1947 yılında Amerika'da varlığını günümüze kadar sürdürecek olan plak şirketi Atlantic Records kuruldu. Led Zeppelin'den Ray Charles'a, The Rolling Stones'dan Cher'e kadar birçok sanatçıyla çalışan Atlantic Records'un kurucu ismi ise ABD Büyükelçisi Münir Ertegün'ün oğlu Ahmet Ertegün'dür.
31 Temmuz 1923 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen söz yazarı ve iş adamı Ahmet Ertegün, babasının görevi dolayısıyla ülke ülke gezip İsviçre, Paris, Londra'da eğitim görür ve Münir Ertegün'ün son olarak Washington'a Türk Büyükelçisi olarak atanması sonucu ailesiyle birlikte Amerika'ya yerleşir.
Henüz 4 yaşındayken annesinin ona Cootie Williams'ın "Enstrumental West and Blues" albümünü ve kayıt yapabilen bir plak makinesini hediye etmesi sayesinde müzikle tanışır. 16 yaşındayken bir pop müzik uzmanı sayılabilecek kadar bilgisi olduğunu söyleyen Ahmet Ertegün, o zamanlar abisi ile beraber Duke Ellington, Lena Horne, Jelly Roll Morton gibi sanatçılarla arkadaşlık kurar.
1945 yılında babası Münir Ertegün'ün ölümü üzerine Türkiye'ye dönen ailesine katılmak yerine Ahmet Ertegün ve abisi, beş parasız bir halde Amerika'da kalmaya karar verir. Aynı yıllarda Georgetown Üniversitesi'nde devam eden eğitim hayatına ek olarak müzik dükkanlarında çalışmaya başlar.
Bu sırada kendisi gibi müzik tutkunu olan Herb Abramson ve Mariam Abramson ile tanışır ve bu ekip üç tane yapım şirketi kurma girişiminde bulunur. İki tanesi başarısız olan bu girişimlerden sonuncu ve başarılı olan ise Atlantic Records'un ta kendisidir. O zamanki amacı sevdiği müziği üretmek olan Ahmet Ertegün, bu girişiminin büyük bir başarı hikayesine dönüşeceğinden habersizdir.
Ertegün'ün Atlantic Records bünyesinde anlaşma sağladığı ilk isim Ruth Brown olur. Daha sonra ise bu listeye Ray Charles, Aretha Franklin, Otis Redding gibi sanatçılar da eklenir. Zaman içinde siyahi müzisyenlerin yanı sıra Orta Batı Amerika'nın beyaz sanatçılarını da bünyesine alan Atlantic Records, gün geçtikçe müzik dünyasında adeta bir akım haline gelir.
1960 sonrasında Ahmet Ertegün için caz ve gospel türlerine ek olarak Los Angeles çevresinde ilgi görmeye başlayan pop müziğe yönelmek de önem teşkil eder. Bu durum Ertegün'ün pop sanatçılarından Cher ve Sonny ile; rock türünde ise Buffalo Springfield ile işbirliği yapmasını sağlar. Böylelikle Atlantic Records'un ünü daha da büyür. 1970 yılında The Rolling Stones'un da şirketin bünyesine katılmasıyla Atlantic, tam anlamıyla bir "rock&roll çağı" yaşar.
Ahmet Ertegün, prodüktör olmasının yanı sıra Ray Charles, Aretha Franklin gibi şarkıcıların söz yazarlığını da yapar. Aynı zamanda müzisyenler için en önemli zirve noktalarından biri olan Rock & Roll: Hall of Fame'i kurar.
Günümüzde Ahmet Ertegün, müzik dünyasının en saygı duyulan isimlerinden biri olarak anılır. Atlantic Records ise David Guetta, Bruno Mars, Charli Puth, Birdy ve Sia gibi birçok başarılı sanatçıyı bünyesinde barındırarak varlığını ve ününü hala sürdürmektedir.
