Hepimiz son birkaç senedir sürücüsüz arabalarla ilgili gelişmeler duymaya alıştık. Sürücüsüz arabaların olacağını, yapılmaya başlandıklarını, elektrikli olacaklarını ve son olarak da test edildiklerini biliyoruz. Ancak blokchain teknolojisi ile birleşen sürücüsüz arabaların bizleri nerelere taşıyacağı merak uyandırıcı. Bu yazıda blockchain teknolojisiyle birleşen sürücüsüz arabaların teknolojiyi ve günlük hayatlarımızı ne kadar etkileyebileceğinden bahsedeceğiz.
Geçtiğimiz günlerde Mobility Open Blockchain Initiative'nin (MOBI) "Grand Challange" yarışmasında ödül alan projeler sayesinde bu konu çok daha gerçekçi bir hal alıyor. MOBI için; BMW ve Ford gibi otomotiv sektörü liderlerini, Bosch ve IBM gibi teknoloji devlerini içerisinde bulunduran bir teknoloji birliği diyebiliriz.
Teknolojik aletlerin birbiriyle iletişim kurma fikrine hala alışmış değiliz: " Ev aletleri birbirleriyle iletişim kuracak", "robotlar arasında konuşup iş bölümü yapacak" gibi cümleleri blog veya haber okurken duymuş olabilirsiniz. Ancak, hazıhazırda üretilmiş ve kamuoyunun kullanımına açılmış bu tarz bir teknolojiye sahip değiliz. "Grand Challange'da" verilen ödüller bizleri "birbirleri ile iletişim kuran teknolojiler" fikrine yaklaştırıyor.
MOBI CEO'su Chris Ballinger, "Araçların birbirleriyle iletişim kurdukları ve koordine bir şekilde hareket ettikleri bir dünya hayal ediyoruz" şeklinde bir açıklama yaptı. Ballinger, bu araçların yapmasını istedikleri aktivitelerin ise mikro ödemeler (micropayments) gerektirdiğini vurguladı. Ballinger'ın söylediklerine göre arabalarımız kendi arasında bilgi alışverişi yapacak. Bu mikro ödemeler her ne kadar değersiz gibi görünse de bilgi alışverişi yapmak için araçlara gerekli olan teşviki sağlayacağı öngörülüyor. Tabi, bu işlemlerin yapılabilmesi konusunda blockchain teknolojisi kilit rol oynuyor. Araçlara ait gerekli dijital cüzdanlar, dijital ödemeler ve sağlıklı bir yoldan yapmak için gerekli olan kayıtların tutulması tamamen blockchain teknolojisiyle sağlanabiliyor.
Bu bilgi alışverişini açıklamak için çok temel bir örnek vermek yerinde olacaktır. Örneğin; sizin gideceğiniz büyük bir kaza var veya trafik kilitlenmiş durumda. Aracınız, daha önce oradan geçmiş bir araç sayesinde bunun bilgisini alabilir ve gideceğiniz yere ulaşmak için daha efektif bir rota çizebilir.
Daha geniş bir çerçeveden düşünürsek bir şehrin bu sisteme ayak uydurması günlük hayatlarımızı çok kolaylaştırabilir. Tabi gerekli altyapının kurulması burada önemli rol oynuyor. İstanbul gibi kaotik bir şehirde hem toplu taşımada hem de kendi araçlarınızı kullanırken sürekli trafik hakkında bilgi alabileceğinizi ve bu bilgileri direkt olarak kullanabileceğinizi düşünün. Üstelik de dijital cüzdanlarınız sayesinde bu alternatif yolları-taşıtları kullandığınızda teşvik olarak ödeme aldığınızı hayal edin.
Bu konuda daha tatlı bir örnek de verebiliriz: Düşünün ki yetişmeniz gereken bir uçak veya bir toplantınız var. Aracınız, diğer araçlarla bu konuyu "tartışıp" onların yolunuzdan çekilmesini sağlayabilir. Yani kısaca kendi yolunuzu kendiniz açabileceksiniz.
Yorum Bırakın