Hiza'dan Sonra Unutulmaz Bir İz Bırakan Gazapizm'le Röportaj

Hiza'dan Sonra Unutulmaz Bir İz Bırakan Gazapizm'le Röportaj
  • 5
    0
    1
    1
  • Anıl Murat Acar, sahne adıyla Gazapizm; 2003 yılından bu yana rap müzik ile ilgileniyor. İlk albümü "Yeraltı Edebiyatı"nı 2014 yılında yayınladı. Cem Adrian, Gripin gibi bir çok başarılı isimle de düeti olan Gazapizm, son albümü HİZA'yı 2020 yılında dinleyicilerine sundu.

    Röportajımıza geçmeden önce 2. stüdyo albümü "Bir Gün Her Şey" ile aynı adı paylaşan parçadan bir alıntı ile başlayalım. Keyifli okumalar...

     

                                                                Bu saatten sonra kapansa da olur şarkım

                                                               Duvarlarda sözlerim bak: "Gazapizm sokaktır!"

     

    1. Hayattaki kırılma noktalarından başlamak gerekirse "Heyecanı Yok" şarkısına özellikle dokunmak istiyoruz. Yayınlanmasının ardından yılın şarkısı olarak ödül alan ve şimdilerde 200 milyon izlenmeyi geçen şarkının kendine bulduğu alanı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce varsa eğer müziğinizdeki kırılma noktalarından biri sayılabilir mi?

    Kesinlikle sayılabilir. Ben 16 senedir müzik yapıyorum ama daha büyük kitlelere ulaşmamı Heyecanı Yok’un başarısı sağladı. Sesimi daha fazla insana duyurabilmemin yolunu açtığı için benim müziğimin dönüm noktalarından biri olarak hep yeri ayrı kalacak ama umarım yerini daha büyük başarılar alacak.

    ">

     

    2. "Hiza" albümü isminin de hakkını verircesine dinlerken diğer albümlere nazaran özellikle altyapı olarak düşündüğümüzde daha düzenli daha ortaya dolu dolu bir şeyler sunan bir albüm. Korolar var ya da farklı enstrümanlar var. "Yeraltı Edebiyatı" böyle düşündüğümüzde daha sade bir albüm. Aradaki farkın temelleri sizce neler? Aradaki yaklaşık 6 yıl bunda ne kadar etkili oldu?

    Aradaki farkın temeli eskiden farklı şeyler denemek istediğimizde bunu hayata geçirebilecek maddi gücümüzün olmaması. :) Eski albümlerim daha zor şartlarda, daha kısıtlı imkanlarla yapıldı o yüzden onların verdiği tat çok farklı. Hiza ise hem yaş hem de müzikal bakış olarak daha olgunlaştığım, daha aklımdakileri tam olarak şarkılarımda yansıtabildiğim bir albüm. Bir yandan çok farklı soundlar denerken bir yandan da kendi tarzımla devam ettim. Dolayısıyla geçen zamanın müziğime ve bana kattıklarından mutluyum.

    3. Önceki albümlerinizde ya da farklı zamanlarda çıkarttığınız teklilerde Çağrı Sinci, Zeze gibi kendi müzik tarzınızdaki insanlarla yaptığınız şarkılara daha çok rastlarken bu albümde daha farklı müzik türünde sanatını icra eden insanlar görüyoruz. Bununla ilgili belirgin bir tercih var mı yoksa tamamen akışın getirdiği bir durum mu? Ayrıca arada birlikte çalışmak bazında ne gibi farklılıklar vardı?

    Eski albümlerimde ya da şarkılarımda bu tür iş birliklerini halihazırda zaten yapmıştım, bu albüm özelinde yeni şeyler denemek istedim. Aslında olay müzik türünden ziyade benim dinlemekten keyif aldığım sanatçılarla bir eser üretebilmek. İleride bir rapçi ile veya çok farklı bir türle uğraşan farklı bir sanatçı ile yine düetler yapabilirim, burada önemli olan kaliteli bir iş olarak içimize sinmesi.

    ">

    4. Şarkılarınızda genel olarak olduğun yerde saymaktan öte geleceğe dönük bir söylem tarzı var. "Elbet bir gün bahsedicem sana" cümlesi genel olarak sizin albümlerinizdeki duygunun özetlerinden biri gibi. Kişisel bir motto diyebilir miyiz geleceğe dönük bu hale ya da bir tür yaşamak motivasyonu olabilir mi?

    Bu benim kişiliğimle alakalı sanırım, ben geriye dönüp bakmayı seven bir adam değilim. Zaman bu kadar hızlı akıp giderken benim kaybedecek bir günüm dahi yok diye düşünüyorum. Bu da geleceğe dönük söylemler olarak müziğime yansıyor olabilir.

    5. Rap müzikle sizi birbirinize bağlayan nedir? Önceki röportajlarınızdan birinde "Sanat benim için kavgadır." demiştiniz. Mesela bahsettiğiniz kavgaları en özgürce anlatabildiğiniz bir alandan ibaret midir?

