Mimari tarzlar, belirli bir zaman diliminde bir mekanı oluşturan yapım teknikleri, politik hareketler ve toplumsal değişimleri göstererek özgünlüklerini ortaya çıkarmaktadır. Rönesans mimarisi ile sanat ve kültürün yeniden doğuşu ya da savaş sonrası harekette ortaya çıkan çelik gökdelenler olsun, her bir üslup bize mimari tarihin geçişleri hakkında farklı şeyler anlatıyor. Ama ya mimar, kritik bir bölgeselci yaklaşımı reddettiyse ve binalar başka bir yerin özelliklerini ele geçirdiyse?
NeoMam ve Thisisrender tarafından Expedia için yapılan bu yedi görüntü, en sevdiğimiz mimari simgelerin, farklı bir tarzda inşa edilmişler gibi nasıl görüneceğine dair bir bakış sunuyor.
Danimarkalı mimar Joern Utzon tarafından yapılan Sydney Opera Binası'nı, Avrupa Orta Çağ mimarisini andıran Tudor tarzı ile görüyoruz.
Amerika’nın Pensilvanya şehrinde Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanan dünyanın en ünlü konut projelerinden biri olan Fallingwater Evi Klasik tarzda inşa edilseydi bizce bundan daha güzel olamazdı.
Toronto’nun hatta Kanada’nın simgeleri arasında olan CN Tower eski Mısır'da olsaydı tarzıyla yine şehrin simgesi haline gelirdi.
Sahip olduğu eser sayısı sebebiyle Dünya'nın en büyük müzesi olan, Paris'in göz bebeği Louvre'u hiç böyle görmediniz. Brütalist mimarinin olmazsa olmazı beton ile yeniden tasarlanmış hali de hiç fena değil ne dersiniz?
Londra Westminster’da bulunan Buckingham Sarayı, Bauhaus akımı ile yeniden yorumlanıyor.
Kuala Lumpur’un anıtsal simgesi olan Petronas İkiz Kuleleri yükselirken Gotik mimarinin özelliklerini taşısaydı nasıl görünürdü?
Ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmış olan Niterói Çağdaş Sanat Müzesi bu yeni görünümüyle adeta bir uzay gemisini andırıyor. Çevreci sürdürülebilir bir tasarım fikriyle yeniden şekillendirilen binayı biz çok sevdik.
1) Tudor Tarzı Sydney Opera Binası
Danimarkalı mimar Joern Utzon tarafından yapılan Sydney Opera Binası'nı, Avrupa Orta Çağ mimarisini andıran Tudor tarzı ile görüyoruz.
2) Klasik Tarzda Fallingwater
Amerika’nın Pensilvanya şehrinde Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanan dünyanın en ünlü konut projelerinden biri olan Fallingwater Evi Klasik tarzda inşa edilseydi bizce bundan daha güzel olamazdı.
3) Eski Mısır Tarzında CN Kulesi
Toronto’nun hatta Kanada’nın simgeleri arasında olan CN Tower eski Mısır'da olsaydı tarzıyla yine şehrin simgesi haline gelirdi.
4) Brütalist Tarzda Louvre Müzesi
Sahip olduğu eser sayısı sebebiyle Dünya'nın en büyük müzesi olan, Paris'in göz bebeği Louvre'u hiç böyle görmediniz. Brütalist mimarinin olmazsa olmazı beton ile yeniden tasarlanmış hali de hiç fena değil ne dersiniz?
5) Bauhaus Tarzında Buckingham Sarayı
Londra Westminster’da bulunan Buckingham Sarayı, Bauhaus akımı ile yeniden yorumlanıyor.
6) Gotik Tarzı Petronas Kuleleri
Kuala Lumpur’un anıtsal simgesi olan Petronas İkiz Kuleleri yükselirken Gotik mimarinin özelliklerini taşısaydı nasıl görünürdü?
7) Sürdürülebilir Tarzdaki Niterói Çağdaş Sanat Müzesi
Ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmış olan Niterói Çağdaş Sanat Müzesi bu yeni görünümüyle adeta bir uzay gemisini andırıyor. Çevreci sürdürülebilir bir tasarım fikriyle yeniden şekillendirilen binayı biz çok sevdik.
Kaynak: 1
Yorum Bırakın