Yaşadığımız her an, her saat için aradığımız beklediğimiz temel şey huzur ve mutluluktur. Hatta mutluluğu o kadar çok arayıp istiyoruz ki hayatımızda hiç olumsuz, kötü bir şey olmaması yönünde beklentiye giriyoruz. Aslında yaptığımız kötü bir şey değil. Aksine gayet güzel ve haklı bir şey. Ancak bunu yanlış, eksik ve unutarak yapıyoruz. Yani mutluluğu dışarda arıyoruz. Evet eksik, yanlış yaptığımız şey bu "MUTLULUĞU DIŞARDA ARAMAK" Şöyle ki biz hep bir beklenti içerisindeyiz. Yani mutluluğun kaynağının dışardan karşılanması gereken bir unsur olduğunu düşünüyoruz ancak durum öyle değil. Yaşadıklarımı düşündüm, depresyon sürecimde kendimi çok inceledim ve kendim ve genel insanlık için fark ettiğim en temel şey buydu. Yani mutluluğu dışarıda arıyoruz ve talebimiz karşılanmadığı için hayal kırıklığı ve akabinde kendi değerimizi sorgulamak. Depresyon sürecimde kendimle başbaşa kaldım ve kendi değerimi sorgulayarak hata yaptığımı fark ettim. Evet bu bir hatadır çünkü başkalarının gözünde nasıl olduğunuzu onlar bilir. Siz sadece başkalarının adına niyet okuyup kendinizi yargılarsınız.
Konumuza geri dönecek olursak, mutluluğun temel kaynağı aslında dışarda değil, insanın içinde, özündedir. Bunu şu şekilde çözdüm aslında kendi içimde; BEKLENTİDE OLDUĞUM HER ŞEYİ KENDİME ALIYORUM/ YAPIYORUM. Yani şöyle ki çiçekse kendime alıyorum, iltifatsa kendime en iyisini yapıyorum. Kahvaltıya, kahve içmeye vesaire vesaire... Kıssadan hisse şudur ki kendinizi mutlu edecek şeyleri keşfedip yapmaya başladığınızda, dışarıya karşı beklentilerinizi azalttığınızda, özünüze dönüp kendinizle ilgilenmeye başladığınızda yani mutluluğu dışarda değil de "öz"de ararsanız mutluluğa erişmiş oluyorsunuz.
Mutlu olmak/hissetmek için bir diğer hususun da "mutlu etmek"ten geçtiğine inanıyorum. Şöyle ki uzun zamandır kendimde ve çevremde gözlemlediğim şeylerden birisi buydu. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, başkalarını mutlu ederken kendimizden, kendi sınırlarımızdan ödün vermememiz. Maalesef bazen kontrolümüzü kaybettiğimiz hususlardan biri bu. Şöyle ki, sırf karşı taraf üzülmesin, hoşnut olsun, sevsin diye kendi sınırlarımızdan, kendimizden ödün veriyoruz. Bu da karşı tarafı mutlu edip biz de mutlu olma beklentisindeyken bir yerden sonra kendi mutsuzluğumza yol açıyoruz. Yani şunu demek istiyorum; bazen bazı insanlar, sevgiden, iyilikten ve güzelliken anlamaz veya sizinle aynı duyguları hissetmez/ göstermez ve bu da hayal kırıklığı, kalp kırıklığı gibi sonuçlara sebep olur. Lafın kısası; kontrollü olarak, herkese hak ettiği gibi davranarak, yeri geldiğinde "HAYIR" diyerek mutlu olunabilir.
Sonuç olarak, aslında mutlu olmak kolay, sadece kaynağının kendimiz olduğunun farkına varmak gerekiyor. İnsan bazı şeylerin çözümünü içinde aradığında, insan davranışlarını sorgulamayı bırakıp beklentiyi en aza düşürmeyi başararak mutlu olmayı sağlayabilir. İnsanın mutluluk için en temel ihtiyacı, öze inmek ve kendini sevip değer vermek. Bunu başarabildiğinizde; Tebrikler! dünyanın en mutlu insanısınız. Umarım hepimizin bunu başarabilir.
Sevgi ve Saygıyla
Yorum Bırakın