Ares ve Afrodit: Yasak Aşkın Tanrısal Hikayesi

Ares ve Afrodit: Yasak Aşkın Tanrısal Hikayesi
  • 3
    0
    0
    0
  • Olimpos’un göklerinde, şimşeklerin yankılandığı günlerde bile, bazı duygular sessizce filizlenirdi. Savaşın tanrısı Ares, kılıçların ve kanın gölgesinde yetişmişti. O, öfkenin, yıkımın ve korkunun beden bulmuş haliydi. Ama kalbi, bambaşka bir savaşta çırpınmaya başladığında, karşısında tanıdığı tüm savaşlardan daha güçlü bir düşman vardı: Aşk.

    Afrodit… Güzelliğin ve arzunun tanrıçası. Işıldayan bir gülüşüyle yürekleri ateşe veren, her adımıyla çiçekleri açtıran o ilahi varlık. O, resmi olarak demirci tanrı Hephaistos’un eşi olsa da, kalbi Ares’in kasvetli ama tutkulu dünyasında yankı bulmuştu.

    Aşkları gizliydi, çünkü tanrılar bile dedikodulardan muaf değildi. Geceleri, Afrodit'in altın saçları Ares'in omzuna dökülürken, ay ışığı onları kutsar gibiydi. Her buluşmaları tehlikeliydi, ama bu tehlike tutkularını körüklüyordu. Aşk, tanrıların bile karşı koyamadığı bir güçtü.

    Fakat tanrılar dünyasında sırlar uzun süre saklı kalmazdı. Güneş tanrısı Helios, ikilinin gizli buluşmalarına tanık olmuş ve olanları Hephaistos’a anlatmıştı. Hephaistos, ihaneti öğrenince öfkelendi ve zekâsını kullanarak görünmez bir ağ ördü. Bir gece, Ares ve Afrodit’i bu ağda yakalayıp diğer tanrılara sergiledi.

    Olimpos’ta kahkahalar yükseldi ama utanç da vardı. Afrodit utanmıştı, Ares ise öfke doluydu. Fakat aşkları bu utançtan sağ çıktı. Her ne kadar yolları ayrılmış gibi görünse de, kalpleri hep birbirini aradı.

    Mitler söner, hikâyeler unutulur… ama Ares ile Afrodit’in yasak aşkı, güzelliğin ve savaşın buluştuğu o ince çizgide, efsaneler içinde hâlâ yaşamaktadır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.