Zafer Mi Hezimet Mi? : Lozan Antlaşması

Zafer Mi Hezimet Mi? : Lozan Antlaşması
  • 4
    0
    0
    0
  • "Uçurumun kenarında yıkık bir ülke... Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... Yıllarca süren savaş... Ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet... Ve bunları başarmak için aralıksız devrimler..."

    -Mustafa Kemal Atatürk

    Bugün Lozan Barış Antlaşmasının 97. yıldönümü. Türk heyeti 97 yıl önce Lozan'a hangi koşullarda gitti? Lozan'da neler yaşandı? Bir zafer mi yoksa başarısızlık örneği mi?

    I.Dünya Savaşı'nın sonucunda mağlup olan ittifak devletleri itilaf devletleri tarafından kendilerine sunulan barış antlaşmalarını kabul etmişlerdir. Ancak mağlup devletlerden biri olan Osmanlı Devleti ile imzalanan Sevr Barış Antlaşması gerek Osmanlı Mebusan Meclisinde gerekse Yunanistan hariç diğer ülkelerin meclislerinde onaylanmaması sebebiyle bir "anlaşma taslağı" şeklinde kalmıştır.

    Aynı zamanda Türk Kurtuluş Savaşı'nı sürdüren ve komuta eden Büyük Millet Meclisi imzalanan bu antlaşmanın Türk ulusu nezdinde geçersiz olduğunu bununla birlikte antlaşmayı imzalayan Sadrazam Damat Ferit Paşa ve yanındaki üç kişiyi idama mahkum ederek vatan haini ilan ettiğini bildirmiştir.

    Akabinde Yunan kuvvetlerini mağlup eden Ankara Hükümeti, Mudanya Ateşkes Antlaşmasını imzalayarak zaferini tescillemiş ve İstanbul Hükümeti ile birlikte Lozan'a davet edilmiştir. Bunun üzerine Kurtuluş Savaşı'nın kumanda merkezi olan Büyük Millet Meclisi, İstanbul Hükümeti'nin artık Türk Milleti'ni temsil etmediğini ve zaferin Türk Milleti'nin zaferi olduğu gerekçesiyle saltanatı kaldırarak Lozan'a Büyük Millet Meclisi heyetini göndermiştir.

    Lozan'da Türk Heyeti

    Lozan'da Türk Heyeti

    İlk Lozan Görüşmeleri 20 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan şehrinde başlamıştır. İngiltere Dışişleri Bakanı Lord George Curzon ile Türk Hükümeti Dışişleri Bakanı İsmet İnönü arasındaki hararetli tartışmalara rağmen ikili, kapitülasyonlar ve Osmanlı Devleti'nin borçları hususunda anlaşamamışlardır. Bunun üzerine İsmet Paşa, "Memleketimi esarete mahkûm eden bir belgeye imza koyamam." diyerek Lozan'dan ayrılmıştır.

    Konferansın kesilmesi Türkiye'de kaygılara neden olmuştur. Acaba yeniden mi savaş olacaktı? Barış sağlanamayacak mıydı? Bunun üzerine barış görüşmeleri tekrardan Lozan şehrinde 23 Nisan 1923'te ikinci kez başlamıştır. Türk heyetinin başında yine İsmet Paşa'nın bulunmasına karşın artık İngiltere heyetinin başında Lord Curzon yerine Sir Horace Rumhold bulunmaktadır. Bu görüşmelerde kapitülasyonların kalkması yönünde bir konsensüs oluşmuş ve neticesinde Türk Devleti diğer bütün devletlere karşı kapitülasyonları kaldırmıştır. 

    Türk-İran sınırının çizildiği, kapitülasyonların kaldırıldığı, yabancı okulların Türk Devleti himayesine alındığı ve yeni Türk Devletinin artık uluslararası geçerliliğe sahip bir antlaşma metni ile tanındığı Lozan Antlaşması tarihimiz açısından son derece önemlidir.

    143 madde ve buna bağlı 17 protokol ve sözleşmesiyle Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923'te Rumini otelinde kutlamalarla imzalanmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Atatürk ise, “Bu antlaşma, Türk ulusuna karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış, büyük bir suikastın çöküşünü anlatan bir belgedir. Osmanlı dönemi tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal zafer eseridir.“ demiştir.

    Üzerinden 97 yıl geçen ancak hala sahip olduğumuz, bugün vazgeçmeyi bile düşünemeyeceğimiz ilkeleri ve hakları uluslararası alanda bizlere Lozan Antlaşması sağlamıştır. Henüz daha Cumhuriyet dahi kurulmadan bizleri uluslararası alanda ortaya çıkaran ileride kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'ne zemin hazırlayan bu antlaşmanın bugün tartışıldığı üzere hezimet mi yoksa zafer mi olduğuna sizler karar veriniz.

     

    Kaynakça:

    Lozan Antlaşması ve İsmet Paşa

    Treaty of Lausanne - Wikipedia


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.