihirli tozlarla değil, eski moda ve sıkıcı bir tuğla kadar sağlam ve gerçek olması gerektiğini ifade eder. Bu zıtlık, şarkının mesajını daha etkili kılarak dinleyicilere gerçekliği kabullenmeleri ve sahte dünyalardan uyanmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.

    "She lives in a fairy tale
    Somewhere too far for us to find
    Forgotten the taste and smell
    Of the world that she's left behind
    It's all about the exposure the lens I told her
    The angles were all wrong now
    She's ripping wings off of butterflies

    Keep your feet on the ground
    When your head's in the clouds
    Well go get your shovel
    And we'll dig a deep hole
    To bury the castle, bury the castle
    Go get your shovel
    And we'll dig a deep hole
    To bury the castle, bury the castle"

    Williams, albümün deluxe versiyonundaki kitapçıkta, genç kalmanın ve imkansız gibi görünen şeylere inanmanın öneminden bahsederken, hayallerini kabul etmekle gerçeklikten tamamen kopmanın arasındaki farkı vurguluyor. Bazı insanların sıkıcı olmaktan korktukları ve kim oldukları konusunda güvensiz oldukları için büyük bir yalan inşa ettiklerini ve bunun hem izleyiciler hem de kendileri için büyük bir dikkat dağıtıcı olduğunu belirtiyor. Bu yaşam tarzının bencilce olduğunu ve hem kendisinin hem de tanımadığı insanlar tarafından bu şekilde incitildiğini ifade ediyor. Williams, bu şarkının bu konuyu ele alarak, sahte bir peri masalında yaşamayı bırakma çağrısında bulunduğunu söylüyor​. Bu ifadelere bakarak albümün genel temalarıyla uyumlu olarak, bu şarkının da büyüme, gerçeklik ve kişisel çatışmaların üstesinden gelme konularını işlediğini söyleyebiliriz. 

    5. Turn It Off

    Özellikle davulun ve elektro gitarın öne çıktığı Turn It Off, klasik bir rock parçası olarak karşımıza çıkıyor. Yoğun gitar riffleri ve güçlü davul ritimleri ile dinleyiciyi içine çeken bu şarkı yaratılırken Williams'ın telefonundaki sözleri okuyarak ve melodileri anında oluşturarak bir doğaçlama süreci izlediği belirtilir. Bu süreç, şarkının organik ve içten bir yapıya sahip olmasını sağlamıştır. Williams, "Şarkının nakaratını aklımda tuttum ve evde gitarımla birlikte yazdım" diyerek, şarkının yaratım sürecini açıklar. Şarkının nakaratında, "En dibe vurduysanız, tek yapabileceğiniz yukarı bakmaktır" mesajı, dinleyicilere umutsuzluk anlarında bile umut bulmalarını hatırlatır​. Şarkının sözleri, gerçeklikle yüzleşme ve sahte umutlardan kaçınma temasını işler. Williams, bazen hayatın zorlukları karşısında inançlarını sorguladığını ve bununla başa çıkmanın zor olduğunu ifade eder. Ancak, şarkının mesajı, en dipte olduğunda bile bir umut ışığı bulmanın mümkün olduğu yönündedir. Bunu da nakarattaki sertlik ve geri kalan yerlerdeki sakinlik tezatıyla bize vermektedirler.  

    Şarkı bu bağlamda Paramore'un inanç, umut ve kişisel mücadelelerini ele alan derin bir parçadır. Şarkının sözleri, Hayley Williams'ın kişisel inançlarına ve bu inançları sürdürmenin zorluklarına dair içsel bir yolculuğu anlatır. Williams, bu şarkının sözlerini, Jimmy Eat World ile turne yaparken yazdığını ve grubun yaşadığı zor dönemlerin, şarkının temalarının oluşmasında büyük rol oynadığını belirtir. Şarkı, inançsızlık ve umutsuzluk anlarında bile umut arayışını vurgular: "Herkes neye inandığımızı ve İsa'ya inanıp inanmadığımız hakkında kişisel tercihimizi bilir. Gerçek dünyada bunu yapmak zordur. Bazen vazgeçmek istersiniz" diyerek, zor zamanlarda bile inancı korumanın önemini anlatır​. 

