"Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur." 

Patrick Süskind'in Koku kitabındaki parfüm hakkındaki sözleri insanların tarih boyunca koku üstüne düşüncelerini özetler nitelikte. İnsanlık tarihi boyunca kokular parfümler insanların en içten duygularına hitap etti. Tarih boyunca sayısız amaçlarla kullanılan parfümün nasıl ortaya çıktığından, nasıl dünyaya yayıldığını ve modern dünyadaki haline nasıl geldiğini hep beraber inceleyelim. "Parfüm", Latince "Kokulu Duman" anlamına gelen "perfume" kökenine dayanıyor. Antik Mısır'da ilk örnekleri görülen parfüm dini törenlerde Firavunları memnun etmek için kullanıldı. Din etkisiyle ortaya çıkan parfümler o zamanların Mısır'ında yetişen badem, kişniş, mersin, kozalaklı ağaç reçinesi, bergamot gibi otları ve baharatlardan ezilerek ve karıştırılarak yapılıyordu. Firavunların mezarlarını güzel kokutmak için tütsüler ve güzel kokular yapıldı. Böylece tanrı olarak görülen ve mumyalanan firavunlar, onları ziyaret eden halk için devamlı iyi bir şekilde kokmaya devam etti. Firavunların mezarlarında yapılan kazılarda Antik Mısır dönemlerinden kalan parfüm şişeleri bulundu

 "Sana güzel kokulu bitkiler ve en görkemli kokularla birlikte otuz bin öküz kurban ettim." 

Antik Mısır'ın en büyük tanrısı Ra için yapılan tapınakta görülen bu söz, insanların yaşamında o zamanlardan beri kokuların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 11. yüzyılda İranlı bilim insanı İbn-i Sina, damıtma yoluyla koku verici maddeyi gülden çıkarmayı keşfetti. Gülsuyu, Antik Mısır ve önceki yıllarda görülen ağır kokulu yağlar ve tütsüye göre daha narin ve hafif olduğu için insanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Parfüm böylelikle ezilip suya karıştırılmak yerine damıtma yoluyla yapılmaya başlandı. Damıtma teknolojisi, ayrıca diğer kimyasal çalışmalarının önünü açtı. Doğu'daki sıcak ve kuru iklimden dolayı insanlar ferahlamak için ortaya çıkan tütsüleri ve kokuları kullanmaya başladı. Asya, Anadolu, Babil, Ninova ve Persepolis'de giderek yaygınlaşan misk-i amber gibi kokular Doğu'da her sınıfa mensup kişiler tarafından gündelik hayatta sıkça kullanılmaktaydı. Doğu'da ortaya çıkan güzel kokular ve parfümlerin Avrupa'ya ve Batı medeniyetine ulaşması 14. yüzyılda İpek Yolu vasıtasıyla gezginler sayesinde oldu. Doğu'dan gelen seyyarlar ve gezginlerin İpek Yolu'nda seyahat ederken yıkanmanın zor olması yüzünden yanında parfümler taşıdıkları rivayet edilir. Avrupa'ya ulaşan parfüm ve güzel kokular, Avrupa saraylarında kullanılmaya başlandı. 1370 yılında Macaristan sarayında ilk alkol temelli parfüm yapıldı. Macar kraliçesi Elizabeth için üretilen bugün kullandıklarımıza benzeyen ilk parfümdü. Elizabeth'in muhteşem güzelliğinin gizli sırrının bu parfüm olduğu söylenir. Fransa'nın güney kıyılarındaki dağlarda yetiştirilen çiçeklerden alınan esanslarla üretilen parfümler, o dönemin en güzel kokuları oldu. Hollanda'nın çiçek bahçelerinden elde edilen esanslarla birleştirilen kokularla beraber Fransa, Avrupa'nın ilk parfüm üreticisi oldu. Parfüm Avrupa'da en yaygın olarak Fransa'da kullanılmaya başlandı. Parfümün Fransa’da bu denli yaygınlaşmasının sebebi, Kraliyet Ailesi ve zenginler tarafından su ve sabun yerine kullanılarak kötü vücut kokularının bastırılması amacıyla kullanılmasında yatmaktadır. Kürkler, eşarplar, evdeki aksesuarlar ve hatta mobilyalar bile parfümle yıkanırdı. 18. yüzyıl ve sonraki dönemde Fransa’nın güneyindeki Grasse bölgesinde yetiştirilen parfüm malzemeleri parfüm üretimini iyice hızlandırmıştır. Avrupa'da yaygınlaşan parfüm, zamanla İngiltere saraylarına da gelir. İngiltere’de VIII. Henry ve Kraliçe I. Elizabeth tüm kamu binalarının odalarına bolca parfüm dökülürmüş. Tarih içinde dinsel amaçla, moda amacıyla, dikkat çekmek ve kötü kokuları bastırmak amacıyla kullanılan parfüm, 20. yüzyılda bir moda ikonu haline dönüştü ve insanların kişiliklerini diğer insanlara göstermek amacıyla kullanılmaya başlandı. Kaynak: 1, 2