Gece yaklaştıkça düşüncelerimiz berraklığını yitirmeye başlar. Her şey bulanıklaşır. Net göremeyiz, net düşünemeyiz. Bu belirsizliklerden kaçmak isteriz. Kendimizden kaçmak isteriz. Hatta çoğu zaman bu yüzden uykularımız kaçar. İşte sizlere hazırladığımız bu beş şarkılık liste de böyle geceleriniz kadar karanlık ve sizi oradan çıkarmayacak. Aksine belki daha da dibe çekecek. Sözü daha fazla uzatmadan şarkılara bırakalım istiyoruz. Güzel dinlemeler!
#1
"Ouch, I have lost myself again/ Lost myself and I am nowhere to be found" Sia'nın insanı derinden etkileyen şarkısı Breathe Me ile başlıyoruz. Üstelik canlı performansıyla daha da baş döndürdüğü için onu eklemeyi uygun gördük. Sia'nın tarif edilemez güzellikteki sesi, insanı şarkının içine öyle bir sürüklüyor ki, sanki birileri içinizi çekip çıkarıyormuş gibi hissediyorsunuz. Şarkının derinliğinde boğuluyorsunuz sanki. Kaybolan yanlarınızı özlediğinizi hissediyorsunuz; onları yeniden bulmak, yeniden hayatta hissetmek istiyorsunuz. Şarkıda, kaybolmuş benliğinizi bulmak isteyen ve onun kayboluşuna isyan eden sizsiniz sanki. Kurtulmak istiyorsunuz bu histen ama en sonunda sadece canınızın yandığıyla kalıyorsunuz.
#2
"Hey, are you awake? Yeah I'm right here Well can I ask you About today? How close am I To losing you?" Eğer pek de gününüzde değilseniz, bu şarkı sizi daha keyifli hale getirmeyecek. Ancak ne yazık ki bu içeriğimizde sizi keyiflendirecek şarkıları seçmediğimizi daha önce de belirtmiştik. Birbirinden güzel şarkıları bulunan The National'ın 2004 yılında çıkardığı EP çalışmasının içinde yer alan şarkımız, bilinçsizce hüzne boğuyor. Yani, şarkının sözleri sanki çok duygusuz bir şekilde söyleniyor ancak melodi o kadar hüzünlü ki farkında olmadan her dinleyişte insanı daha da derinden yakalıyor ve içinize yerleştirdiği o hüzünden kaçamıyorsunuz.
#3
"But I've got high hopes, it takes me back to when we started High hopes, when you let it go, go out and start again" Adından da anlaşıldığı üzere, bu şarkıyla biraz umut aşılayalım diye düşündük çünkü bundan sonra gelecek şarkılar için sizi hazırlamalıydık. İrlanda kökenli grup Kodaline'ın In A Perfect World isimli albümünde yer alan bu parça, uykusuz geceleriniz için ideal bir şarkı. Her şey bir yana, sözlerin içtenliğinin ve gerçekliğinin bize şarkıyı sevdiren temel unsurlar olduğunu dile getirmeliyiz. Üstelik, bir o kadar da sade ve duru bir şarkı. Kafamızın içindeki tüm karmaşayı bir anda çözüveriyor sanki. İşte bu yüzden gözlerimizi kapatıp kendimizi High Hopes'un derinliklerine doğru bırakıyoruz.
#4
"And I find it so hard to survive/ Without when within you " Çok seveceğinize emin olduğumuz, ama bir o kadar da sizi yoracağını düşündüğümüz bir parçayla devam ediyoruz şimdi. Lavinia, belki de bu parçalar arasındaki en etkileyici şarkı ama kolay bir şarkı değil. Daha en başından içinizi hüzün kaplıyor bir kere. Sonrasında zaten şarkıdan çıkmak hiç kolay olmuyor. Çünkü inanılmaz güzel ve aynı zamanda da insanı inanılmaz üzen bir şarkı. Alıntı yaptığımız sözleri, şarkının en can alıcı noktalarından biri. "Sende olmadığımda yaşamak çok zor" şeklinde çevirebileceğimiz bu sözler, İngilizce haliyle daha derin bir etki bıraksa da Türkçesiyle bile kolayca sindirebileceğimiz sözler değil. İşte tüm bu sebeplerden, Lavinia aynı anda ondan hem kaçmak isteyeceğiniz hem de ona yakalanmak isteyeceğiniz bir şarkı.
#5
"But you’re everywhere, yes you are/ In every melody and in every little scar/ Yes you are, you are, love" Tamino'nun çok sevilen bu parçası ise listemizin son şarkısı. İlk başta o kadar karanlık bir şarkı değilmiş gibi geliyor ancak her şey devamında gerçekleşiyor. Git gide sarmaşık gibi sarıyor her yanımızı. Hareket edemiyoruz. Düşüncelerimiz olduğu yerde kalıyor sanki. Adım atamıyoruz, ilerleyemiyoruz. Daha ileriye gidecek olursak, sanki yüzleşmek istemediğimiz şeylerle yüzleşmek zorunda kalıyoruz şarkıda. Şarkı sonlanırken, bizi nereye götürdüyse orada bırakıyor ve bir daha asla geri getirmiyor.
Yorum Bırakın