    "The tragedy, it seems unending
    I'm watching everyone I looked up to breaking, bending
    We're taking shortcuts and false solutions
    Just to come out the hero

    Well I can see behind the curtain
    The wheels are cranking turning
    It's all wrong the way we're working
    Towards a goal, that's non-existent, it's non-existent
    But we just keep believing

    And the worst part is, before it gets any better
    We're headed for a cliff
    And in the free fall I will realize
    I'm better off when I hit the bottom

    I wanna know what it'd be like
    To find perfection in my pride
    To see nothing in the light
    But turn it off in all my spite, in all my spite
    I'll turn it off
    Just turn it off"

    Turn It Off, hem sözleri hem de müziği ile Paramore'un müzikal olgunluğunu ve lirik derinliğini sergileyen bir parça olarak öne çıkar. Şarkı, grubun yaşadığı zorlukları ve bu zorlukların üstesinden gelme sürecini anlatırken, aynı zamanda dinleyicilere güçlü bir mesaj verir. Williams'ın içten vokalleri ve grubun enerjik performansı, şarkının duygusal etkisini artırır. Turn It Off, Paramore'un Brand New Eyes albümündeki en anlamlı ve etkileyici parçalardan biri olarak, dinleyicilere derin bir müzikal ve lirik deneyim sunmaktadır. 

     

    6. The Only Exception 

    The Only Exception'da Paramore, diğer şarkılarına göre daha olgun bir tonla karşımıza çıkıyor Grubun klasik punk rock tarzından farklı olarak, daha melankolik ve düşünceli bir yaklaşım sunan şarkıda Hayley Williams'ın vokal performansı oldukça dokunaklıdır ve dinleyiciye duygusal bir derinlik sunmaktadır. Özellikle Williams'ın aşk konusundaki iç hesaplaşmaları ve duygusal zorlukları şarkıda açık bir şekilde anlatılmaktadır. 

    Sadece müzikal anlamda değil, lirik anlamında da şarkı, Williams'ın genellikle yazdığı şarkılardan farklıdır. Hayley, Kerrang! isimli dergide yayınlanan ilk röportajından bu yana, aile sorunlarının ve içsel kargaşalarının herkes tarafından bilindiğini ve bu durumun onunla kaldığını, bu durumdan çok fazla şey öğrendiğini ifade eder. Bu şarkıyı annesine çaldığında gözyaşlarına boğulduğunu ve durumun biraz utanç verici olduğunu ekler.

    "Maybe I know somewhere
    Deep in my soul
    That love never lasts
    And we've got to find other ways
    To make it alone
    Or keep a straight face
    And I've always lived like this
    Keeping a comfortable distance
    And up until now I've sworn to myself
    That I'm content with loneliness

    Because none of it was ever worth the risk

    Well you are the only exception
    You are the only exception
    You are the only exception
    You are the only exception
    You are the only exception"

    The Only Exception, Hayley Williams'ın daha önce hiç yazmadığı türden bir aşk şarkısıdır. Daha önce denemeleri olmuş olsa da, bu şarkının kendisiyle gurur duyduğu ilk aşk şarkısı olduğunu belirtir. Şarkının sözlerinde, geçmişte aşktan gerçekten korktuğunu, hatta zaman zaman hala korktuğunu ancak heyecanın ve umudun ruhunun derinlerinde bir yerde olduğunu ifade eder. Bu yüzden kendisinin tam bir kötümser olmadığını vurgular. Aşkın iyi bir şey olduğunu ve umut verici olduğunu belirtir. Aslında The Only Exception'a hem çocukluk travmalarını, hem sevgiye bakış açısını, hem de aslında şarkıyı yazdığı dönemdeki erkek arkadaşının onun için önemini yansıtması adına Hayley Williams'ın içini tamamen açtığı en dürüst şarkısı da diyebiliriz.

