İlk içerikten herkese selamlar. Bugün Anayurt Oteli filmi üzerine konuşacağız. Filmde toplumdan kopmuş yalnız bir adamın bir umuda tutunmasını görüyoruz. Baş karakter zebercet, küçüklüğünden beri dışlandığı ve fiziksel olarak bazı dezavantajları olduğu için aslında biraz da herkesten soyutlanmış bir karakter. Köksüz biridir özünde. Kendini Keçecizade ailesinden olduğuna inandırır. Kendine belli rutinler belirlemiş. Her gün tıraş olmak vs gibi. Obsesif biri de aynı zamanda. Onun bu rutinini bozan gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın oluyor. Gerçek dünyayla iletişimi çok az olduğu için kadın onun gözünde bambaşka görünüyor. Bu alışkanlıklarını terk ederek sürekli hayalinde kadını görüyor. saplantılı bir şekilde onun döneceği günü bekliyor. Ondan kalan yanmış sigarayı bile tekrar yakıyor. Sağlıksız bir cinselliğinin olduğu ortalıkçı kadını boğuyor. En sonunda tüm oteli kapatarak gerçeklerden kaçıyor ve kendi dünyasında yaşıyor. Anne babasının fotoğrafının karşısında beşik sallama sahnesi bana göre küçük yaşta kaybettiği annesine duyduğu özlemini gösteriyordu. Dikkat ettiğim diğer detay ise normalde olduğundan daha eril bir karakter olarak kendini hayal ediyor. Vermek istediği tepkileri hayalinde veriyor. Aslında hayata anlam yükleyen biri değil. İnsanların arasına karışmayı gerçekten deniyor ama dönüp dolaşıp sığınağına yani oteline dönüyor. En sonunda kadının dönmeyişi, değersizlik duygusu ve dış dünyayla uyum sağlayamama onu intihara itiyor.