Advertisement
Advertisement

Japonya’da Ölüm Kültürü: Butoh Dansı ve Estetik Travma

Japonya’da Ölüm Kültürü: Butoh Dansı ve Estetik Travma
  • 6
    0
    0
    0
  • Savaşın yankısı bedende devam eder.

    II. Dünya Savaşı sonrası Japonya, sadece yıkılmış şehirler ve kaybolmuş hayatlarla değil, derin bir ruhsal çöküntüyle de baş başa kaldı. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları, sadece fiziksel değil, varoluşsal bir travmanın da habercisiydi. İşte bu sarsıcı dönemde, bedeni bir anlatı aracı olarak kullanan sıra dışı bir sanat formu doğdu: BUTOH

     

    Butoh: Dansın Karşı Tarafı

    1950’lerde Tatsumi Hijikata ve Kazuo Ohno tarafından geliştirilen Butoh, klasik Japon dansından ya da Batı’nın estetik kodlarından tamamen farklıydı. Butoh, isyanın, acının, ölümün ve hatta çürümenin dansıydı. Dansçıların bembeyaz boyalı bedenleri, zaman zaman yavaşlayan, zaman zaman çarpıklaşan hareketleri; izleyiciye sadece bir performans değil, bir duygu manifestosu sunuyordu.

    Kazuo Ohno

     

    Tatsumi Hijikata 

     

    Bir Travmanın Estetik Dili

    Butoh, Hiroşima ve Nagazaki’den sonra bireyin içine düştüğü anlamsızlık ve utanç duygusunun bedenle dışavurumuydu. Sessiz çığlıklarla dolu bu dans, travmayı kelimelere dökmek yerine kaslara, kemiğe ve nefese yüklüyordu.
    “Dans, sadece güzel olanı değil, unutulanı da hatırlatmalıdır.” diyen Hijikata için Butoh; bir tür bedensel psikanaliz, bir sanat değil bir yüzleşme biçimiydi.

     


    Japon Estetiği ve Ölüm Kültürü

    Butoh’u anlamak için Japonya’nın ölümle olan kültürel bağını da bilmek gerekir.

    “Mono no aware”: Her şeyin geçici ve fani olduğu bilinci.
    “Yūgen”: Görünmeyen, gizli olan güzelliğin takdiri.
    Bu felsefeler Butoh’un karanlık ve gizemli doğasında fazlasıyla hissedilir. Ölüm burada bir son değil, dönüşüm ve anlatı aracıdır.

     

     


    Butoh’un Beden Günlüğü

    Bir Butoh dansçısı için beden; acıların, bastırılmış arzuların, savaşın ve kimlik bunalımının bir haritasıdır. Sahneye çıkan her dansçı, sanki kendi ölümünün provasını yapar. Beden bükülür, kıvrılır, çığlık atar ama sessiz kalır. Her hareket, susturulmuş bir hikâyenin dışavurumudur.

     

     

     

     

    Bugün Butoh Ne Anlatıyor?

    Modern Japonya’da Butoh hâlâ yaşayan bir anlatıdır. Travmalar değişmiş olabilir; ama tüketim toplumunun yalnızlaştırıcı etkisi, teknolojinin yarattığı yabancılaşma gibi yeni meseleler de bu dansın bedeninde karşılık bulur.
    Butoh artık sadece Japonya’nın değil, tüm dünyanın bastırdığı duyguların aynası hâline gelmiştir.

     

    Peki, estetik gerçekten güzel olanla mı ilgilidir, yoksa travmanın kendisi de estetik olabilir mi?

     

     

     

    🎥 İzleme Önerisi; Butoh: Body on the Edge of Crisis

    📖 Okuma Önerisi; Hijikata Tatsumi and Butoh: Dancing in a Pool of Gray Grits

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.