     

    7. Feeling Sorry

    Feeling Sorry, Paramore'un tipik enerjik ve güçlü sound'undan uzaklaşarak, daha düşünceli ve içsel bir yaklaşım sunan bir şarkı olarak karşımıza çıkıyor. Şarkının müzikal yapısı, Williams'ın duygusal derinlik ve samimiyetini yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Şarkı, güçlü gitar riffleri ve etkileyici vokal performansı ile dinleyiciye derin bir duygusal deneyim sunar. Şarkının aranjmanı, Paramore'un geleneksel pop-punk tarzının dışında daha olgun ve olgunlaşmış bir tona sahiptir, bu da grubun müzikal evrimini ve Williams'ın söz yazarı olarak büyümesini gösterir.

    Williams, şarkının sözlerinde 20 yaşında olmanın hayatı anlama veya umursamama dönemi olduğunu belirtir. Hayatın her yaştaki insan için benzer zorluklar barındırdığını ifade ederken, gençlerin ve yetişkinlerin potansiyellerini ulaşılamaz gördükleri için hayallerini bir kenara bırakmalarının ne kadar üzücü olduğundan bahseder. Çalışmanın ve çabanın önemini vurgularken, Paramore üyeleri olarak şu anda nerede olduklarının farkında olduklarını ve bu duruma gelmek için çok fedakarlık yaptıklarını, yıllarca tur yaparak ve adım adım yükselerek geldiklerini dile getirir. Turda olmayan veya plak satmayan herkese karşı küçümseyici gibi görünmek istemediğini belirtir ve bu başarıların kazanılması gereken değerli şeyler olduğunu ifade eder. Ancak şarkıda kıyaslama tınısı da bulunmaktadır, özellikle gençlerin çabalamaması durumu eleştirilirken başarının denemekten geçtiği vurgulanmaktadır. 

    "I feel no sympathy.
    You live inside a cave
    You barely get by, the rest of us are trying
    There's no need to apologize
    I've got no time for feeling sorry.

    Well I try not to think of what might happen.
    When your reality it finally cuts through.
    Well as for me I got out and I'm on the road.
    The worst part is that this, this could be you.

    You know it too.
    You can't run from your shame.
    You're not getting any younger.
    Time keeps passing by
    But you wave it away.
    Its time to roll over."

    Sonuç olarak, Feeling Sorry Hayley Williams'ın bireysel ve grup olarak yaşadığı mücadeleleri ve başarıları anlatan derinlikli bir şarkıdır. Williams, şarkının sözlerinde genç insanların ve her yaştan insanın hayallerini gerçekleştirmek için çalışması gerektiğini vurgularken, bu sürecin zorluklarına ve fedakarlıklarına değinir. Paramore'un Brand New Eyes albümündeki bu şarkı, grup için hem müzikal hem de duygusal olarak önemli bir dönüm noktası oluşturur ve dinleyicilere Williams'ın içsel dünyasına ve düşüncelerine bir pencere açar.

     

     

    8. Looking Up

    Albümün genel temasının pek dışına çıkmayan Looking Up, tıpkı diğer şarkılar gibi dinamik gitar riffleri, hızlı tempolu davulları ve Williams'ın güçlü vokalleri ile dikkat çeker. Şarkı, enerjik ve coşkulu bir atmosfer yaratırken, Paramore'un tipik pop-punk tarzının güçlü bir örneğini sunar. Aslında bir önceki şarkının devamı olarak bu şarkıda da grup, başarılarından ve daha da başarılı olacaklarından bahseder. Önceki şarkıda daha çok zorluklardan bahsedilirken bu şarkıda daha çok sonuçlardan pozitif bir şekilde bahsedilmektedir. 

    Williams, şarkının nasıl ortaya çıktığını anlatırken, Taylor ve kendisinin Josh Farro'ya, hızlı tempolu ve keyif veren bir şarkı yazması için ısrar ettiklerini belirtir. Bu tür şarkının insanları trafikte bile sesli bir şekilde söyletmeyi başaran türden olduğunu söyler. Bir gün Josh'un yanına gittiğinde dışarının ısınmaya başladığını, gökyüzünün çok açık olduğunu ve kendisi için olağanüstü iyi bir gün olduğunu ifade eder. Josh, demo kaydını verdiğinde hemen onunla ilgilenmiş ve yola koyulmuştur. Arabada ilerlerken, güneş arka aynasında parlıyordu ve camları açtığında, şarkılarının tam olarak da bu hissi yansıttığını fark etmiştir.

