1. One Day
David Nicholls’un aynı adlı kitabından uyarlanan 2011 yapımı One Day,
Lone Scherfig tarafından yönetilirken başrollerinde
Jim Sturgess ve
Anna Hathaway’e yer veriyor. Üniversite mezuniyeti gecesini beraber geçirdikten sonra 20 yıl süreyle birbirleriyle görüşmeye devam eden iki kişinin hayatını konu alıyor film. Hayatları bazen beraber, bazen ayrı giden bu ikili, her yıl 15 Temmuz’da hayatlarında neler olup bittiğini görmek için buluşurlar.
Dexter, burjuva sınıfından bir ailenin çocuğu olup çapkın ve yerinde duramayan biri iken
Emma işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olup daha edebi bir ruha sahiptir. Bu birbirine zıt iki karakterin yıllar içerisinde iç içe geçiş hikâyesi sizi hem bambaşka diyarlara götürüyor hem de oldukça basit bir dünyanın varlığı içerisinde ayaklarınızı yere bastırıyor.
2. Never Let Me Go
Japon asıllı İngiliz yazar
Kazuo Ishiguro'nun 2005 tarihli aynı isimli romanından uyarlanan 2010 yapımı Never Let Me Go, ekrana
Mark Romanek’in yönetmenliğinde yasıyor.
Keira Knightley (Ruth),
Carey Mulligan (Kathy) ve
Andrew Garfield (Tommy)’ın başrollerini paylaştığı film, her ne kadar sakin bir atmosferde geçse de aslında distopik bir dünyanın alt metinlerini ve psikolojik açıdan derin anlamlar taşıyan bir ortamı sunuyor izleyicisine. Kathy, Ruth ve Tommy isimli üç arkadaşın bir çeşit kobay olduklarından habersiz yetiştikleri İngiliz Manastırı’ndaki yaşamlarını aşk üçgeniyle ve tüm duygusallığıyla izleyiciye aktarmayı başaran bir film.
3. The Fault in Our Stars
John Green'in aynı adlı romanından uyarlanan 2014 yapımı The Fault in Our Stars,
Josh Boone’un yönetmenliğinde ekranlarla buluşuyor. Shakespeare’nin Julius Cesar oyunundaki bir cümleye gönderme olan filmin adı, romantizm ve dramanın doruklarında bir kurguya sahip. Başrollerde
Shailene Woodley (Hazel Grace Lancaster), Ansel Elgort (Augustus Waters) ve
Willem Dafoe (Peter Van Houten)’nun bulunduğu filmde, biri tiroit kanseriyle diğeri ise beyin tümörü ile savaşmış iki gencin bir terapi esnasında tanışıp birbirlerine aşık oluşlarının öyküsü anlatılıyor.
4. Now is Good
Jenny Downham’ın 2007 yılında yayınlanan
Before I Die isimli kitabından uyarlanan Now is Good,
Ol Parker’ın yönetmenliği ve senaristliği ile 2012 yılında seyircisiyle buluşmuştur.
Dakota Fanning (Tessa Scott) ve
Jeremy Irvine (Adam)’ın başrollerde olduğu, biraz hayatı tiye alan biraz da kasvetli bir film. Doktorlar tarafından iyileşemeyeceği söylenen genç bir kadın olan Tessa’nın hayatını deli dolu geçirme isteği ile şekillenen olaylar, ölmeden önce yapılması gerekenler listesine dönüşüyor. The Fault in Our Star’la benzer dokulara sahip olsa da farklı dünyalara açılan bir kapı niteliğinde.
5. Me Before You
Jojo Moyes’in 2012 yılında yazdığı aynı isimli romanından uyarlanan Me Before You’nun yönetmenliğini
Thea Sharrock üstleniyor. 2016 yapımı filmin başrollerinde ise son dönemin önde gelen isimleri olan
Emilia Clarke (Louisa Clark) ve
Sam Claflin (William Traynor) bulunuyor. Tekerlekli sandalyeye bağlı bir biçimde hayatını sürdürmekte olan ve burjuva soylu bir aileden gelen
Will ile kendisine taban tabana zıt denebilecek hayat dolu
Louisa’nın birbirlerine aşık olma süreçlerine dahil ediyor bizleri film. Her ne kadar başta birbirlerinden çok hoşlanmayan bir ikili olsalar da geçirdikleri zaman onlar için adeta bir peri masalına dönüşecektir.
Yorum Bırakın