Müziğin Paşası, Sanat Güneşi, Türk sanat müziğinin en büyük isimlerinden biri olan sevgili Zeki Müren bir şarkısında demişti ki;

“Şarkılarla ağladık, şarkılarla güldük. Şarkılarda ayrıldık, şarkılarda üzüldük. Şarkılarda hayat, şarkılarda ölüm, olursa olsun. Ah bu şarkıların gözü kör olsun.”

64 yıllık yaşamına 2 ödül, 300’ü aşkın beste, 600’den fazla plak ve kaset sığdıran Müren; ilk bestesini henüz 17 yaşındayken yapmıştı. Zehretme Hayatı isimli bu beste acemkürdi makamındaydı. 19 yaşındayken TRT İstanbul Radyosu'nun solistlik yarışmasını kazanmış, 1951’de radyo konserleri vermeye başlamıştı. Bu konserler ve aynı dönemde doldurduğu ilk plak tüm Türkiye'nin onu tanımasına vesile oldu. Yaklaşık 15 yıl süren radyo programlarından sonra kendisini artık sahneye ve plak çalışmalarına vermesi gerektiğine karar verdi.

Zeki Müren, sanata değer verdiği kadar ona katkıda da bulundu. Saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi. Alışılmış kalıpların dışındaki sahne davranışı ve kendi tasarladığı sahne kıyafetleriyle halkın ilgisini hiçbir zaman kaybetmedi.

Yaşamı süresince iki, ölümünün ardından ise bir tane daha ödül kazandı. İlki 1955 yılında Türkiye’de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'ydü. Manolyam isimli kendi bestesi getirdi ona bu ödülü. İkinci ödülü ise 1973 yılında En İyi Erkek Solist olarak aldığı Altın Kelebek Ödülü'ydü. Ölümünden bir yıl sonra Kral TV Müzik Ödülleri'nde Yekta Okur Özel Ödülü’nü kazandı.

1990 yılında Bodrum’daki evinde inzivaya çekildi ya da kendi deyimiyle “kendini dinleme” dönemine girdi. 24 Eylül 1996’da TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen törende geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

Ölümünden 16 yıl sonra, doğum günü olan 6 Aralık, "Türk Sanat Müziği Günü" olarak kabul edildi. Zeki Müren, yaşarken bile bir efsane olmayı başarmış bir sanatçıydı. Bize ondan geriye kalan ise filmleri, şiirleri, yazdığı ve bestelediği şarkılar oldu.

Dinlediğimde hüzünlendiren şarkılarını sizin için listeledim: