Yedi Deniz'in efsanevi korsanı Jack Sparrow'u... şey yani, Kaptan Jack Sparrow'u tanımayanınız yoktur. Yine de geçmişine ufak bir yolculuk yapıp, önce nereden geldiğini hatırlayalım.
Kendisi, Korsan Yasası Koruyucusu da olan Kaptan Edward Teague'in oğlu. Kasırganın ortasında bir korsan gemisinde dünyaya geldi. O dönemler sadece Jack olarak biliniyordu. Barnacle adlı balıkçı teknesiyle denizlere açılarak, kendi gibi gençlerden kurduğu mürettabatıyla ilk kaptanlık tecrübesine kavuştu.
Genç yaşında, ünlü İspanyol Korsan Avcısı Salazar tarafından, Şeytan Üçgeni'nde tuzağa düşürüldü. Şeytan Üçgeni'nde Salazar'ı mahsur bırakarak sağ salim çıkmasının ardından, "Serçe" anlamına gelen "Sparrow" adını aldı. O günden sonra da, üstün zekası ve plan kurma yetenekleriyle bir çok kez, düşmanlarının ona kurduğu kafaslerden bir serçe gibi kaçmayı başardı.
Yine gençlik yıllarında, kötü şöhretiyle öne çıkan, düzenbaz bir korsan tarafından, korsan hayatını bırakmaya ve Doğu Hindistan Ticaret Şirketi için çalışmaya zorlandı.
Yedi Deniz'i de bu dönemde gezdi ve tecrübelerine tecrübe kattı. Hikayenin bu noktasından sonra yolu Cutler Beckett'la kesişiyor.
Beckett, zengin, varlıklı bir İngiliz ailede doğdu. Ailesi tüccarlıkla uğraşıyordu lakin soylu değillerdi. Beckett'ın ise en büyük hayali soylu bir İngiliz olabilmekti.
Babasına karşı gelerek, varlıklı hayatını arkada bırakıp, Doğu Hindistan Ticaret Şirketi'ne girdi. Dürüstlükle ve büyük bir özenle çalıştığı işinde farkedilmesi uzun sürmedi ve birkaç yıl sonra Batı Afrika İthalat ve İhracat Şirketi'nde müdür oldu.
Şirket adına çıktığı bir görevde, mistik hazineler bulma umuduyla, efsanevi Kerma adasına doğru yelken açtı.
Fakat Kerma adası görevi başarısız oldu. Beckett'ın tüccar gemisi Wicked Wench'i (Kötü Huylu Haspa) emanet edecek kadar güvenini kazanan bir adam tarafından ihanete uğradı: Jack Sparrow tarafından.
Ona ihanet eden tek tayfa Sparrow değildi ama Jack, aynı zamanda Beckett'ın patronu Lord Penwallow'un Bahamalar'daki tarlalarında çalışması için taşınan köleleri de serbest bıraktı. Kaptan Sparrow'un bu girişimi yüzünden, Beckett'ın çocukluğundan beri hayalini kurduğu "İngiliz Soylusu" olamadı. Jack Sparrow'a olan nefreti işte buradan gelmektedir.
2. filmde lafı geçen "Geçmişte Sparrow ile karşılaşmamız oldu, bu ikimizde de kalıcı izler bıraktı" sözündeki kalıcı iz, Beckett'ın sarsılan otoritesi sonucu kaybettiği Soylu olma hakkı. Saraydaki insanlara yakın olabilmek istiyordu ama en fazla, Doğu Hindistan Ticaret Şirketi'ni yöneten bir Lord olabildi.
İhanetin ardından gözü dönen Beckett, çok sevdiği gemisi Wicked Wench'in yakılmasını emretti. Gemi kül olup sulara karıştı. Jack Sparrow'uysa, devlet düşmanı bir korsan ilan etti ve heryerde aranmasına sebep oldu. Jack'in elindeki damga da bu sırada vuruldu. Damga, onun Doğu Hindistan Ticaret Şirketi tarafından arandığının işaretidir.
Yorum Bırakın