Vasfiye, Arapçada "nitelikli" anlamına geliyor. Yani, her yönden üstün. Bütün insanlardan ayırt edici bir özelliğe sahip. Tıpkı, filmde adını verdiği Vasfiye gibi. Bir taşra kentinin en saf, en narin kızı. Adı Vasfiye, 1985 yılında Necati Cumalı'nın beş öyküsünden uyarlanarak çekilmiş bir Atıf Yılmaz filmi. Atıf Yılmaz'ın yeni bir dil ve yeni bir soluk arayışına girdiği bu dönemdeki filmlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Filmin konusu şöyle: Bir gazeteci, yazarlık tıkanması geçirmektedir. Yani aklına gelip, ilham alıp ve yazabileceği hiçbir hikâye yoktur onun için. Ta ki karşısına çıkan afişi görünceye dek. Afişi gördükten sonra Gazeteci’nin merak duygusu artar. Afişteki kadının ismi Vasfiyedir. Araştırıp öğrenmek için kahvehanenin yolunu tutar. Gazetecinin karşısına dört erkek çıkar. Hepsi de birbirinden farklı kişiliklere sahip erkekler: Vasfiye'nin çocukluk aşkı Emin, pısırık iğneci Rüstem, taşralı uyanık ve kural koyucu kuyumcu Hamza ve çapkın lakin kibar doktor Fuat. Bu dört erkeğin gözünden Vasfiye'nin başından neler geçti ve neler yaşadı, bunları Gazeteci ile birlikte biz de öğreniriz. Aslında, Vasfiye’nin hikayesi de bu şekilde başlıyor.
Filmi altı karakterin gözünden yorumlamak gerekir. Dört erkeğin gözünden, Vasfiye genç ve güzel bir kalp hırsızıdır. Herkesin kalbini çalabilecek kadar güzel bir kadındır lakin sevdiği ve birlikte vakit geçirdiği hiçbir erkek Emin'in yerini tutmaz. Vasfiye'nin gözünden görmek gerekirse yaşadıkları hiç kolay değil. Evde tek başına kalması ile başlayan hayatında, kayınpederi tarafından tecavüze uğraması, başka erkeklerle ismi çıktı diye Emin'den dayak yemesi ve sevdiği tüm erkeklere rağmen Emin'i sevmek ile sevmemek arasında kalması yaşadığı zorluklar arasında. Dedikodular ve eril zihniyet yüzünden kendisine uygulanan baskılar da cabası. Lakin bir erkeği daha gerçekten delicesine sevmiştir: Fuat. Fuat gerçekten çapkın ve kibar bir doktordur ve aynı zamanda Vasfiye'nin hâlinden anlamamızı sağlayan tek şahsiyettir. Vasfiye'nin nasıl bir sevgi istediğini, nasıl bir yaşam istediğini anlamamızı sağlayan biridir. Fakat maalesef Vasfiye deli gibi sevmesine rağmen Fuat'tan ayrılır.
Emin hakkında konuşmak gerekirse, Emin biraz daha âşık biri lakin Vasfiye'nin onu sevmiyor olması Emin'i daha da deli eder. 3 ayını hapiste geçiren Emin, hapisten çıktıktan sonra Fuat'ın karşısına çıkar. Bu aynı zamanda bir yüzleşme ve bir tehdit gibidir.
Gazeteci bu konuda neler yapıyor? İşinin peşini bırakmayıp araştırmaya var gücüyle devam ediyor ki zaman içerisinde Gazetecinin gözünden bakarken onun Vasfiye'ye bir yandan kızdığını diğer yandan da onu sevdiğini görürüz. Gerçekleri öğrenmek için tek bir şeye ihtiyacı vardır, o da onun yanına gitmektir. Gazetecinin merakı ve onun hakkında her şeyi öğrenme arzusu, bir saplantı, bir takıntı haline de gelir. Bunun için de pavyona doğru yol alır. Orada gazetecinin karşısına Fuat çıkagelir. Nitekim öğrenmek için binlerce soru sorar, Vasfiye'den ise hiçbir zaman cevap gelmez. Derken karşısına Emin çıkar ve onun tarafından öldürülür ve Gazeteci uyanır. Onun gözündeki merak ve arzuyla tüm bunlar, hem gerçek hem de rüyadır esasında.
Filmin, biçimsel olarak Atıf Yılmaz'ın 80'li yıllardan itibaren yeni bir şeyler denemeye başlaması ve kadın sorunlarını anlatmasına bakılırsa Türk sinemasının 90'lara doğru bambaşka bir dil arayışına girdiği söylenebilir. Taşra ve İstanbul'da geçen bu filmin, biraz daha sürrealist biçimde anlatıldığı söylenebilir ve tabii ki filmin başarısı konusunda sadece işleyiş biçimine değil, aynı zamanda senaryosuna da (İçeriğine de) cidden borçlu olduğumuzu bilmek gerekiyor -ki Barış Pirhasan imzasını taşıyor. Atilla Özdemiroğlu'nun bestelediği müzikler unutulmaz nitelikte ve tabii Orhan Oğuz'un görüntülerinin de unutulmaması gerekir.
Oyunculuk olarak ise Müjde Ar'ın, gerçekten bu filmde çok iyi oynadığını söylemek gerek. Sadece Müjde Ar değil, Macit Koper, Aytaç Arman, Levent Yılmaz ve Yılmaz Zafer'in de oyunculukları çok iyi.
Adı Vasfiye, Necati Cumalı'nın beş öyküsünden uyarlanan bir filmdir ve bu film, yeni bir dil arayışında olan Türk sineması için bir milattır.
Kaynaklar:
1. http://sinematurk.com/film/1049-adi-vasfiye/
2. http://www.beyazperde.com/filmler/film-186908/

Vasfiye bunun neresinde? (Spoiler içerir)
Vasfiye bunun neresinde? Karakterimizin hayatı, ilk erkek Emin’in anlatımı ile açılır. Emin, Vasfiye’nin çocukluk aşkıdır. Ama Vasfiye’nin de ona olan gönlü boş değildir. Fakat, bu ikisinin arasında bir ayrılık rüzgarı eser. Emin askere gidecektir. Emin askere gider gitmez, kayınpederi ona evden çıkma yasağı koyar ve evde kalıp iş yapmasını söyler. Bu zaman, Vasfiye’nin esir ve kölelik hayatı başlar. Lakin aynı zamanda ise, başka erkeklerle olan yolculuğu başlar. Karşısına kimler çıktı da Vasfiye onları aşık etti. İkinci erkek ise Rüstem, Vasfiye'nin iğnecisi ve Vasfiye'yi takıntı haline getiren biri. Üçüncü erkek Hamza, Vasfiye'den yaşça büyüktür ve bu taşrada kuralları koyacak kadar sert biridir de. Dördüncü ve son erkek Fuat, bu erkeklerin arasından en sessiz ve en kibar olanı. Sadece Fuat ona değil, aynı zamanda o da Fuat'a kalbini vermiştir. Fakat zaman içerisinde zor da olsa onu da silip atmak zorunda kalır.
Yorum Bırakın