Fransa'dan Esen Rock'n Roll Rüzgarı: La Femme

Fransa'dan Esen Rock'n Roll Rüzgarı: La Femme
  • 0
    0
    0
    0
  • Rock müziği Fransızca'nın sanatsal yankısıyla birleştirip dinleyenlerine müzikal bir şölen yaşatmaya iddialı, Fransa'nın Biarritz kasabasında başlayan maceralarına isimlerini tüm dünyaya duyurarak devam eden psikopunk grubu: La Femme İsminin dilimizdeki karşılığı "Kadın" olan Fransız grup, klavyeci Marlon Magnée ve ve gitarist Sacha Got tarafından kuruldu. İkilinin henüz çok genç yaştayken kendi şarkılarını yazıp bu şarkıları internette yayımlayarak başladıkları müzik kariyerleri, gruba sonradan katılan basçı Sam Lefevre, baterist Noé Delmas ve Paris'ten katılan diğer üyeler ile birlikte 2010 yılında "La Femme" halini aldı. Piyasaya 2011 yılında sürdükleri "Paris 2012" EP'si ile sektördeki ilk profesyonel adımını atan grubun 2013 yılında yayımlanan bir diğer EP'si "Hypsoline" ise La Femme'in bilinirliğinin artmasında etkili oldu. Özellikle "Sur la planche  2013" bu EP'nin en ilgi çeken ve de en canlı parçasıydı. Grubun ilk stüdyo albümü olma özelliğini taşıyan "Psycho Tropical Berlin" 2013 yılında piyasaya sürüldü. 16 şarkıdan oluşan bu albümde "Hypsoline" EP'sindeki şarkılar da yer aldı. Tarzı Beach Boys, The Velvet Underground ve Françoise Hardy gibi müzisyenleri anımsatan albümün çok sesli olduğu söylenebilir. Albüm geneline hakim olan hafif ürkütücü ambiyansta ise org ve synthesizerların yanı sıra gruptaki kadın vokaller Clémence Quélennec ve Clara Luciani'nin etkisi büyük. Fransa sınırları içinde bir rock müzik fenomeni haline gelen La Femme, ülkenin önemli festivalleri olan Rock en Seine, La Route du Rock gibi etkinliklerde boy göstermesinin yanı sıra 2016 yılındaki Red Hot Chili Peppers konserinde ön grup olarak sahne aldı ve daha geniş bir kitleye ulaştı. La Femme'i yükselişe geçiren asıl olay ise üç yıl aradan sonra yayımladıkları "Mytstére" albümleri oldu. Grubun diğer indie gruplardan daha özgün bir hava yakaladığı bu abümde saykodelik rock'tan sörf müziğine, synthpop'tan krautrock'a kadar birçok türün izine rastlanıyor. Bu durum albümün sıkıcılıktan uzak olmasını ve baştan sona dinlendiğinde akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlıyor kuşkusuz. Lirikal açıdan değerlendirildiğinde ise duygusal yoğunluğu olan ve derin bir çalışma çıkıyor karşımıza. Şarkılara genel olarak romantik ilişkilere değinen sözler hakim olsa da Où va le monde? (So where is the world going?) şarkısında insanın iç dünyasındaki sorgularına ve toplumsal bir eleştiriye rastlıyoruz.
    Why do I sometimes ask myself if girls and boys are really so cruel?
    Where are my real friends?
    Why don't I trust myself?
    What could anyone have really done about all those sacrifices?
    Yes, nobody's trustworthy, but life should still be nice
    And it doesn't really matter if people are still so cruel to those they love
    They have to forgive each other, of course, swallow their pride
    Biarritz'de başlayan yolculuklarında globalleşerek ilerleyen ikonik grup La Femme'in adını, bu yolculuklarına çizgilerini bozmadan devam ettikleri takdirde daha sık duyacağız gibi görünüyor.
    Kaynak: 1 , 2
     

           

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.