Advertisement
Advertisement

Wonder: Mucize Film İncelemesi

Wonder: Mucize Film İncelemesi
  • 2
    0
    0
    0
  • R.J. Palacio'nun çok satan romanından uyarlanan Stephen Chbosky'nin yönetmenliğini üstlendiği Wonder (Mucize) filmi 24 Kasım'da izleyiciyle buluştu. Sosyal sorumluluğun ağır bastığı film, yüzünde ciddi bir deformasyon bulunan Auggie'nin evdeki öğretim hayatının bitip ilk defa gerçek anlamda okula gidişiyle dış dünyaya ve arkadaş ortamına kendisinin normal bir çocuk olduğunu kanıtlamaya çalışmasının öyküsü. Film standart bir Amerikan filminde sıkça rastlayacağınız ''bully'' yani zorbalıkla nasıl  başa çıkılacağını anlaşılabilir bir yolla seyirciye aksettiriyor. Fragmanı buram buram dram kokup basit bir hikaye belleklere kazınsa da ön yargınıza yenik düşmeyin, filmin yönetmeni Chobosky'nin tasarladığı evrende sizi öyle şeylere güdülüyor ki bunun bir dram filmi olduğunu neredeyse unutuyorsunuz. Ebeveyn rollerindeki Julia Roberts ve Owen Wilson'ın oyunculuklarını tartışmaya gerek dahi yok, duygularını kendi içerisinde bu kadar iyi tasarlayıp, seyirciyi kanalize etmek bir ustalık işidir. Wonder, sadece kar odaklı bir ''best seller'' uyarlaması olmaya çalışmaktan daha fazlasını yapıyor ve izleyicisini manipüle etmeyerek, oyunculuklar sayesinde daha ilk sahneden itibaren bağ kurmayı başarıyor. Film sadece Auggie'yi odak yapmayarak, herkesin bu durumdan kendince etkilendiğini insanların içindeki kötülüğü ön plana çıkarıyor ve çocuk dünyasının ne kadar acımasız olabileceğini yine acımasız bir şekilde aktarıyor fakat kimi zamanda masumiyetle beraber gelen çocuk aklı bir anda size duygu değişimlerine gark ettiriyor bu sebepten ötürüdür ki ne üzgün hissediyorsunuz ne de mutlu. Film dış görünüşün değil asıl meselenin iç güzelliği olduğunu ise her fırsatta vurguluyor. Auggie'yi canlandıran 11 yaşındaki Kanadalı aktör Jacob Tremblay karakteri canlandırırken ne kadar zorlandığını tahmin etmek çok güç değil ki katıldığı bir radyo programında şöyle anlatıyor: "Gerçekten çok zordu, galiba en zor kısmı protezlerdi, her sabah 2 saat yapım süreci, çekim bittikten sonra yarım saat ise protezleri çıkarmak için uğraşıyorduk, bu süre içerisinde Stranger Things izleyerek vakit geçiriyordum." Filmde bizi rahatsız eden şeyler de olmadı değil. Auggie'nin amiyane tabirle ''hilkat garibesi'' rolünden bir ''rockstar'' rolüne bürünmesi ve gelişen olayların biraz zorlama olması size gerçekçiliği sorgulatabilir, ayrıca bir kaç sahne vardı ki bize ''Ne gerek vardı şimdi buna?'' dedirtti, ama genel olarak düşündüğümüzde bu film bizden tam not aldı. Wannart Ailesi olarak filmden ağlayarak değil de gülerek ayrılacağınıza kefiliz. İyi seyirler!    
     

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.