Spoilersız The Outer Worlds İncelemesi

Spoilersız The Outer Worlds İncelemesi
  • 0
    0
    0
    0
  • Knight Of Old Republic, Neverwinter Nights 2, Pillars of Eternity, Tyranny, South Park: Stick of Truth... Eğer RPG (Role Playing Game) oynamayı seviyorsanız tüm bu oyunları oynamış ya da en azından duymuşsunuzdur. Çoğunluk tarafından en iyi Fallout oyunu olarak görülen ve Fallout'u günümüzdeki popülerliğine taşıyan New Vegas oyunu da, tüm bu saydığım oyunlar da o firmanın elinden çıktı: Obsidian Entertainment. 2003'de kurulan güzide firmamız, günümüz RPG oyunlarına hem diyalog seçimi hem de karakter gelişimi açısından kaynak olmuştur. Kendi karakterimizi yaratıp kendi maceramıza, kendi seçtiğimiz yollarla devam edip sonunu kendimizin hazırladığı oyunlar. Adeta oyun olmaktan çıkıp, yaratılan evrende yaşadığımıza ikna eden ve o evrene bağlayan oyunlar. İşte The Outer Worlds'de de firma, yine bu işin üstesinden gelmiş. Obsidian, finansal olarak dar bir şirket olmasına rağmen, oldukça iyi rol yapma oyunlarıyla biliniyordu. 2018'de Microsoft'un çatısı altına giren Obidian Entertainment'ın bu projede Microsoft'un da maddi desteğini aldı. Fallout: New Vegas'ın da yaratıcılarından olan Tim Cain ve Leonard Boyarsky'nin ellerinden çıkan yapım, arkalarında maddi bir destek olduğunu belli eder şekilde önceki oyunlarının üzerine katmış, kaliteli ve üst düzey bir AAA (Triple-A) (Genellikle daha yüksek geliştirme ve pazarlama bütçelerine sahip, orta veya büyük çaplı firmalar tarafından üretilen ve dağıtılan oyunlar için kullanılan resmi olmayan bir sınıflandırmadır.) oyun olmayı başarmış durumda.

    Hikaye

    Oyun, çeşitli firmaların, insanlara uzayda yeni bir yaşam vaad etmesi sonucu, uzaygemilerinin içindeki kapsüller aracıllığıyla uzayan taşınmalarıyla başlıyor. Daha sonra firmalar bu hareketten zarar ediyorlar ve birçoğu bu projeyi durduruyor. İnsanlar uzayda kapsülün içinde uyur halde bırakılıyorlar. Biz de ismi "The Hope" olan, bu proje kapsamında uzaya gönderilen gemilerden birinin içinde uyurken başlıyoruz oyuna. Phineas Vernon Welles isimli karakter, Halcyon Sistemi'nde asılı kalan Hope'a ulaşıyor. Welles, icad ettiği kimyasal sayesinde, uzun yıllar kapsülde kalan insanları sağlıklı bir şekilde uyandırabiliyor. Bunun için kolonistlerden birini (yani bizi) seçip onu uyandırıyor. Karakter yaratma ekranıyla karakterimizi bu noktada oluşturuyoruz. Welles, diğer yolcuları uyandırabilmek için daha fazla metaryel gerektiğini söylüyor. Başına ödül koyulduğu için kendisi araştırmaya çıkmayan Vernon Welles, bu görev için bizi "Terra 2" adlı gezegene yolluyor. Çeşitli olaylar sonucu, "Unreliable" adında geminin sahibi oluyoruz. Böylece Halcyon Güneş Sistemini rahatlıkla gezip ihtiyacımız olan meteryalleri bulabilecek duruma geliyoruz. Ana hikaye bu şekilde başlıyor. Bu noktadan itibaren tamamen serbestsiniz. İsterseniz görevinizi tamamen umursamayıp, kendi yolunuzu çizbilirsiniz. Kötü korsan kaptan, uzay tüccarı veya gezegenleri keşfeden maceraperest bir kaptan olabilirsiniz. Günümüzde her oyunun RPG olmaya çalışması ve yan görev diye, birbirinin aynısı, sıkıcı ayak işlerini tekrar tekrar yaptırmasının üzerine bu oyun ilaç gibi geliyor. Gerçek bir RPG deneyimi sunan oyunda, seçimleriniz gerçekten oyuna etki ederken, vicdani olarak da oyuncuyu rahatsız edebiliyor. Ana görev yapmak yerine sadece keşfetmek isterseniz de, yine ana görev derinliğinde yan görevlerle karşılaşıyorsunuz ki bu, oyundan sıkılmamanıza, evrene bağlanmanıza ve sanki orada yaşıyormuş gibi hissetmenize neden oluyor. Mizahi yönü güçlü bir oyun. Henüz en başında yaşanan durum komedileriyle yüzünüzü güldürmeyi başarıyor. Ama bazı noktalarda gerçekten duygusallaşıyor ve sanki başka bir oyuna geçmişsiniz gibi hissettiriyor. Bu kötü bir durum değil. Duygusal anlar sizi karakterlere daha çok bağlıyor. Oyunun karakterleri, üzerine düşünülerek ve çok başarılı bir şekilde yazılmış. Öyle karakterler var ki, kendi karakterimizden bile daha çok sevebiliyoruz. Ayrıca bazılarını da yanımıza yoldaş/mürettebat olarak da alabiliyoruz. Karakter yüz animasyonları ve mimikleri de çok başarılı. Bir karakterin gerçekten mutlu olduğunu görebiliyoruz. Üzüldüğünde ve diyaloglarda bunu belli etmemeye çalıştığında dahi hüznünü farkedebiliyoruz. Bu, karakterlere bağlanma ve önemseme konusunda çok işlevli oluyor ve oyun boyunca bencil hareket edememinizi sağlıyor. Oyun UnrealEngine oyun motorunu kullanıyor. Dishonored'dan da alışık olduğumuz tarzda yumuşak çizimler ve renk tonları göze hitap etmesi ve harika manzaralar yakalamanıza olanak sağlıyor. Gidilen gezegenlere göre mimari ve renk tonları da değişiyor. Bu da mekanların tekrara düşmemesi ve başka biryer keşfettiğini hissettirmesi açısından çok iyi.

