“Benim oyunlarım bilincin iki temel durumundan doğar. Bunlar usulca kaybolan ile katılık; boşluk ile aşırı varlık; dünyadaki gerçek dışı şeffaflık ile ışık geçirmezlik; ışık ile kesif karanlıktır.” diyor Gergedanlar oyununun yazarı Eugéne Ionesco. İlhamını Ionesco, Kafka, Saramago, Marquez, Haneke, Greenaway, Passolini, Yorgos Lanthimos, Lale Müldür, Yannis Ritsos ve Cemal Süreya’dan alan Gergedan: Büyük Küfür Kitabı da benzer ikilikler üzerine inşa edilmiş, kanıksamanın içine doğru kocaman küfürler sallayan bir öykü kitabı. Mine Söğüt Deli Kadın Hikayeleri’nden tanıdığımız gerilimli dilini, soluk renkli hayal dünyasını Gergedan’da da bizlerle paylaşıyor.
Kitabın adına yaraşır şekilde hikayelerin tümünün dal ortasında bir gergedan duruyor. Zamanın, ailenin, ahlakın, inancın, devletin ama en çok da hepimizin içinden geçen bir gergedan. Gergedanı büyük küfürler takip ediyor. Hiç edilmediği halde kulağımızda çınlayan küfürler, küfür gibi gerçekler; her gün işe giderken üzerinden tekrar tekrar geçtiğimiz hayvan cesetleri, aynı sofraya oturmak dışında mucizesi kalmamış ailelerin cesetleri. Ve ölüler… Kendine mezar eşeleyen ölüleri, sırtımızda taşıdığımız ölüleri, yüzleri gözümüzün önünden hiç gitmeyen ölüleri, yüzünü anımsayamadığımız ölüleri, ikinci kez dönüp bakmadığımız ölüleri hatırlıyoruz. Kitaptaki en büyük küfür belki de bizi içine çeken bu vicdan sorgusu. Yer yer bilinç akışı tadı veren kitapta cin peri masallarının yerini bu sefer politik gerçeklik ya da kişisel olanın politikliği alıyor. Vicdan muhasebesi burada da peşimizi bırakmıyor. Kötülüğün sıradanlığından ziyade sıradan olanın kötülüğü bir kez daha bizi kaba ve yumuşak yerlerimizden vuruyor. Kitap bu bağlamda, okura kendi utancını hatırlatan upuzun kasvetli bir şiir okumuş hissi veriyor. Rahatsız etmek amacıyla olduğu yere bilhassa bırakılıvermiş kelime ve cümle tekrarları ile artan gerilime kokuların, seslerin ve görüntülerin iç içe geçişi eşlik ediyor. Kitabın bütün bu ritmi, rengi, aksiyonu Bahadır Baruter’in hikayelere kademe kademe eşlik eden resimleriyle bütünleşiyor. Küfrü duasından büyük olan asilerin, ötekilerin sesi bir gergedanın bakışıyla bizi izliyor.
Yorum Bırakın