Stephen King Efsanesinden Bir Film Daha - Pet Sematary

Stephen King Efsanesinden Bir Film Daha - Pet Sematary
  • 0
    0
    0
    0
  • Yazdığı olağanüstü romanlar ile her yaştan okuyucuya hitap eden, akıllıca kalemi ile okuyan herkesi kendine hayran bırakan Stephen King'in bir romanı daha film oldu. 1947 yılında ABD / Portland’da dünyaya gelen Stephen King, “korku ve gerilim türünün en çok satan yazarı” unvanına sahip olmasının yanı sıra birçok ödülü de almıştır. Romanlarında mekân olarak genelde memleketi ve sevdiği yerleri kullanmaya özen gösteren yazar, konusu bakımından harika kurgulanmış kitapları ile yönetmenlerin en gözde yazarları arasında. Hayvan Mezarlığı olarak ülkemizde de popüler olan romanı Pet Sematary, Kevin Kolsch ve Dennis Widmyer ortaklığında sinemaseverler ile buluştu. Mistik kelimesinin sonuna kadar işlendiği ve kitaba bağlı kalınmaya özen gösterilen filmin başrolünde Jason Clarke, Jeté Laurence ve Amy Seimetz yer alıyor. Ölüm ve yaşamın zıtlığını her dakikasında hissedeceğiniz film, insana bazen kabullenmenin en iyi seçenek olduğunu gösteriyor. Louis Creed, iki çocuğu ve eşi Rachel, Boston'daki yoğun hayatlarından sıkılarak kırsal bir alana sakin bir yaşam amacı ile taşınırlar. Geçmişte yaşadıkları acı olaylar ve Rachel'ın ablasının ölümünden kendisini sorumlu tutuşu ile şehir hayatından kaçmak en mantıklı karar gibi görünür. Geldikleri ilk dakikadan itibaren farklı şeyler hisseden ailenin hayatı, tuhaf komşuları ile tanışınca tamamen değişir. Mutlu bir hayat sürmek amacı ile geldikleri bu küçük şehirde, severek besledikleri kedilerinin ölümü ile sarsılan Creed ailesi, acılarını komşularının önerisi ile kediyi bir hayvan mezarlığına gömerek dindirmeye çalışırlar. Tuhaf olan ise; gömülen yer, hayvan mezarlığının hemen arka kısmında kalan ve zor bir şekilde ulaşılan Micmac mezarlığıdır. Gömülenin her ne olursa olsun ertesi gün farklı bir kişilikle tekrar canlanarak geldiği ve adeta yaşayan bir ölüye dönüştüğü bu mezarlık, insanın yaşama nefsinin en uç noktasına dokunur. "O toprak taşlıdır Louis, ellerinle kazarken tırnakların kanlar içinde kalır, ama insanın kalbi daha taşlıdır." Kedilerinin tekrar dönmesi ile sevinç ve şaşkınlık arasında kalmışken kızlarının ölümü ile Creed ailesi tekrar yıkılır. Ölümün bu denli kendini gösterdiği ve acıyı sonuna kadar hissettirdiği bu durum, akıllara tek bir yeri getirir. Hayvan mezarlığının hemen arkası, Micmac mezarlığı... Hazreti İsa onlara dedi ki: "Dostumuz Lazarus uyuyor, ama ben gidip onu uykusundan uyandırabilirim." Bunun üzerine havarileri birbirine baktılar ve bazıları İsa'nın mecazi anlamda konuştuğunu bilmediklerinden gülümsediler. "Efendim, eğer o uyursa daha iyi olur," dediler. O zaman Hazreti İsa onlarla daha yalın konuştu. "Lazarus öldü, evet. Yine de biz ona gidelim."
    YOHANNA İNCİLİ
    1989 tarihinde Mary Lambert tarafından daha önce sinemaya uyarlanmış olan roman, bir dönem insanının rüyalarını süslemiştir (!) Dönem izleyicilerini ölümle tanıştıran ve minik bir travma yaratan film, 2019 yapımı ile de ses getirenler arasında olmuştur. Uyarlama filmi kaliteli yapan en önemli unsur elbette kitabın kendisidir. Kitabın yazılış biçimi, yazarın kalemi ve en önemlisi yaratılmış olan kurgu, adeta yol gösterici unsurlardır. Stephen King'in günümüz yazarlarının örnek aldığı usta bir yazar olduğu göz önüne alındığında, filmin kalitesi ise hemen kendini belli ediyor. Vaktinizi kaliteli değerlendirmek istediğinizde izlemeniz gereken filmler arasında. Keyifli seyirler! Fragmanı için:

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.