    Oynanış ve Mekanikler

    Oyunda; Groundbreaker, Iconoclasts, Monarch Stellar Industries, Sublight Salvage & Shipping, The Board ve Spacer's Choice isimli topluluklar bulunuyor. Topluluklara yaptığınız hizmet veya karşı hamleler, o topluluklarla olan itibarınızı da etkiliyor. İtibarınız bir toplulukla negatif yönde ilerliyorsa, o topluluk size düşman, pozitif ilerliyorsa da dost olabiliyor. Bu durum da oyun içinde hem diyaloglara hem de insanların size olan davranış şekline etki ediyor. Yoldaşlarınız, yaptıklarınız için sizi yargılayaiblir, ekipten ayrılmak isteyebilir, veya yaptıklarınızı doğru bulup sizi destekleyebiliyorlar. Oyunda konuşma yeteneğinizi geliştirip, düşmanlarınızı konuşarak her şeye ikna etmeniz mümkün. Gözünü kan bürümüş biriyseniz isterseniz tamamen biçerdöver bir karakter yapıp herşeyi kas gücüyle çözmeniz de yenebilirsiniz tabii ki. Sizi zaman zaman ana odağınızdan uzaklaştıran ve aslında ne için orada bulunduğunuzu unutturan, evrene sizi bağlayan birçok yan görevle karşılaşmanız mümkün. İnsanların "vuruş hissi" dedikleri, vurulan düşmanların tepki verme şekilleri, eleştirildiği gibi gerçekten zayıf. Uzak mesafeli silahların sekmeleri oldukça iyi hissettiriyorlar. Yakın dövüş kısmında Fallout'un aksine vurduğunu daha çok hissettiren bir dövüş mekaniği bulunuyor. İki kez zıplama tuşuna basarak bir yöne verdiğinizde kaçmaya yarayan bir "dodge" mekaniği de mevcut. Özellikle yakın dövüş için yanınıza kadar gelen düşmanlardan kaçmak için oldukça kullanışlı oluyor. Bir diğer mekanik de zamanı yavaşlatmak. Kırmızı can barının altındaki Mor bar, diğer RPG'lerde sıkça gördüğümüz mana barının görevini yapıyor. Zamanı yavaşlatmak, mor barı azalıyor. Oyunda, yine benzer oyunlarda gördüğümüz gibi, yemek ve pot kullanarak can, mana yenilemesi ve kısa süreli çeşitli pasif özelikler de kazanabilebiliyoruz. Oyunda seviye atladıkça 10 yetenek puanı ve 1 perk puanı alıyoruz. Yetenek puanı; karakterinizin, yakın dövüş - uzak dövüş - defans - liderlik - konuşma ve teknoloji gibi yetenek bölümlerine verebiliyorsunuz. Verdiğiniz her puan, yeteneğin üç alt birimine yayılıyor. Perk sistemi de var olan yeteneklerinize ek pasif değerler veriyor. Yetenek ve Perk kazanımı yoldaşlarınız için de geçerli. Ayrıca yoldaşların aktif yetenekleri bulunuyor ve bu yetenekleri siz istediğiniz zaman kullandırtarak çeşitli kombolar çıkartarak kombatı da çeşitlendirebiliyorsunuz. Savaş sırasında yoldaşların hangi konumda beklemesi gerektiğini de isterseniz siz seçebiliyorsunuz. Yoldaşlarınız seviye atladıkça onların perk puanlarını kendi istediğiniz şekilde dağıtabiliyorsunuz. Bu durum Mass Effect'deki sisteme oldukça benziyor. outer worlds yoldaş seçim ekranı mass effect yoldaş seçim ekranı Ayrıca Halcyon Sistemi üzerinde gezegenden gezegen hızlı seyahat yapmak, ve gemiden inerken yanımıza mürettebattan yoldaşlar seçmek de yine Mass Effect'i andırıyor. Outer Worlds Sistem Haritası mass effect sistem haritası Yükleme ekranlarındaki çizimler de Bioshock ve Fallout'u andırıyor. Oyunu sürekli kendinden önceki RPG'lere benzetmemiz, özgün olmadığı izlenimi uyandırmasın! "Old School RPG" dediğimiz, eski tarz, hepimizin sevdiği ve nesli tükenmekte olan, günümüzde zor yetişen bu türün bir örneği oldğunu belirtmek için benzer yönlerini söylüyoruz. Evreni, karakterleri, diyalogları ve mizahıyla kesinlikle keendine has orijinal bir eser!

