Bir Hiç Uğruna Ölmüş Ruhlara Ağıt: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Bir Hiç Uğruna Ölmüş Ruhlara Ağıt: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
  • 0
    0
    0
    0
  • Savaşlar çağlar boyunca isimsiz kahramanların ölüp tarihin tozlu sayfalarına soylu generallerin geçtiği kıyımlar olmuştur. Ölenler bedenlerini savaş alanlarına bırakıp yeni evlerine, hayatta kalanlar ruhlarını savaş alanlarına bırakıp eski evlerine dönerler. Son dönemlerde farklı isimlerle anılmış olsa da -shell shock, travma sonrası stres bozukluğu vb.- askerlerin başına gelen ruhlarının ölmesiydi sadece. [caption id="attachment_99160" align="aligncenter" width="950"] Savaşlarda kazanan ve kaybedenler arasıdan bir fark yoktur.[/caption] Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, bize bu olayı belki de en iyi anlatan romanlardan biri. Yazar yine kendisi gibi ruhlarını Flanders düzlüklerinde bırakmış askerlerin hikayesini anlatıyor bu romanda. Bizi Flanders düzlüklerinin kasvetli ve barut kokan havasına götüren bu romanın tohumları yine o düzlüklerde zorunlu olarak bulunan biri tarafından atılmıştı. Bu isim üniversitede okumak yerine askere yazılmaya zorlanan Erich Maria Remarque'tı. 1929'da Nazilerin ve militarizmin yükselmekte olduğu bu atmosferde eski bir asker tarafından yazılan bu kitap, dünyada savaşın acılarını çekmiş kişiler tarafından çok tutuldu ve çok büyük bir üne kavuştu. Roman, bağnaz öğretmenlerinin gazı ve baskısıyla orduya yazılan bir grup öğrencinin savaşın ağırlığı ve kasveti altında ezilmesini işliyor. Kitap sadece bu öğrencilerin değil, farklı sosyal statüdeki kişilerin savaş karşısındaki tutumunu ve cephe gerisindeki halkın savaşa bakış açısını da realist bir şekilde yansıtıyor.
    On sekiz yaşındaydık. Tam yaşamayı ve dünyayı sevmeye başlamıştık. Bizi bu dünyayı mahvetmekle görevlendirdiler.
    Savaş karşıtlığı ve romanın genç kitleler karşısındaki etkisini gören Naziler, öfkelerini romana yöneltmekte gecikmedi. Romanın toplatılıp yakılması emrini verdiler. Bununla yetinmeyen Naziler yazarı tutuklamaya çalıştılar ancak yazar yurt dışına kaçtı. Yazarın kız kardeşi o kadar şanslı değildi ve Nazi öfkesinden kaçamadı.
    Apolet üzerindeki parlak bir yıldızın dört ciltlik Schopenhauer felsefesinden daha ağır bastığını öğrendik.
    1930 yılında Lewis Limestone'nun yönetmen koltuğuna oturduğu aynı isimle beyaz perdeye uyarlanan eser büyük bir başarı yakaladı. Bu başarı beraberinde En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallarında Akademi Ödüllerini beraberinde getirdi. [caption id="attachment_99148" align="aligncenter" width="630"] Filmin Kültleşen Son Sahnesi[/caption] Edebiyat ve sinema tarihinde savaş karşıtlığı denilince akla gelen en önemli eserlerden olan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ister istemez okuyanların savaşa bakış açısını değiştiriyor. Bir hiç uğruna ölmüş ruhlara adanmış bu kitabı şiddetle(!) tavsiye ediyoruz.
    Bana şu uzaklara giden akılsız kahramanı anlat. -Homeros

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.