Uçmak İsteyip de Uçamayan Bir Kuş: Frida Kahlo ve Otoportreleri

Uçmak İsteyip de Uçamayan Bir Kuş: Frida Kahlo ve Otoportreleri
  • 2
    0
    0
    0
  • Frida Kahlo günümüzde oldukça popüler olan kadın ressamların ilk sırasında. Peki bu popülerliğini nasıl kazandı? Elbette oldukça etkili eserleri bulunmakta fakat ona popülerliği getiren bir hikayesi var.

    "Kendi portremi resmediyorum çünkü çoğunlukla yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım insanım."

    Kahlo, hayatının geri kalanının neredeyse tamamını şekillendiren ciddi bir kaza geçirdi. 18 yaşında geçirdiği otobüs kazası sonucunda sağ bacağı ve pelvisinde ciddi yaralanmalara maruz kaldı. Kaza, çocuk sahibi olmasını imkansız hale getirdi. Bu kaza onun için çok travmatize oldu ve bunu atlatmak uzun yıllarını aldı. Yapıtlarının çoğu bu trajik olaydan ve bu olayın hafızası ve acısıyla uğraşmaya karşı ömrü boyunca verdiği savaştan etkilendi. 1926'da, iyileşmesi sırasında, hayatının olaylarını ve duygusal tepkilerini özetleyen uzun bir dizinin başlangıcını, ilk otoportresini çizdi. 1928'de Rivera ile tanıştı, ona aşık oldu ve evlendi. Rivera'yla olan evliliği, resimlerinde kazasından sonra bir başka büyük etkiye sahipti. Rivera içinde Frida'nın ikinci kazası diyebiliriz.

    "Hayatımda iki ciddi kaza geçirdim. Bir caddenin beni yere düşürdüğü yer… diğer kaza Diego'dur."

    Frida, fiziksel ve psikolojik yaraların sembolik tasvirlerini içeren kendi portreleriyle ünlü bir Meksikalı sanatçı. Çektiği acılarını otoportreleriyle dile getirdi. Gelin bu güçlü ve kırgın kadının otoportrelerini hep birlikte inceleyelim.

    1- The Two Fridas, 1939

    İki Frida, Kahlo'nun Diego Rivera'ya boşanması sırasında yaratıldı ve onun kaybını canlandırdığına inanılıyor. Bu portre Frida'nın iki farklı kişiliğini göstermekte, çift otoportrede iki Frida'da yan yana oturuyor ve el ele tutuşuyorlar. Soldaki Frida, kalbi yırtılmış ve kanaması olan beyaz Avrupa tarzı bir elbise giyiyor, sağda ise geleneksel bir Meksika kıyafeti giyen ve sağlam kalpli bir Frida var. Sağdaki Frida'nın elinde küçük bir Diego fotoğrafı var buradan çıkan damar diğer Frida tarafından kesiliyor bu ayrılıklarını sembolize ediyor. Kan beyaz elbisesine damlıyor ve buradaki kan kaybettiği çocukları da olabilir. Arka planda ise gökyüzü oldukça karanlık bulutlar ile dolu. Fırtınalı gökyüzü Frida'nın iç kargaşasını yansıtıyor. Kahlo, bir yıl sonra Rivera'yı yeniden evlendi ve ikinci evlilikleri ilk olarak sorunlu olmasına rağmen, ölünceye kadar sürdü. Bu resim, Kahlo'nun en büyük ve aynı zamanda onun en ünlü eseri.  

    2- The Broken Column (La Columna Rota), 1944

    Frida'nın Kırık Sütun'u ameliyat edildikten sonra yaptığı bir eser. Felç hissi hissettiği için vertebral kolonu kırıldı ve yerine bir çelik korse ve hasarlı omurganın yerini alan bir sütunla değiştirildi. Çıplak vücudundaki tırnak izleri onun hayal kırıklığını ve ıstırabını gösterir. Arka planda yumuşak ve mat renkler içeren bir ufuk var fakat arka planın çok boş olması, kendini çok yalnız hissettiğini gösteriyor. Frida'nın yüzüne baktığımızda ise gözünden akan yaşları görebiliyoruz fakat bu resim çektiği acılara rağmen güzel ve güçlü duran Frida'yı da bizlere gösteriyor.  

    3- Henry Ford Hospital (The Flying Bed), 1932

    Bu resimdeki Frida, Henry Ford Hastanesinde kendini çıplak ve kanaması olarak yatağa uzanmış tasvir ediyor. Henry Ford hastanesinde düşük yaparken ne hissettiğinin bir yansıması olan çalışmada anne olamama hayal kırıklığını görüyoruz. Etrafında uçan altı nesne bulunmakta. Etrafında yüzen nesneler, düşük yapma duygularını ifade ediyor. Kırmızı şeritler damarları andırıyor, erkek fetüsü ise sahip olmak istediği küçük Diego'yu göstermekte. Orkide şeklinde bir rahim ve operasyonun yavaşlığını gösteren bir salyangoz görüyoruz. Etrafındaki kırmızı kurdelelerdeki nesneler, kendi gerçek bedeninden çok daha büyük korkularının ve trajedilerinin hayatını nasıl geçtiğini sembolize etmekte. Ayrıca, arka plandaki ufuk çok belirgin, eserinin sadeliği ve ufak detaylarına dayanarak resim çocuksu görünüyor. Yatağında tek başına yattığı gerçeği, onun ve gökyüzü dışında birilerini göremememiz kendini yalnız hissettiğini gösteriyor.

