Savaş sonrası dönemde sanat göründüğü gibidir anlayışıyla yola çıkan Minimalizm akımı, 1960lı yılların başında Post-Minimalizm olarak nitelendirilen bir akıma yön verdi. Bunun yanı sıra Marcel Duchamp’ın “readymade” konsepti sanat camiasındaki etkisini sürdürüyordu ve bir konuşma eylemi olarak “Ben bu sanat diyorsam, bu sanattır” hareketiyle sıradan objenin sanat eserine dönüşmesi konusu gündemdeydi. Kavramsal Sanat, aynı yıllarda Amerika’da etkisini gösteren Pop Sanata, Minimalizm’in fikirlerine ve Dadaist anlayışa dokunan bir akım olarak ortaya çıktı.
Kavramsal Sanat, resimsel ve heykelsi temsillere ve geleneksel görselliğe karşı en kapsamlı incelemeyi yapmıştır. Sol DeWitt 1960lı yılların başında ön-kavramsal sanat pratiklerini sürdürüyordu ve sıradan objelere sanki objeler boş bir imleyenmiş gibi “fikirler” atıyordu. Buradan yola çıkarak Joseph Kosuth “sanat fikir fikridir” (1966) diyerek Kavramsal Sanatın temelinde yatan düşünceyi söylemiştir. LeWitt’in eserleri hep dilsel hem de görsel nitelikler taşıyan yapılar olarak nitelendirilebilir. Kavramsal sanat için estetik hem dilsel bir konvansiyon hem de kurumsal bir söylemdir. Burada görselin hegemonyasına karşı çıkmanın yanı sıra estetik deneyimi otonom ve kendi kendine yeten bir kurum olarak görmemeyi destekler. Sanatta kanuncu bir dil ve materyalin yönetimsel kullanımı Duchamp’ın obje eserlerinde de görülür. Dilsel konvansiyon ve kanuncu düzenlemelerin oluşturduğu bu estetik, yalnızca geleneksel stüdyo estetiğini eleştirmez, aynı zamanda Pop Art ve Minimalizm’in devam ettirdiği estetik üretim ve tüketimi de karşısına alır. Kavramsal Sanat kitle üretimli, endüstriyel üretimli objeleri estetikleştiren Pop Sanatı silerken yerine yönetimsel, kanuncu ve kurumsal bir estetik koyar.
Kosuth ünlü bir sözünde Kavramsal Sanatın anlatmaya çalıştığını şöyle özetler: “Sanatta gerçeğin yokluğu, sanatın gerçekliğidir.” Sanat gerçeği yansıtmaz, gerçek bir obje kullandığında ise ona objeye ait olmayan bir “fikir” ithaf eder. Sanat hiyerarşik değildir ama bir kurumdur. Kurumsal anlamda kuralcı değildir, geleneğe karşıdır, ancak bir o kadar da kanuncudur. Tamamen gerçeklikten kopuk veya sanat sanat içindir anlayışı ile değil, sanatı bir fikir olarak sunduğu için kavramsaldır.
Morris’in “Untitled - Mirrored Cubes” (1965) adlı eserine bir göz atalım. Burada sanatçı izleyiciyi ayna yansımasının dikiş izine yerleştirir; heykelsi obje ile mimari yapı arasındaki ara çizgiye. Eser böylece fenomenolojik bir deneyim sunar. Eserdeki fikir, izleyicinin kendini aynada gözlemlemesi, sanatın içinde kendini konumlandırması ve bunu yaparken kelimenin tam anlamıyla eserin içinde var olmasıdır. Aslında eser izleyiciyi aynı zamanda ontolojik bir soruya iter: ben aynada mı varım, gerçekte de var mıyım?
Robert Morris, Untitled - Mirrored Cubes, 1965
Dan Graham, “Homes for America” (1967) eserinde medyanın hiyerarşisini bozarak, daha üstün görülen resim yerine fotoğrafı vurgular. Sanatsal yapı ve onun fotoğrafik yeniden üretimi arasındaki farkı; sanat objesi ve onun yerleştirilirken çekilen fotoğrafı arasındaki farkı; galerinin mimari alanı, kataloğun yer tuttuğu alanı ve sanat dergisi arasındaki farkı yok eder. Sanatçının özdüşünümsel tutumu sayesinde diyalektik olarak totolojiden söylemsel ve kurumsal bir eleştiriye geçer. Yani sanat kendi içinde tutarlı bir gerçek değil, ifade edilmiş, dile dökülmüş bir yapısal kurumdur. Sanatçının buradaki rolü tutarlılık değil özdüşünümsellik olmalıdır. Buna da ancak estetik yapılanmaya bir eleştiri sunarak varılabilir.
Dan Graham, Homes for America, 1967
Kavramsal Sanat, savaş sonrası sanatsal üretimde en radikal paradigma değişimini sağlamıştır. Kapitalizm ve pozitivizm ile donanmış küresel yapılanma içerisinde oto-kritik sorgulamalar ve geleneksel sanatsal deneyimine eleştiriler sunarak, sanatı hem fenomenolojik hem de ontolojik bir düzleme oturtmuştur. Sanat, bir gerçeğe referans değil, kendi içinde sistematik bir fikirler bütünüdür. Kavramsal Sanat evrensel olarak geçerli bir gerçeğin anti-hiyerarşik şekilde yorumlanmasıdır.
KAYNAKÇA
Buchloh, Benjamin H. D. 1990. Conceptual Art 1962-1969: From the Aesthetic of Administration to Critique of Institutions. October, Vol. 55. 105-143.
Art & Language. 2006. Voices Off: Reflections on Conceptual Art. Critical Inquiry, 33(1). 113-135.
Yorum Bırakın