Bir süredir alışılagelmiş geleneğinin aksine, aksiyon yönünden biraz zayıf kaldığını söyleyebileceğimiz ülke gündemimiz, alınan ‘erken seçim’ kararıyla tekrar bir harekete kavuştu. Bizler de durmadık ve sizler için ‘seçim’ denildiği zaman akıllara hemencecik gelen filmleri bir gözden geçirelim istedik. Keyifli okumalar!
Yönetmen Michael Ritchie’nin senaryo dalında akademi ödüllü bu filmi, Kaliforniyalı sıradan bir avukat olan Bill McKay’in, hitabeti ve karizmasından dolayı bölgede çalışan Demokrat Partililer tarafından keşfedilmesiyle başlar. Yoğun çabalar sonunda senato üyeliği yapması için ikna edilen Bill, bu süreci kendi yöntemleriyle yürütmeye karar verir, fakat bu yarış ve rekabet onu beklemediği kadar şaşırtacaktır.
Barry Levinson imzalı bu ’97 yapımı film, zamanının ötesinde bir medya-sistem eleştirisiyle akıllara kazınmıştı. İki de Oscar adaylığı bulunan film özetle, başkanlık seçimlerine kısa bir süre kala, ismi bir seks skandalına karışan başkanın, olay yayılmadan önlem alınması için anlaştığı medyacı Conrad Brean’ın sahte bir savaş haberi çıkarmasını konu ediniyor. Zamanla tüm ülkenin inandığı bu yalan, medyanın gerçek gücü hakkında bizlere farklı bir bakış açısı sunuyor.
John Travolta’nın demokrat partili bir politikacı olan Vali Jack Stanton’a hayat verdiği bu filmde, başkan adayı olmak için bir kampanya başlatan ve hayatını bu yol için adamış Stanton, sallantılı evliliğine rağmen kendisine desteğini esirgemeyen eşi Susan ile birlikte bu büyük yarış için hazırdır. Mike Nichols yapımı filmin iki Oscar adaylığı bulunduğunu da belirtelim.
En İyi Belgesel dalında Oscar alan, politik belgesel janrasına dahil edebileceğimiz War Room, Bill Clinton’ın 1992 senesindeki seçim kampanyası ve organizasyonu hakkında doyurucu bir 90 dakika sunuyor.
Sean Penn’e ikinci Oscarını kazandıran Milk, Amerika’da gay hakları konusunda önemli bir figür olan Harvey Milk’in hayatından ilham alıyor. Milk, 1977 San Francisco Şehir Meclisi Seçimleri’nde kendine bir sandalye edinerek, ülke tarihinde ilk üst kademede görev alan ilk açık eşcinsel olmuştu.
Gölgelerde yaşayan siyasi çıkar gruplarının korkutucu potansiyellerini görmemize olanak sağlayan bir soğuk savaş politik gerilimi. Paranoya ve beyin yıkama dünyalarına ilginiz varsa kaçırmayın deriz. Bitirmeden söyleyelim, filmin başrol oyuncusu Frank Sinatra. Filmin aynı isimli 2004 yapımı bir remake’i olduğunu da ekleyelim.
James DeMonaco’nun kendi tarzında fenomen haline gelmiş serisi Arınma Gecesi filmlerinin üçüncüsü. Bu bölümde Arınma Gecesi’nin kaldırılması için bir kampanya yürüten başkan adayı Charlie Roan, amacına ulaşamadan Arınma Gecesi’ne yakalanıyor. İlk iki filmiyle beklenmeyen hasılatlara ulaşan serinin üçüncü filmi diğerlerinden daha olgun bir yapım olmuş bizce.
Elbette seçim denildiği zaman daha birçok film aklımıza geliyor, ancak şimdilik sizler için seçtiklerimiz bunlar. Peki sizin ‘seçim’ konulu beğendiğiniz filmler hangileri? Lütfen bizimle paylaşmayı unutmayın!
The Candidate (1972)

Wag The Dog (1997)

Primary Colors (1998)

War Room (1993)

Milk (2008)

The Manchurian Candidate (1962)

Bonus: The Purge: Election Year (2016)

Yorum Bırakın