    Evet sanat benim için bir kavga. Bu kavga bazen hayatla, bazen bir insanla, bazen zamanla, bazen de sadece kendimle... İşin özünde benim anlatmak istediklerim vardı, rap müzik de bunu yapabileceğim en uygun alandı. Rap müziğin doğuşu zaten başlı başına bir kavgayken, benim kavgam da bu müzikle buluştu.

    6. Her albüm ya da şarkı kayıt süreçleri müzisyene kendinden bir şey bırakabiliyor. Peki Hiza ile geçirdiğiniz süreç size neler bıraktı?

    Hiza’dan önceki bir iki senede hayatımda değişen çok fazla şey vardı ve değişen her şey bende tabii ki bir iz bıraktı. Anlatacak çok fazla şey birikmişti, Hiza'da benim kendime tuttuğum ayna oldu. Mesela ‘Dayan’ şarkısında sadece o aynada gördüklerimi anlattım. “Mutlaka bir iz bırakacağız.” demiştim ya hani, “Hiza” benim bıraktığım iz oldu.

    ">

    7. Hiza'yı müzikal anlamda bir saksafon sesiyle dinlemeye başlayıp perdesiz bass gitar ile bitiriyoruz. Bu noktada albüm listesi sıralamasında neleri göz önünde bulundurdunuz?

    İlk şarkıda duyduğumuz saksafon sesi bence dinleyenleri albümün geri kalanında neyin beklediğinin habercisiyken, yani bir merhabayken; albümü kapatan perdesiz gitar sesi de bir veda gibiydi. Şarkı sıralamasını yaparken şarkılar arası duygu geçişini göz önünde bulundurdum sadece.

    8. Kliplerinde de bir hikaye anlatımına yer veren müzisyenlerdensiniz. Albümden de izlediğimiz ilk klip Pisliğin Üstüne Basmışlar'da kendi içinde bir hikaye anlatıyor klip. Bu hikayeyle şarkının doğuşu arasında bir bağ var mı? İlk olarak bu şarkı için bir klip çekme fikri nasıl çıktı?

    İlk klibimi çektiğim günden beri, aklımda önce görsel bir dünya canlanıyor sonra ben o dünyanın üzerine şarkı yazıyorum. Pisliğin Üstüne Basmışlar da öyle oldu aslında, “Ne yaparsan yap arınamayacağın bir pislik.” üzerine konuşurken kafamızda klipteki dünya canlandı, sonra ben onun şarkısını yaptım. Eğer gerçekten aklımdaki hikayeyi tam olarak anlatabileceksem klip çekiyorum zaten, bugüne kadar hiç “Bu da böyle olsun ya!” diye bir iş yapmadım. Şimdi farklı klipler, farklı hikayeler için hazırlanıyorum, onlar için de çok heyecanlıyım.

    ">

    9. Şu an rap müzikteki üretim diğer müzik türlerine nazaran çok daha ön planda. Çok sık aralıklarla şarkı üreten rapçiler var. Siz bu sıklığı neye bağlıyorsunuz? Yıllarca rap müziğinin hak ettiği yere gelmesi için verilen uğraşın şimdilerde sonuç vermesiyle alakalı olabilir mi bu? Rap müziğin kemik kadrolardan ve dinleyiciden çıkıp her yaşa ulaşmasına dair düşünceleriniz nedir?

    Rap müziğin yıllar sonra hak ettiği değeri görmesinden ben çok mutluyum, eminim tüm arkadaşlarım da öyledir. Ama üretim sıklığı tamamen öznel bir durum, her sanatçının kendince farklı sebepleri olabilir. Kimseyi genellemeden kendim için konuşacak olursam, rap müziğin popülerliği zamanla azalabilir ya da tam tersine daha fazla artabilir. Hiç bunları düşünmüyorum bile çünkü bu bir furya olarak gelip geçse de iyi müzik yapan herkes bir şekilde kalıcı olacaktır. Bir müzik türü geniş kitlelere ulaşınca onu icra eden sayısı doğal olarak artacak, bundan rahatsız olmak kimsenin haddine değil sanki. Özellikle bizim camia özelinde ortada bir pasta var da herkes bir ucundan pay almaya çalışıyormuş gibi görünmesinden rahatsızım. Herkes kendince müziğini icra ediyor, zaman zaten sadece gerçekten iyilerin kalmasına izin veriyor.

     

    Röportaj ve takibiniz için teşekkür ederiz.

    Sevgilerimle…


    Yorumlar (1)
    • Kırılma noktalarından bahsedilecekse önce Gece Sabahın klibinden söz etmek gerekir bence. Ticaretten söz ediyorsak kırılma noktasının Heyecanı Yok olduğu söylenebilir ama Gece Sabahın klibiyle birlikte prodüksiyonu ve vizyonu genişledi bence Gazapizm'in.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.