    "Things are looking up
    Oh, finally
    I thought I'd never see the day
    When you'd smile at me

    We always pull through
    Oh, when we try
    I'm always wrong
    But you're never right
    Oh, you're never right

    Honestly, can you believe
    We crossed the world while it's asleep?
    I'd never trade it in
    'Cause I've always wanted this and
    It's not a dream anymore, no
    It's not a dream anymore
    It's worth fighting for"

    Şarkının sözleri oldukça açıklayıcıdır. Williams, Brand New Eyes albümü yazım sürecinin sonunda grup olarak büyük bir değişim yaşadıklarını ve zorlukların üstesinden geldiklerini hissettiğini belirtir. Geçen yıldan sonra başardıklarına ve Paramore olarak inşa ettiklerine vurgu yapar. Williams, bu şarkının albümdeki favori şarkısı olduğunu çünkü Paramore'un grup olarak kendilerinden ne kadar gurur duyduğunu en dürüst şekilde ifade edebildiği şarkı olduğunu da ifade etmektedir.

     

    9. Where the Lines Overlap 

    Albümün müzikal anlamda aslında enerjik ve duygusal olmak üzere iki tarafa ayrıldığını düşünürsek Where The Lines Overlap, karşımıza bu iki tarafın bir karışımı olarak çıkıyor. Williams, şarkının ne anlama geldiğini açıklarken, uzun mesafe ilişkilerine olumlu bir bakış açısı getirdiğini belirtir. Josh Farro ile birlikte şarkıyı albümün prodüktörü Rob Cavallo'nun stüdyosunda kaydetmeye başladıkları gün yazdıklarını ve kaydettiklerini ifade eder. Şarkının kendisine her zaman iyi enerji getirdiğini ve eğlenceli olduğunu vurgular.

    Williams, şarkının yazılma sürecini anlatırken, Josh ile stüdyodan ayrılmadan bir hafta önce yazdıklarını ve bunun baştan sona birlikte yazdıkları ilk şarkı olduğunu belirtir. Josh'un gitar melodisinin, ona eski The Get Up Kids şarkılarını hatırlattığını ve daha önce yazdıkları şarkılardan farklı bir tarza sahip olduğunu dile getirirken şarkının basit ve iyi hissettiren bir yapıya sahip olduğunu ve bu yüzden onu sevdiklerini eklemektedir.

    "Give me attention
    I need it now
    Too much distance
    To measure it out
    Out loud
    Tracing patterns across a personal map
    And making pictures where the lines overlap
    Where the lines overlap

    No one is as lucky as us
    We're not at the end but oh we already won
    No one is as lucky as us
    Is as lucky as us"

    Hayley Williams'ın ve Josh Farro'nun birlikte yazdığı bu şarkı, uzun mesafe ilişkilerine olumlu bir bakış açısı sunarken, grup üyelerinin birlikte geçirdikleri zamanın yansımasıdır. Şarkının enerjisi ve samimiyeti, dinleyicilere Paramore'un evrimini ve grup üyelerinin birbirleriyle olan bağını anlatır. Ancak diğer şarkılar ile kıyaslandığında lirik anlamında derinliği biraz daha az olması sebebiyle dinleyicilerin ve eleştirmenlerin albümdeki en az beğendikleri şarkılardan biridir. 

     

     

    10. Misguided Ghosts 

    Tam albümün lirik anlamında daha az derin şarkılarından bahsetmişken yüzümüze adeta bir tokat gibi çarpan Misguided Ghosts, akustik bir gitara dayalı sade ve duygusal bir yaklaşıma sahiptir. Williams'ın samimi ve düşünceli vokalleri, şarkının derin duygularını ve içsel çatışmalarını dinleyiciye aktarır. Paramore'un tipik enerjik ve güçlü sound'undan farklı olarak, bu şarkı daha duygusal ve yalın bir ton sunar. Williams'ın sözleri, hayatın karmaşıklığını ve kişisel sorgulamalarını ele alırken, dinleyiciye derin bir bağ kurmasını sağlar.

