V for Vendetta filmi en iyi filmler arasında yer alıyor. Natalie Portman ve Hugo Weaving’in efsanevi performansları ve aklımıza kazınan replikleri ile bir başyapıt niteliği taşıyan bu film, bir çizgi roman uyarlaması. Vertigo Comics’in 1988 ve 1989 yılları arasında yayınladığı bu çizgi roman serisinin yazarı ise çizgi roman dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Alan Moore.
Alan Moore, 18 Kasım 1953 yılında İngiltere’nin Northampton kentinde doğdu. Çocukluğu fakirlik içinde imkansızlıklar dahilinde geçti. Babası Ernest Moore bir bira fabrikasında işçilik yapıyordu. Annesi Sylvia Doreen ise bir matbaacıydı. Alan Moore’un çocukluğuna dair en etkileyici anılar ise dinine bağlı olan büyükannesinin içinde bulunduğu anılardı.
Alan, okumayı severdi. Daha 5 yaşındayken yerel kütüphaneden kitap ödünç almaya başladı. Her ne kadar okumaya düşkün olsa da öğrencilik hayatı pek de başarılı değildi. İlk olarak Spring Lane İlkokulu’na giden Alan, daha sonraları Northampton İlköğretim Okulu’na kabul edildi. Okul değişikliğine pek adapte olamayan Alan’ın notları bir anda düşüşe geçti. Notları bir anda düşen Alan, bu sebeple akademik çalışmalara olan ilgisini kaybetti.
Öğrenci hayatı kötüye gitmesine rağmen Alan, okuma ve yazmaya olan ilgisini hep canlı tuttu. 1960’ların sonlarında bazı şiirlerini ve denemelerini çeşitli fanzin dergilerine gönderdi. Nihayetinde kendi fanzin dergisi Embryo üzerinde çalışmaya başladı. Bir süre daha ailesi ile yaşamaya devam eden Alan, bu süre zarfında pek çok işte çalıştı. 1971 yılında Phyllis ile tanıştı ve bir süre sonra evlendi. Alan ve Phyllis çiftinin Amber ve Leah adını verdikleri iki kızları oldu.
Alan Moore 1970’li yıllarda karikatüristliğe de başladı. Çalışmaları NME, Sound gibi dergilerde yayınlandı. Ayrıca Moore, Doctor Who Weekly ve 2000 AD gibi daha önemli yayınlara da katkıda bulundu. Üstelik yine o yıllarda The Ballad Halo Jones ve D.R&Quinch gibi çizgi roman serilerine de başlamıştı.
Moore’un hayatı, bir İngiliz antoloji dergisi olan Warrior için yazmaya başladığında değişmeye başladı. Bu süre zarfında Miracleman (İngiltere’deki ismi Marvelman) ve V for Vendetta gibi iki önemli eser üzerinde çalıştı. 1982 ve 1983 yıllarında bu iki eser sayesinde En İyi Çizgi Roman Yazarı kategorisinde British Eagle Ödülü’ne layık görüldü. Moore’un ilk Amerikan çizgi roman serisi ise Saga of the Swamp Thing adındaki seriydi. Moore’un yazdığı çizgi romanlar yepyeni bir tarzdaydı ve bu sayede çizgi roman sektöründe bir dönüm noktası yarattı. Öyle ki Moore bu eserleriyle pek çok çizgi roman yazarını etkilemeyi başardı. Günümüzde bile Moore’un bu etkileri çizgi romanlarda görülmekte.
1986 yılına gelindiğinde ise Moore’un en önemli eseri Watchmen kendisini gösterdi. Watchmen pek çok otoriteye göre çizgi roman sektörünü derinden etkileyen reform niteliğinde bir eserdi. Hala pek çok okuyucu ve eleştirmen Watchmen çizgi romanını yayınlanmış en iyi çizgi roman olarak görmektedir.
80'lerde Alan Moore, kendi grafik romanlarını yayınlarken bir yandan da Batman ve Superman hikayelerine katkıda bulundu. 1988 yılında yayınlanan Batman: The Killing Joke ile en iyi Batman hikayeleri arasında kendine yer bulan Moore, yazarlık yeteneğini bir kez daha gözler önüne serdi. Yine 1980’lerin sonlarına gelindiğinde Moore, Mad Love Publishing adı altında kendi yayıncılık şirketini kurdu.
Moore’un önemli eserleri film olarak da ekranlara yansıdı. 1989-1996 yılları arasında yayınlanan From Hell çizgi roman serisi, 2001 yılında filme uyarlandı. Filmin başrollerinde Johnny Depp ve Mary Kelly yer aldı. Yine 1999 yılında yayınlanmaya başlayan The League of Extraordinary Gentlemen çizgi roman serisi 2003 yılında ekranlara taşındı. Başrollerde Sean Connery ve Peta Wilson gibi isimler yer aldı. 2006’da yayınlanan V for Vendetta ve 2009’da ekranlara gelen Watchmen filmlerinde ise Alan Moore’un ismi şaşırtıcı şekilde anılmadı. Bunun sebebi ise Alan Moore’un Hollywood ile talihsiz ilişkileriydi. Eserleri çizgi roman olarak kalırsa daha iyi olacağını düşünen Moore, isminin bu iki filmde geçmemesini tercih etti.
Alan Moore, tuhaf kişiliği ve hikaye anlatıcılığı ile çizgi roman dünyasının en önemli isimleri arasında yer buldu. Pek çok çizgi roman yazarına ilham kaynağı oldu. Özellikle Moore’un Watchmen hikayesi o dönemlerde çizgi roman anlayışını değiştiren bir eser olarak kabul edildi. Watchmen’den sonra pek çizgi roman serisi Watchmen’den etkilenerek piyasaya sürüldü.
Yorum Bırakın