Meksika ve Amerika Sınırında Otoportre

Meksika ve Amerika Sınırında Otoportre
  • 1
    0
    0
    0
  • Frida Kahlo ve Dieogo Rivera’nın çalkantılı aşk hikayelerini bilmeyen yoktur. Birliktelikleri boyunca kavgalar, ihanetler hiç eksik olmamıştır hayatlarından ama yine de tutkulu bir aşktır onlarınki. Birbirleri için birçok şeyi göze almış ve sonunda boşanmış da olsalar bu ilişki için çok çaba sarf etmişlerdir, özellikle Frida varını yoğunu ortaya koymuştur diyebiliriz. Diego için yaptığı şeylerden biri de onu Amerika gezisinde yalnız bırakmamak olmuştur. Diego Rivera’ya gelen bir iş teklifi ile çift, Amerika’ya gitmek durumunda kalmıştır. Ünü hızla yayılan Rivera’dan bir duvar resmi yapması istenir ve Rockefeller Center’daki ünlü Man at Crossroads (Kavşaktaki Adam) freskini ortaya koyar. Fakat bu yolculuğa çıktıklarında Frida ne kadar mutsuz olacağını tahmin edemezdi elbet. Kendini bu seyahat esnasında resmeden Frida’nın Meksika ve Amerika Sınırında Otoportre tablosundan anlayacağımız gibi, kendisi orada bulunmaktan hiç hoşnut değildir. Eserin merkezine kendini konumlandırıp bir yanına ana vatanı olan Meksika’yı bir yanına da eşi yüzünden gitmek zorunda kaldığı Amerika’yı eklemiştir. Meksika’ya olan özlemini ve bulunduğu durumdan dolayı hissettiği mutsuzluğu yüzündeki ifadeden anlayabiliriz. Yaşadığı hayal kırıklığını seyircisine anlatabilmek için iki ülkeyi birbirinden o kadar farklı resmetmiştir ki, Frida'nın duygularını esere baktığımız her saniye hissederiz. Sol tarafta resmettiği Meksika’ya baktığımızda ülkesinin tüm kültürel güzelliklerini bir araya getirmek istediğini ve cennete benzeyen bir ortam yarattığını fark ediyoruz. En arka tarafa ülkesinde bulunan Azteklerden kalma bir piramidi, önlere doğru gelindiğinde yine vatanına ait Pre-Columbian heykelleri ve en öne baktığımızda Meksika’ya özgü egzotik çiçeklerle bitkilerin özenli bir şekilde resmedildiğini görüyoruz. Sağ taraftaki Amerika tasvirine göz attığımızda ise gözümüze ilk çarpan şey bacası tüten bir fabrika oluyor. Fabrikanın bacaları üstündeki yazıdan anlayacağımız gibi bu fabrika Ford’a ait. Bacadan çıkan buhar havayı kirletirken bir yandan da gökyüzünde bir Amerika bayrağı oluşturuyor. Aynı zamanda gökdelenlerle bezenmiş olan Amerika’nın, tarihi ve kültürel güzelliklerden yoksun bir biçimde resmedilmiş olduğunu görüyoruz. Frida, kendini Amerika tarafında bulunan bir jeneratöre bağlı bir şekilde resmederken bir yandan da o jeneratörün Meksika’daki bitkilerin kökleriyle bağlandığını görüyoruz; bu bize Amerika’nın, Frida’nın vatanına ve insanlarına ait enerjiyi sömürdüğünün de bir göstergesi. Ayrıca elinde tuttuğu Meksika bayrağıyla da ülkesinden kopamadığı ve kalbinin oraya ait olduğu mesajını veriyor izleyicisine. Peki neden bu kadar mutsuz olmuştu Frida, tek sebebi vatan özlemi miydi bu durumun? Elbette büyük bir etkisi vardı bu hasretin ama Frida bu seyahat sırasında hamileydi, ancak hamileliği düşükle sonuçlandı ve bu da onu derin bir şekilde sarstı. Ayrıca yine bu sırada Meksika’da olan annesi vefat etti. Hayatı bu şekilde kötüye giderken bu eseriyle bize içinde bulunduğu ruh halini yansıtıp belki de bir kaçış yolu arar bu mutsuzluğundan. Bu durumda zaten seyahatinden memnun olması beklenemezdi tabi ki.  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.