Brüksel’in Sembolü Gizemli Manneken Pis

Brüksel’in Sembolü Gizemli Manneken Pis
  • 2
    0
    0
    0
  • Çoğu şehrin kendine özgü bir simgesel sanat eseri olduğu gibi Brüksel'in de şehirle özdeşleşen bir simgesi mevcut. Ancak Brüksel’in simgesinin durumu biraz farklı. Çünkü bu simge, Paris’in Eyfel’i ya da Londra’nın Big Ben’i kadar görkemli ve devasa değil. Üstelik bu simge, figürsel olarak da biraz farklılık gösteriyor. Bunun nedeni ise bu simgenin işeyen bir çocuk heykeli olması. Brüksel ziyaretleri sırasında mutlaka gidip görülmesi gereken eserlerden biri olan Manneken Pis, küçük boyutlarına rağmen Brüksel adına büyük bir önem arz ediyor. Manneken Pis, şehrin en ünlü meydanı Grand Place’de bulunuyor ve aynı zamanda 61 cm boyutunda bir çeşme. Heykelin neden şehrin merkezinde oluşu ise büyük bir muamma. Heykel ile akıllarda oluşan soru işaretleri, hakkında anlatılan bazı hikayelere olanak sağlamış. Bu hikayelerden en yaygını ise biraz garip. Anlatılan hikaye, 12. yüzyılda patlak veren Leuven Dükü 3. Godfrey ile Grimbergen Lordları Berthourt’lar arasında gerçekleşen savaşlara dayanıyor. 3. Godfrey söylenene göre düklük ünvanını aldığında sadece 2 yaşındaydı.  Küçük dük, bir komutan tarafından savaş esnasında küçük bir sepetin içinde bir ağaç dalına asıldı. Komutanın amacı ise asil dükün askerleri motive etmesiydi. Bu sebepten midir bilinmez, Lueven savaşı kazandı. Kazanılan savaş sonrası efsaneye göre küçük Dük Godfrey, kaybeden taraf olan Berthout’lerin kafalarına işeyerek onları aşağıladı. Bir diğer hikaye ise; heykelin başka bir savaşta ünlenen küçük bir çocuğa dayandırılıyor olması. İddia edildiği üzere 14. yüzyıl dolaylarında Brüksel işgal altındaydı. İşgalci askerlerin şehrin surlarını yıkmak için bir planı vardı. Askerler surların temeline yakın bir noktaya bomba yerleştirecekti. Planlarını uygulamak üzere surların dibine gelen askerler, onları gözleyen yabancı bir çift gözden habersizdi. Askerler bombayı yerleştirdikten sonra oradan uzaklaştığında, onları gözleyen küçük bir çocuk ortaya çıktı ve bombayı işeyerek etkisiz hale getirdi. Böylece o küçük çocuk, Brüksel’in kahramanı oldu. 3. hikaye ise ilk iki hikayeden farklı olarak bir savaşa dayandırılmıyor. Söylenene göre o zamanlarda Brüksel’de varlıklı bir tüccar yaşıyordu. Bir gün bu tüccar çok sevdiği oğlunu şehirde kaybetti. Oğlunun kayboluşuyla yıkılan tüccar, onun bulunması için hem kendi seferber oldu hem de şehirdeki halkı seferber etti. Arama ekipleri kuran üzüntülü baba, şehrin altını üstünü getirdi. En sonunda bir bahçede bulunan tüccarın oğlu, gayet mutlu bir şekilde bulunduğu bahçeye işiyordu. Oğlunun bulunmasına çok sevinen varlıklı tüccar, ona hediye olarak Manneken Pis heykelini yaptırdı ve şehrin en merkez noktasına yerleştirdi. Heykelin popüleritesinin nedenlerinden biri de pek çok kez çalınması. Öyle ki heykel birçok kez bulunduğu yerden çalınmış. Bir şekilde geri alınıp tekrar şehrin merkezine yerleştirilen heykel, bu çalınma badireleri dahilinde de pek çok hasar almış. Hatta son çalınışında da paramparça bir halde bulunmuş. Başı dertten kurtulmayan Manneken Pis, paramparça bulunuşundan sonra restore edilmiş ve bir kez daha Brüksel’in ünlü meydanındaki yerini almış. Bu kadar çok çalınma olayı ne yazık ki 1388’de yapılan orijinalinin kaybolmasına sebep olmuş. Heykel o kadar çok çalınmış ki bir süre sonra bulunamaz duruma gelmiş. Yerinin boş kalmaması için ise 1602 yılında Brüksel’de doğan mimar Jerome Duquesnoy, bronzdan bir replikasını yapmış. Günümüzde de heykelin bulunduğu yerde Duquesnoy’un eseri bulunmakta. Ancak replika olmasına rağmen bronz heykel de pek çok kez çalınmış. Belçika’nın yakınında bulunan Geraardsbergen adlı kasabada da bir başka Manneken Pis bulunmakta. Bir dönem burada bulunan heykel ile şehirdeki arasında ise dostça bir münakaşa yaşanmış. Münakaşanın konusu ise hangi heykelin daha eski olduğu yönündeymiş. Merkezdeki heykeli destekleyen grup, destekledikleri heykelin daha yaşlı olduğunu iddia ederken Geraardsbergen kasabasındaki heykeli destekleyen diğer grup da bu heykelin daha önceden beridir var olduğunu savunmaktaymış. Nitekim bu dostça münakaşa uzun bir araştırma döneminin ardından sonuç bulmuş ve en yaşlı heykel hangisi sorusunun cevabı nihayet verilmiş. Şehrin arşivlerinin detaylı incelenmesi sonucunda Geraardsbergen kasabasındaki heykelin daha eski olduğu anlaşılmış. Heykelin popüleritesi, daha küçük ülkelerdeki Manneken Pis heykellerin varlığını da büyük ölçüde artırmış. Ancak buralardaki heykellerin çoğu zamanla yok olmuş, çalınmış ya da yıkılmış. Sadece az sayıda heykel sağ kalmış. Zamanla yok olan bu heykeller genelde, Roma döneminden beridir ticarette kullanmak üzere idrar toplayan tabakçı loncalarının onuruna dikilmiş. Brüksel’deki meydanda bulunan heykel ise Brüksel halkı ve gelen turistler tarafından oldukça seviliyor. Öyle ki 18. yüzyıldan beridir heykel, özel günler ve festivaller sebebiyle süsleniyor. Hatta heykele özel Friends of Manneken Pis adı altında bir topluluk da mevcut. Bu topluluk, her geçen yıl daha da artan nüfusuyla heykele özel yapılan gardıroptaki kostümlere sahip çıkıyor. Cadılar Bayramı için Dracula, Noel için Noel Baba gibi kostümlere sahip olan Manneken Pis’in 900’den fazla kostümü olduğu söyleniyor. Değişik kostümlerle daha da sevimli hale getirilen heykel, Brüksel’e gelen turistlerin de hatıralarını ölümsüzleştirdikleri fotoğraflarda başrolü oynuyor. Kaynak: 1,2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.