    Williams, şarkının yazılma sürecini ve anlamını açıklarken, gençlik çağında kendisini keşfetmekte olduğunu ve bir gün içinde bile o gün kim olduğunu bulmaya çalıştığını ifade eder. Başkalarının beklentilerine uymak zorunda olmadığını ve bu farkındalığın özgürleştirici olduğunu vurgular. Albümün en ötekileştirilmiş ve fark edilmeyen şarkılarından biri olan Misguided Ghosts, aslında bu özelliği ile oradan oraya savrulan ruhlar oluşumuzu ve kendimizi ne kadar herkesten izole hissettiğimizi, kayboluşumuzu çok iyi yansıtmaktadır. Aslında işe yaramaz değil, sadece yönünü karıştırmış hayaletleriz ve bu konuda yalnız değiliz. En çok da bu zamanlar güvendiğimiz kişilere koşmalı ve sarılmalıyız. 

    "And now I'm told that this is life
    That pain is just a simple compromise
    So we can get what we want out of it

    Would someone care to classify?
    Our broken hearts and twisted minds
    So I can find someone to rely on
    And run to them, to them
    Full speed ahead
    Oh, you are not useless
    We are just

    Misguided ghosts
    Travelin' endlessly
    The ones we trusted the most
    Pushed us far away
    And there's no one road
    We should not be the same
    But I'm just a ghost
    And still they echo me
    They echo me in circles"

    Williams, Taylor York'un şarkının müziğini İngiltere turunda yazdığını ve grup olarak ara verdikleri dönemden döndükten sonra bu şarkıyı oluşturduklarını anlatır. Ancak zihinsel olarak hala tüm grup üyelerinin arada olduğunu düşünür ve 2008 yılının zor geçtiğini ve hayatının o dönemde ilk kez gerçekten karmaşık hissettiğini ifade eder. Bu duyguları yazdığını ve şarkının hayatın çılgın dünyasında yaşadığı her türlü rastgele ve kafa karıştırıcı duyguyu yansıttığını belirtir. 

    "Hayat zor ve denemeyi ve yön bulmayı çok baş döndürücü buluyorum. Bu durumu arada bir, biraz fazla yoğun hissediyorum. O zaman dışarıda benim gibi hisseden kim olduğunu merak ediyorum. Mesela, eğer hepimiz ayrı kategorilere konulsaydık ben kiminle aynı kutuya atılırdım? Bazen, neden aklı başında olan ya da olmayan herkesin neden beni tanımak, benim gibi olmak istediğini ve hatta neden beni umursadıklarını merak ediyorum çünkü gerçekte kafamın ne kadar karışık olduğunu bilen tek kişi benim." (Hayley Williams)

    Özelliikle bu röportajında Hayley, aslında kendisinin de tüm herkes gibi kaybolmuş hissettiğini dinleyicilere aktarmayı amaçladığını dile getirmiştir.

     

    11. All I Wanted

    Albümün orijinal versiyonundaki kapanış şarkısı olan All I Wanted, yavaş başlayan ama sonrasında güçlenen bir altyapıya sahip olması ile tipik bir aşk durumunu bize müzikal anlamda da çok iyi yansıtıyor. Bir ilişkiye başlarken önce küçük bir hoşlantı duyulur, sonrasında bu bir aşka dönüşür ve günün sonunda ise bir kopma yaşanır. Şarkının melodisi de bize tam olarak bu üç aşamayı hissettiriyor.

    Williams, şarkının nasıl ortaya çıktığını ve anlamını açıklarken, aslında arka planda bir hikaye olmadığını ve şarkının yazım sürecinde kendisinin içinde bulunduğu ruh halini anlatır. Evde şarkı yazıp prova yaptıkları süre boyunca, başka bir şey yapmadan evde tek başına zaman geçirmenin onu üzdüğünü ifade eder. Bir gün prova sırasında Taylor'ın çaldığı bu şarkı onu etkiler ve o an aklına gelenleri yazmaya başlar. Şarkı hem aşk ve ilişkilerdeki karmaşıklığı ele alırken hem de Hayley'nin içinde bulunduğu yalnızlığı bizlere anlatmaktadır.