    Kimler Denemeli?

    Uzun diyaloglar size sıkıcı geliyorsa, aksiyon ve vuruş hissi arıyorsanız, bu oyundan uzak durun. Eski tür RPG'leri özleyenlerdenseniz, RPG türünü seviyorsanız, uzun diyaloglar dinlemeyi ve kendi yolunuzu oluşturmayı seviyorsanız bu oyuna mutlaka şans verin. Çünkü bu sizin için yılın oyunu olaiblir! Diyalog severler için bile günümüzde çıkan bazı oyunlarda sıkıcı ve gereksiz diyaloglar nedeniyle sıkılabiliyoruz. Fakat bu oyunda o kadar içi dolu muhabbetler yapılıyor ki, siz kendi hür iradenizle sorular sorup diyaloğun süresini uzatıyorsunuz. Karakteri tanıdıkça tanımak istiyor ve konuşmanın içinden çıkamıyorsunuz. "Ben RPG severim, diyalog da severim, ama ingilizcem iyi değil" diye bahane edenleri şimdiden görür gibiyim. Oyunda kritik seçimler yaparken bile herhangi bir süre yok. Uzun uzun düşünmeniz için zaman veriliyor. Diyaloglar siz istemeden geçmediği için, anlamadığınız kelimelere sözlükten veya tarayıcıların çevirilerinden bakabilirsiniz. RPG sonuçta, emek ister... Ben şahsen, ingilizceyi bu şekilde eski tip RPG oyunlardan öğrendim... Oyunu PC için; Microsoft Store ve Epic Store'dan edinebilirsiniz. Steam için ise 2020 yılında satışa sunulacak.

    Oyunun fiyatları platformara göre şu şekilde:

    Microsoft Store (Windows 10): 309 TL Epic Store: 309 TL Xbox: 390 TL Ayrıca Gamepass ile oyuna ulaşabilirisniz. Çıkış günü itibariyle Gamepass'e eklendi! Playstation: 389 TL
    Oyuna Puanım: 97/100. Yılın en iyi oyunu olabilir...

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.