    "…resim hayatımı tamamladı - iş en güzel şey.”

     

    4- Self-Portrait with Thorn Necklace and Hummingbird, 1940

    Bu otoportrede ise dikenler, siyah maymun tarafından tutulan bir kolye gibi boynunun etrafında. Boynu delici dikenlerden dolayı kanıyor. Omzunun hemen sağında siyah bir kedi var. Boğazının etrafında dönen diken üzerinde bir uğultu kuşu asılı. Bu resimde Frida'nın ifadesi sakin ve ciddi. Aynı zamanda acıyı sabırla sürdüğü gözüküyor. Frida Kahlo, bu resimde de birçok sembole yer verdi. Zaten resimlerinde genel olarak gerçekçi bir sahne çizmektense sembolik unsurları kullanarak duygularını ifade ediyor. Kuş genellikle özgürlüğü ve hayatı sembolize eder. Özellikle renkli ve her zaman çiçeklerin üzerinde asılı olan sinek kuşu. Ama bu resimdeki uğultulu kuş siyah ve cansız. Bu Frida'nın kendisinin bir sembolü olabilir. Frida, hayatının çoğunu on sekiz yaşında geçirdiği otobüs kazası sonrasında fiziksel ve psikolojik acı içinde geçirdi. Bundan sonra vücudunu düzeltmek için yaklaşık otuz beş operasyona dayandı. Yıllarca yatalak bir hayat sürdü ve hiçbir çocuğu taşıyamadı ve bu eseri çektiği acılarla ilgili bir resim.  

    5- Me and Parrot, 1941

    Frida, birkaç yıllığına ayrıldıktan sonra 1940 yılının Aralık ayında Diego ile yeniden evlendi. Bu Frida'nın hayatından sonra bir ölçüde sakin rutine yerleşmiş gibi görünüyor. Yine evlendiklerinde bile ayrı ayrı yaşadılar. Frida hala hayvanlarıyla ve çiçekleriyle ilgilendiği kırsalda yaşıyordu. Onlar hala hayatının en önemli parçasıydı. Evcil hayvanlarıyla birçok kendi portresini çizdi ve bu da onlardan biri, burada ki resimde papağanlarını görüyoruz. Bu portre boyandığında Frida Diego'yla yeniden evlenmişti fakat 1938'de New York'ta ilk sergisiyle Frida'ya yardım eden ve başarılı bir portre fotoğrafçısı olan Nickolas Muray ile aşk ilişkisi yaşıyordu.  

    6- The Wounded Deer, 1946

    Bu resimde Frida, kendini bir geyik olarak gösterdi. Resme baktığımızda ilk gözümüze çarpan geyik üzerindeki oklar. Bu geyik bir grup okla ölümcül yaralar almış gibi görünüyor. Arka planda, ölü ağaçlara ve kırık dallara sahip, korku ve çaresizlik hissini ima eden bir orman kullanmış. Uzakta ise aydınlık bir gökyüzü var. 1946'da Frida Kahlo'nun New York'taki omurgasında bir operasyonu vardı. Bu ameliyatın şiddetli sırt ağrısından kurtulacağını umuyordu ama başarısız oldu. Meksika'ya döndükten sonra hem fiziksel acı hem de duygusal depresyon geçirdi. Bu resim ile  operasyon sonucu hayal kırıklığını dile getiriyor. Tıpkı diğer portreleri gibi, bu resimdeki Frida kendi kaderini değiştiremeyeceği hüznünü dile getirdi.  

    7- Roots, 1943

    Bu resimde Frida'nın göğsü bir çerçeve gibi açılır ve içinden asma yaprakları çıkar bir nevi asma doğuruyor gibi tasvir edilir. Bu aslında çocuksuz bir kadın olarak Frida'nın doğurmayı başarma hayali. Frida'nın yaprakları damarlarının ötesine uzanır ve kurumuş olan toprağı besler. Bir yastık üzerinde başını destekleyen dirseği ile bir hayat ağacı olmayı hayal ediyor gibi görünüyor. Fakat bu resimde, sanatçının hayal kurma kısmında bir tehlike var. Frida'nın yanında bir yarık ilerlemekte. Bu, rüyasından yakında uyandırılabileceğini anlatan bir ima olabilir. Kaynak: 1, 2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.