Göğsündeki yumru zaman tanımaksızın büyür.
Gözlerinden diz kapaklarına kadar nüfuz eder her bir uzvuna.
Düşüncelerin kalabalıklaşır, sıraya koydukların isyan eder, bedeninse iflas...
Vücudun ziftle kaplanmışcasına karanlık,
Ağzın dikilmişçesine yapışık,
Ellerin kolların tavandan asılı vaziyette, kozasının içindeki güve gibi bekleyiştesin.
Belirsiz ama güvenli,
Güvenli ama kısıtlı,
Kısıtlı ve konforsuz...
Vaktin gelmeden çıkmayacağını biliyorsun kozandan fakat bir o kadar da soluk soluğasın.
Sahi kim bu vakti belirleyenler?
Neyse ne.
Çıktığında haber ver olur mu?
Ama olmuş ama ölmüş...
Ama olmuş ama ölmüş...
Bi' haber işte...
Yorum Bırakın