Uzun bir aradan sonra gelen yeni albüm, Wayne'i tam da hatırlamak istediğimiz şekilde yakaladı. Yani; açık yürekli, sözcük ustası ve kendi sesinin imkanlarının izin verdiği ölçüde daha canlı.
Wayne, 2014 yılında Tha Carter V'ın yapım aşamasının bittiğini duyurduğunda hepimiz aynı yıl içinde albümü dinlemeyi hayal ettik. Ama hiçbirimiz kaç tane Trinidad James düetinin taslak haline gelip rafa kaldırıldığından, ya da Wayne'in "Blurred Lines" üzerinde yaptığı oynamalardan ve Gotye ile birlikte kafiyelendirdiği sözlerden haberdar değildik. Eğer Wayne'in hayatında bu derece çabaladığı dört yılını almasaydı bu albüm, muhtemelen bu kadar başarılı olmazdı.
Lil Wayne sektördeki çöküşü yaşadığında tam anlamıyla bataklığa saplanmış gibiydi. Yıllardır şakayla karışık bir şekilde "yaşayan en iyi rapçi" olarak anılma durumundan artık çıkmış bulundu. Daha sonraysa, nedeni tam olarak bilinmeyen durumlardan dolayı, Wayne'in akıl hocası ve baba figürü olarak bilinen Birdman, albümü piyasaya sürmeyi reddetti. İkili bu yıl içinde yeniden bir araya geldi ama aralarındaki kırgınlıkla ihanet, 2015 yılında yayınlanan ve Wayne'nin diğer sönük çalışmalarına göre daha coşkulu olan "Sorry 4 The Wait II" albümünde belgelendi.
Wayne açısından bomboş geçen yıllar, "Tha Carter V"ın bu kadar başarılı olmasında etken olarak gösterilebilir. Sonuçta daha birkaç ay öncesinde dehşet verici "I Am Not A Human" albümünü çıkaran bir rapçinin bu kadar nazik ve samimi bir yapıma imza atmasını hayal etmek zordu. Carter V'ta kimsenin 2018 Lil Wayne'inden beklemediği bir kalitenin bulunduğu söylenebilir.
2000'lerde çıkardığı karışık kasetlerindeki gibi bir çılgınlığın öncüsü olmaktan çıktı. Artık "Christopher Robin" tarzı bir hayal gücünden yetişkinliğin getirdiği olgunluğa eriştiğini söylemek mümkün. Yine de 2009'daki "No Ceilings"den beri Wayne'i hatırlamak istediğimiz şekilde -açık yürekli ve sözcük ustası- yakalayan tek albümün "Tha Carter V" olduğunu belirtmek gerekir. Lil Wayne, bu albüm ile hükmetmeyi seven ses ayarlarına, ardı arkası kesilmeyen uygunsuz şakalarına ve neredeyse her parçada bulunan konuşmalarına geri döndü. Bazense bunu duygusal bir şekilde yapmaktan kaçınmadı. Zaytoven'ın küstahlığı üzerine söylediği "Blunt big, big as Mama June off the diet plan, Smokin’ science lab, I should have a tattoo that say, ‘I’m not like my dad" sözleriyle karşımıza çıkan "Problems" şarkısında bunu çok iyi anlıyoruz.
Albümdeki şarkıların bazılarının yapımı yıllar öncesine dayanırken bazılarının ise henüz birkaç hafta önce bittiğini söylemek mümkün.
Bu albümde yer alan "Dark Side of The Moon" düeti ile Nicki Minaj, kariyerindeki en göz alıcı R&B performansını sergiledi ve Kendrick Lamar ise "Mona Lisa" ile Nicolas Cage seviyesinde bir deliliğe ulaştı. Bu şarkıda ne Wayne, ne de Kendrick Lamar şarkının, şiddetli rap'lerinin önüne geçmesine izin vermedi. Albümdeki genel duruşun sonunda yer alan XXXTentacion düeti "Don't Cry" ise dinleyicileri yanıltmaya yetti ve sıradan olarak nitelendirilebilecek Travis Scott düeti "Let It Fly" da bu yapımda yerini aldı.
Tha Carter V ile Lil Wayne kendisine zamanın gerisinde kalmak için izin verdi. "Start This Shit Right Off" şarkısında Mannie Fresh ile yeniden bir araya geldi. Aynı zamanda geçen yıl radyoların kraliçesi olarak anılan Ashanti de bu şarkıda yerini aldı. Swizz Beatz ise nostalji ruhunu yansıttığı şarkısı "Uproar" ile çıktı karşımıza.
Yayınlanana kadar birçok değişimden geçen Tha Carter V ile ilgili değişmeyen tek şey, albümün çıkacacağı duyurulduğundan beri belli olan Lil Wayne ve annesi Jacida'nın birlikte çekildiği küçüklük fotoğrafının yer aldığı albüm kapağı oldu. Jacida, albümün yapım aşamasına göz önünde fazla bulunmadan katkı sağladı. Giriş şarkısı "I Love You Dwayne" şarkısında Wayne'e ithafen söylediği duygu yüklü sözlerden de bahsetmeden olmaz. Jacida, Lil Wayne'in albümünde önemli rol oynayan tek kadın değil. Sanatçının büyük kızı Reginae "Famous" şarkısıyla yer aldı ve eski nişanlısı Nivea ise "Dope New Gospel" düeti ile büyük bir nezakette bulundu.
Tha Carter V ile ilgili en şaşırtıcı şey ise Lil Wayne'in içinde saklı olan müzik anlayışını yansıtması değil, bunca yıldan sonra onunla ilgili hala öğrenecek çok şeyimizin olmasıdır.
Kaynak: pitchfork
Yorum Bırakın