    "I think I'll pace my apartment a few times
    And fall asleep on the couch
    Wake up early, the black and white re-runs
    That escape from my mouth, oh

    All I wanted was you
    All I wanted was you
    All I wanted was you
    All I wanted was you

    I could follow you to the beginning
    Just to relive the start
    Maybe then we'd remember to slow down
    At all of our favorite parts"

    Şarkının orijinal sözleri ise daha fazla duygu yoğunluğu içermektedir. 

    Williams, All I Wanted şarkısının albüme neredeyse giremediğini ve nedenini hatırlayamadığını belirtir. Eğer şarkı albümde yer almasaydı, hayal kırıklığına uğrayacaklarını ifade eder. Bu şarkının duygusal yoğunluğu ve anlamı, Paramore'un müzikal olgunluğunun ve Williams'ın şarkı sözü yazma yeteneğinin gücünü gösteriyor.

     

    12. Decode

    Albümün orijinal versiyonunda bulunmayan sadece International versiyonunda bulunan Decode, aslında Twilight filmi için yapılmış bir soundtrack. Ancak Decode, sadece Twilight serisinin karakterlerinin duygusal gerilimlerini değil, aynı zamanda müzikal anlamda da dinleyiciye etkileyici bir deneyim sunuyor. Şarkının gitar riffleri ve davul vuruşları, şarkının duygusal yoğunluğunu ve gizemini artırmak için güçlü bir şekilde kullanılıyor. Williams'ın vokali ise Bella'nın karmaşık duygularını ve Edward ile olan ilişkisindeki çelişkileri yansıtmak için güçlü bir araç olarak işlev görüyor.

    Decode, melodik yapısıyla da dikkat çekiyor. Şarkının yapısal olarak çeşitli bölümleri, dinamik ve ritmik değişikliklerle bir araya gelerek dinleyiciyi etkilemeyi başarıyor. Özellikle nakarat kısmındaki yükselen melodiler ve vokal performansı, şarkının duygusal yükünü ve anlamını derinleştiriyor. Bu müzikal yapı, şarkının Twilight serisinin romantizm ve gizem dolu atmosferini başarılı bir şekilde yansıtmasını sağlıyor.

    "The truth is hiding in your eyes 
    And its hanging on your tongue 
    Just boiling in my blood
    But you think that I can't see 
    What kind of man that you are 
    If you're a man at all 
    Well I will figure this one out 
    On my own 
    I'm screaming, I love you so
    On my own 
    My thoughts you can't decode

    How did we get here? 
    Well I used to know you so well, yeah
    How did we get here? 
    Well I think I know"

     

    Hayley Williams'ın şarkıdaki performansı, şarkının Twilight serisindeki temel dinamiklerini ve karakterlerin karmaşık duygusal dünyasını müzikle harmanlayarak dinleyiciye sunuyor. Decode, sadece bir film müziği şarkısı olarak değil, aynı zamanda Paramore'un müzikal becerilerini ve duygusal yoğunluğu nasıl ustalıkla aktardığını da gösteriyor. Bu yönüyle, şarkı, hem Twilight hayranlarına hem de Paramore dinleyicilerine hitap ediyor, onları bir müzikal keşif yolculuğuna çıkarıyor.

     

    12 şarkılık yolculuğumuzun sonuna gelirken, Paramore'u ve özellikle Hayley Williams'ı müzikal anlamda olgunlaştıran, her ne kadar 1 sene sonra grupta ayrılıklar olacak olsa da o dönem grubun bir arada kalmasını sağlayan ve bunun yanında eşsiz şarkılarla kimimizin ergenlik, kimimizin genç yetişkinlik döneminde yaşadığı zorluklara eşlik eden bu albümü bir kez de incelemeyi okuduktan sonra yepyeni bir gözle dinlemek isterseniz: 

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.