Sabah kalktığında ağlarsın,çünkü yine yaşama devam ettiğini görürsün. Derdi dahi olmayan insanlarla muhatap olmak istemessin,çünkü seni anlamaz empati yoksunları. Günde 1 veya 2 kere gülersin,o da geçmişte yaptığın salaklıklara. Her gün mutsuz takılırsın,çünkü çok pişmansın. Keşkelerle bir ömür geçirdiğimi biliyorum,keşke olmasaydı... Sabah kalkıp her zamanki yere gidersin,ama içten içe küfürler edersin. Kafa dengi birisiyle dertleşmek güzel gelir insana,sabaha kadar sohbet edersin. Ama herhangi tanıdık birisi ile karşılaşınca yüzünü eğersin,boş muhabbet yapmasın diye. O an sanki hatamı kabullenmiş bir aptala dönüşürüm ki,zaten hatamı kabulleniyorum. Hiç var olmamayı dilerdim. Belki de gelecekteki çocuklarıma en büyük mirasım,onları hiç var etmemiş olmam. Bilmiyorum belki de gelecekteki ben yokumdur... Üşengeçlik ve tembellik hayatımın zehri oldu. Kahroldum bu iki özellik yüzünden. Boşa hayal kurmak... O daha da büyük bir zehir,çünkü o olmasa şu an bunu yazıyor olmazdım... Genç yaşta başarılı olmak isteyen çocuğun dertleri çoktur. Onların kafasını okuyamassın,onlar çok zeki ve bir o kadar da özeldir. Önceden,boş hayal dediğim şeylere ulaşmak için çabalardım. Şimdi daha da büyük hayaller var ama gerçekleştirmesem de sıkıntı yok. Asgari koşullar yeter bana bu lanet hayatta. İntihar kafamdan çıkmayan bir düşünce. Acı çekmeden ölmek istiyorum... Sabah uyandığımda kalkmamış şekilde ölü bulunsam,keşke...
Yorum Bırakın