Kaynak
31 Temmuz 1923 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen söz yazarı ve iş adamı Ahmet Ertegün, babasının görevi dolayısıyla ülke ülke gezip İsviçre, Paris, Londra'da eğitim görür ve Münir Ertegün'ün son olarak Washington'a Türk Büyükelçisi olarak atanması sonucu ailesiyle birlikte Amerika'ya yerleşir.
Henüz 4 yaşındayken annesinin ona Cootie Williams'ın "Enstrumental West and Blues" albümünü ve kayıt yapabilen bir plak makinesini hediye etmesi sayesinde müzikle tanışır. 16 yaşındayken bir pop müzik uzmanı sayılabilecek kadar bilgisi olduğunu söyleyen Ahmet Ertegün, o zamanlar abisi ile beraber Duke Ellington, Lena Horne, Jelly Roll Morton gibi sanatçılarla arkadaşlık kurar.
1945 yılında babası Münir Ertegün'ün ölümü üzerine Türkiye'ye dönen ailesine katılmak yerine Ahmet Ertegün ve abisi, beş parasız bir halde Amerika'da kalmaya karar verir. Aynı yıllarda Georgetown Üniversitesi'nde devam eden eğitim hayatına ek olarak müzik dükkanlarında çalışmaya başlar.
Bu sırada kendisi gibi müzik tutkunu olan Herb Abramson ve Mariam Abramson ile tanışır ve bu ekip üç tane yapım şirketi kurma girişiminde bulunur. İki tanesi başarısız olan bu girişimlerden sonuncu ve başarılı olan ise Atlantic Records'un ta kendisidir. O zamanki amacı sevdiği müziği üretmek olan Ahmet Ertegün, bu girişiminin büyük bir başarı hikayesine dönüşeceğinden habersizdir.
Ertegün'ün Atlantic Records bünyesinde anlaşma sağladığı ilk isim Ruth Brown olur. Daha sonra ise bu listeye Ray Charles, Aretha Franklin, Otis Redding gibi sanatçılar da eklenir. Zaman içinde siyahi müzisyenlerin yanı sıra Orta Batı Amerika'nın beyaz sanatçılarını da bünyesine alan Atlantic Records, gün geçtikçe müzik dünyasında adeta bir akım haline gelir.
1960 sonrasında Ahmet Ertegün için caz ve gospel türlerine ek olarak Los Angeles çevresinde ilgi görmeye başlayan pop müziğe yönelmek de önem teşkil eder. Bu durum Ertegün'ün pop sanatçılarından Cher ve Sonny ile; rock türünde ise Buffalo Springfield ile işbirliği yapmasını sağlar. Böylelikle Atlantic Records'un ünü daha da büyür. 1970 yılında The Rolling Stones'un da şirketin bünyesine katılmasıyla Atlantic, tam anlamıyla bir "rock&roll çağı" yaşar.
Ahmet Ertegün, prodüktör olmasının yanı sıra Ray Charles, Aretha Franklin gibi şarkıcıların söz yazarlığını da yapar. Aynı zamanda müzisyenler için en önemli zirve noktalarından biri olan Rock & Roll: Hall of Fame'i kurar.
Bu arada Frank Zappa'nın oğluna "Ahmet" ismini vermesinin sebebinin Ahmet Ertegün olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Ertegün, 2006'da Martin Scorsese tarafından filme alınan The Rolling Stones konseri "Shine A Light" sırasında kuliste düşerek kafasını çarpması sebebiyle komaya girer ve daha sonrasında ise yaşamını yititir.
Günümüzde Ahmet Ertegün, müzik dünyasının en saygı duyulan isimlerinden biri olarak anılır. Atlantic Records ise David Guetta, Bruno Mars, Charli Puth, Birdy ve Sia gibi birçok başarılı sanatçıyı bünyesinde barındırarak varlığını ve ününü hala sürdürmektedir.
Kaynak
Yorum Bırakın